YAZAN: BURCU ERBAŞ
FOTOĞRAF: ATMOS

Bakteriler Dünya’nın hem en eski hem de en dayanıklı canlı organizmasını oluşturuyor. İlk evrimleşen canlı grubu olan bakteriler buzul çağı, ekstrem sıcaklar gibi gezegenimizin 4 milyar yıl boyunca geçtiği tüm evrelerden yüksek adaptasyon özellikleri sayesinde hayatta kalarak günümüze ulaşıyor. Bakteriler, şu anda hiçbir canlının yaşayamadığı koşullarda, volkanların içerisinden okyanusun en derin noktasına kadar her türlü şartta gelişebiliyor. Birçok çevresel krizle karşı karşıya olan ve kendi türümüz dahil birçok türün neslinin tükenme tehlikesinin bulunduğu gezegenimizde dayanıklılık ve adaptasyon konusunda bakterilerden öğrenecek çok şeyimiz var. Bu nedenle bilim insanları şu günlerde bakterilerin gezegen sağlığının yükseltilmesinde ne gibi faydalar sağlayabileceğini araştırıyor.


Bakteriler ve gezegen sağlığı arasında nasıl bir ilişki bulunuyor?

Son birkaç yılda yapılan bilimsel çalışmalar bakterilerin bütünsel sağlığımız için ne denli önemli olduğunu gözler önüne serdi. Ruh halimizden bilişsel performansımıza, bağışıklık sistemimizden metabolizmamıza kadar neredeyse tüm bedensel işlevlerimiz bağırsaklarımızda yaşayan bakteri ekosistemine bağlanıyor. Bir canlı organizması olan bizler için bakteriler bu denli hayatiyken neden aynı durum birçok canlıya ev sahipliği yapan gezegenimiz için aynı olmasın? Aynı bizler gibi her canlının, toprakların, okyanusların, ekosistemlerin kendilerine özgü birer mikrobiyotası bulunuyor ve bu bakteri ekosistemlerinin dengesi canlılığın devamını sağlıyor.

Bakteriler hangi alanlarda karşı karşıya olduğumuz küresel çevre krizlerinde çözüm olabilir?

Peki mikroskobik büyüklükteki inanılmaz dayanıklı bu organizmalar daha sürdürülebilir bir gelecek için bizlere nasıl yardımcı olabilirler?

1. Mercan resifleri

Birkaç yıl içerisinde tamamen yok olmaları öngörülen mercan resifleri, okyanus ekosistemi için çok büyük bir önem taşıyor. Giderek ısınan okyanus suları ve su kirliliği altında yaşamını yitiren resiflerin ucu her birimize dokunacak kadar şiddetli negatif etkilerini önleyebilmemiz için onları yaşatmaya devam etmemiz gerekiyor. Bir grup bilim insanı da mercan resiflerinin öz dayanıklılıklarının, bağışıklık ve detoksifikasyon sistemlerinin daha iyi çalışması için cevabın bakterilerde olduğunu gösteriyor. Aynı bizler gibi kendi mikrobiyatalarına sahip olan resiflerin yeniden güçlenmesinde bilim insanları laboratuarda geliştirdikleri “mercan probiyotiklerini” resifleri takviyelendirmek için kullanıyor.

2. Toprak

Aynı okyanuslar gibi topraklarımız da seneler boyu maruz bırakıldıkları kimyasal tarım ilaçları, hormonlar, yanlış pratikler, kirlilik ve çölleşme nedeniyle canlılıklarını yitiriyor. Toprakların kalitesizleşmesi ise ileriki yıllarda küresel gıda krizleri yaratabilecek şiddette ilerliyor. Hayati değerlerini kaybeden toprakta büyüyen meyve ve sebzeler de besin değerlerini kaybediyor. Topraklar sağlığını yitirirken bizler de sağlığımızı yitiriyoruz. Bilim insanlarına göre bu kısır döngüyü durdurmanın bir yolu da toprak mikrobiyomunu dışarıdan müdahaleler ile yeniden zengileştirmekten geçiyor! Aynı bağırsaklarımız gibi kendi mikrobiyotasına sahip olan topraklar da bizler gibi probiyotiklerden yani yararlı bakterilerden fayda görebiliyor. Hatta doğru zamanda doğru bakterilerin toprağa takviyelendirilmesi susuz geçecek bir dönem için bitkileri daha dayanıklı kılabiliyor.

3. Arılar

Dünya’daki tüm tarım mahsullerinin üçte biri arıların polenleşme görevleri sayesinde gerçekleşiyor. Gezegen üzerindeki neredeyse tüm yaşamın devamı bal arıları aracılığıyla devam ediyor. Nitekim, iklim krizi, ekosistem kayıpları, çevresel kirlilikler gibi insan yapımı nedenlerle arı popülasyonu ciddi şekilde düşüyor. Bir grup bilim insanı da küresel gıda üretiminin devamlılığı ve güvenliği için anahtarın bal arısı sağlığını yükseltmekten geçtiğini düşünüyor. Peki nasıl? Bakteriler aracılığıyla. Arıların sindirim yollarında bulunan bakterileri inceleyen bilim insanları tarımsal ilaçların aynı bize etki ettikleri gibi arıları da etkilediğini, iyi huylu bakterileri öldürdüğünü görüyor. Bağışıklık sistemleri düşen arılar hastalanmaya ve ölmeye başlıyor. Arıların sağlığını korumanın yolu da iyi huylu bakterilerini çoğaltmaktan yani arılara probiyotik vermekten geçiyor.

4. Karbon yakalama

İklim krizinin ana nedenlerinden birisi insan aksiyonları yüzünden kontrol edilemeyecek şekilde yükselen sera gazları. Atmosferdeki karbondioksit miktarının artmasına neden olarak küresel sıcaklığı yükselten, okyanusların asidite seviyesini arttıran sera gazları birçok canlı ekosistemini yok olma noktasına getiriyor. Gezegen sağlığını koruyabilmemiz için alınması gereken önemli aksiyonlardan bir tanesi de bu yüzden atmosferden fazla karbondioksitin yakalanması oluyor. Yüksek teknoloji karbon yakalama araçları bir yana bilim insanları, zorlu çevresel şartlara dayanabilen bakterilerin de iyi birer çözüm olabileceğini düşünüyor. Doğal olarak volkanlarda birer karbon yutağı olarak yaşamını sürdüren bazı tip bakteriler üzerinde çalışılarak okyanusların karbon dengesinin sağlanmasına yönelik değerlendirme yapılabilecek.




Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP