Ne düşündüğünüz ve ne olacağınız öncelikle sizin ne istediğinize bağlı. Alışkanlıklarımızı değiştirme yolunda kendimize soracağımız ilk soru: “Ne istiyorum?” olmalı. Kalıcı değişim yaratmak için geçmişimizi tekrarlamayı bırakmalı ve geleceğimizi bilinçli olarak yaratmayı seçmeliyiz. Ne zaman mı? Bugün. Geçmişi tekrar etmeden geleceği yaratmak, farkındalıkla yeni alışkanlıklar oluşturmaktan geçiyor.
Neden geleceğimizi bilinçli olarak şekillendirmeliyiz?
Bunu yapmazsak, yeni bir şey yaşayamayacağımız garanti! Özellikle içinde bulunduğumuz yaşam koşullarında her olaya savaş ya da kaç tepkisi verir olduk. Bu durumu anlatırken aslanla karşı karşıya gelmiş mağara adamı örneği verilir ancak şu an durum daha da çarpıcı çünkü aslan hep karşımızda.
Bu bir oyun; uyanma ve değişme olmadığında hep aynı sahneyi tekrarlamak zorunda kalırız. Her yeni bilgi ve deneyimle beynimizdeki nöronlar, sinapslar aracılığıyla birbirleriyle bağlantı kurar. Kurulan bu bağlantılar beyinde yepyeni bir harita oluşturuyor. Hedef koyarak, odaklanarak ve bunları sistemli bir şekilde tekrarlayarak beynin nöroplastisite (adapte olma) özelliğini kullanıyoruz. Bu sayede yeni oluşturduğumuz zihin haritaları ile olmak istediğimiz kişiyi şekillendiriyoruz ve bunu her gün yapıyoruz.
Ormanda yürüdüğünüzü düşünün. Çimenler, üstüne basıldıkça zaman içinde ezilir ve orada bir patika oluşur. Bir bakmışsınız o ara yol adeta bir “ana yola ” dönüşmüş. İşte beynin bağlantıları da aynen böyle! Ne kadar tekrarlarsak o davranış benimseniyor.
Aynı düşünceler hep aynı seçimlere götürür.
Aynı seçimler aynı davranışlara götürür. Aynı davranışlar aynı deneyimleri yaratır.
Aynı deneyimler aynı duyguları yaratır. Aynı duygular yine aynı düşünceleri yaratır.
Dr. Joe Dispenza
Otomatik pilotta yaşamak
Tüm bunlar, bizim günlük alışkanlıklarımızda, tekrarlanan kalıplarımızda, deneyimlediğimiz duygusal durumlarda neyi seçtiğimize bağlı. Beynimiz biraz tembel, söylemiş olayım. Tasarrufu sevdiği için kendi haline bırakıldığı zaman eski rutinlere tutunmayı sever, yenilerine pek paye vermez. Böylece otomatik sürüşte vitesi boşa alır, minimum enerji harcayarak yaşayıp gidebilir. İlk adım otomatik pilottan çıkıp direksiyonun başına geçmek. Mevcut yöntemlerinizin artık işe yaramadığını ve yenisine ihtiyaç olduğunu bizzat tecrübe edip karar vermeniz gerekiyor. Yani başkasının ipiyle bu kuyudan çıkamayız. Yapabileceğinize inanın. Bir işi yapacağınıza olan inancınız beyninizin işleyişini değiştiriyor ancak deneyimlerimle sabit ki inancı bilgi ile pekiştirmediğimde sonuç hep hüsran oldu. Bilgi, elimizdeki güç fakat kullanılmayan bilgiye yine de güç diyebilir miyiz?
Yeni alışkanlıklara merhaba!
Kendimize bakıp eski, bize iyi gelmediğini veya görevini tamamladığını fark ettiğimiz bilgiyle vedalaşmalıyız. Ne seçiyorsak O’yuz. Yeni alışkanlıklara beslenmenizden başlasanız nasıl olur?
Yemekle ilişkinizi değiştiren basit teknikler olduğunu biliyor musunuz? Birkaçı bile müthiş farklar yaratıyor. Yemekle ve hayatla kurduğumuz ilişkinin aynı olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle yemekle ilişkimizi değiştirmek için gerçekte kim olduğumuzun farkına varmalıyız. Zihnimiz ödüle dayalı öğrenme yoluyla alışkanlıklar yaratmaya alışmış. Ödevini bitirdiğinde dondurma alınan o küçük çocuk biziz, karnesi iyi geldiğinde pasta ile kutlayan çocuk biziz. Bugünkü aklımızla, tecrübemizle bilmeliyiz ki beynin ödülü aslında tatlı değil, yüklediğimiz anlam ve verdiğimiz duygusal tepki. Bağımlılığın üstesinden gelmek için ödüle dayalı alışkanlıklarımızdan uzaklaşmalıyız.
- Geri çekilip kendinizi bir film gibi izleyerek tetiklenen duyguyla aranızda bir mesafe yaratabilirsiniz. Bu sizi hikayeden uzaklaştırır.
- Stresten kaçının demeyeceğim, gerçekçi olmaz ancak alıştığınız duygusal tepkileri vermek yerine sakince stres kaynağınıza yönelmeli hatta orayı biraz kurcalamalısınız.
- Daha farklı rahatlama yolları bulmaya yönelin. Rahatlatıcı bir banyo, el ayak bakımı benim ritüellerim arasında.
- Herhangi bir kısıtlama getirdiğimizde kendimizi yoksun hissederiz, ardından da daha çok arzularız. Tatlıyı ödül yerine koymayacağınız gibi ceza yerine de koymayın. Her tatlının sağlıklı bir versiyonu vardır. Doğru malzeme ve tarifle tatlı tüketiminizle barış imzalayabilirsiniz.
Aynı sahneyi tekrar tekrar oynamamak için hayatımızdaki bilinçli ve sürdürülebilir eski alışkanlıklarımızı korumalı, hizmet etmeyenleri bırakmalı, yenilerini oluşturmalıyız.