
En sevdiğiniz romantik filmi veya aşk romanını düşünün. Ana karakterler bir anda birbirlerine kavuşmuyorlar, değil mi? Aslında bir birleşme ne kadar badirelerden geçer, zaman alır, yavaş yavaş gelişirse bize verdiği tatmin ve mutluluk hissi de o kadar yoğun oluyor. Sadece kurgusal karakterler için değil, bizler de kendi ilişkimizde beklemeyi, dozunda sabretmeyi heyecan verici ve baştan çıkarıcı buluyoruz. Her istediğimiz şeyi kolaylıkla elde edebildiğimiz, anlık tatminlerle dolu modern yaşamda beklemek, özellikle cinsel hayatımızda, diğer tüm zevklerden daha üstün bir sonuç verebiliyor. Her ne kadar zevk almaya karşıt bir düşünce gibi gelse de kasti olarak yavaşlamak, stratejik olarak beklemek kısaca hazzı ertelemek cinsel tatminin ve arzuların şiddetlenmesine yardımcı olabiliyor. Erotizmin giderek ikinci plana atıldığı dünyamızda hazzı erteleme sanatı cinsel hayatımıza o heyecanı ve gerilimi katmak için onu keşfetmemizi bekliyor.
Hazzı erteleme becerisi nasıl edinilebilir?
İlk olarak hazzı erteleme duyulduğu gibi bir ceza değil. Aksine düşündüğümüzden çok daha ödüllendirici bir erotizm pratiği. Nasıl en sevdiğimiz yiyeceği en sona saklıyor, favori dizimizin son bölümü için daha müsait bir günümüzü bekliyorsak cinsel yaşamda da yavaşlamak hatta beklemek sadece yakınlaşmanın değil tüm sürecin daha zevkli ve tatmin edici olmasını sağlıyor. Varış noktasındansa yolculuğun kendisini daha keyifli kılıyor. Hazzı erteleme becerisi bu nedenle acele etmemekten, anın tadını çıkarmaktan hatta gerekirse bir adım geri atmaktan geçiyor. Beklemenin yarattığı o gerilimi hem üstümüzde hem karşımızdaki kişide hatta tüm odada hissetmekle başarılabiliyor. Baştan çıkarma evresini yavaştan almak, ön sevişmeyi uzatmak, orgazmı ertelemek veya tamamen fiziksel temasa geçmeyi geciktirmek hazzı ertelemenin en güzel örneklerini oluşturuyor.
Beklemek nasıl erotik olabilir?
Freud’un psikoanaliz anlayışında yer alan zevk prensibine göre insanlar içgüdüsel olarak hazzın peşinden gidiyor ve acıdan, mutsuzluktan kaçıyor. Freud’a göre bu bizim en ilkel benliğimiz olan İd’in itici gücünü oluşturuyor. Küçük yaşlardayken hepimiz sadece hazzın peşinden gidip rahatsızlıktan kaçmaya çalışıyoruz. Büyüdükçe ise Freud’un gerçeklik prensibi dediği bir başka kavramla tanışıyoruz. Bazı durumlarda haz almayı ertelemenin ve rahatsızlıkla oturmanın gelecekte daha büyük bir hazzı bize getirebileceğini öğreniyoruz. Örneğin akademik hedeflerimizi gerçekleştirebilmek için hepimiz yıllarca oturup ders çalışmayı kabul ediyoruz. Beklemenin ve tolere etmenin bize gelecekte büyük mutluluklar getireceğini biliyoruz.
Aslında bu durumun bir benzeri cinsel hayatımızda da yaşanıyor. Beklemek, sabretmek, arzunun şiddetlenmesine, hazzın büyümesine yardımcı olabiliyor. Düşünün; çok yavaş gelişen bir baştan çıkarma evresi ve o kişinin en sonunda teninize değmesi, her şey yaşanmadan önceki o bekleme anı, tüm deneyimi daha canlı ve daha unutulmaz kılabiliyor. Şimdi ve sonrası arasındaki o cinsel gerilim, çok yakında bir yakınlaşmanın gerçekleşeceği ama hala olmadığı hissi sizi kışkırtabiliyor, baştan çıkartabiliyor hatta çıldırtabiliyor! Beklemek yani hazzı ertelemek gerçekten de çok erotik olabiliyor.
Hazzı erteleme pratikleri
Peki hazzı erteleme becerisinin incelikleri neler? Bu sanatta gerçek anlamda ustalaşabilmeniz ve cinsel yaşamınızda kendinizi yeniden ilk kez aşık olmuş gibi hissedebilmeniz için aşağıda bazı pratikler önerdik:
- Değmeden flört edin: Flört etmek illa ki fiziksel yakınlık kurmak demek değil. Aksine çoğu ilişkinin en başlarında, henüz daha taraflar yeni tanışıyor, konuşuyorken gelişen çekimin ve arzunun temellerini fiziksellik değil paylaşılan o kaçamak bakışlar, birkaç güzel söz oluşturuyor. Beklentiler ve ne olacağını tam olarak kestirememe hali aradaki hoşlanmayı ve cinsel isteği arttırıyor. Eğer ilişkiniz o ilk evreleri atlatalı çok uzun zaman olduysa bile temas etmeden flört etmeyi, partnerinize değmeden onu baştan çıkarmayı deneyebilir, beklentilerin yarattığı arzuyu siz de deneyimleyebilirsiniz.
- Acele etmeyin: Hiç fark ettiniz mi bilmiyorum ama kitaplarda veya filmlerde yer alan ve herkesin çok seksi olduğuna hem fikir olduğu baştan çıkarma sahneleri hiç acelecilik içermiyor. Aksine tüm bakışlar, davranışlar hatta sözler bile çok yavaş, bekleyerek, temkinle ilerliyor. Acele etmemek de etkinin daha büyük olmasına yarıyor. Siz de bir daha flört ederken daha yavaş konuşmaya, daha farkındalıkla dokunmaya, bilerek esler vermeye şans verebilir böylelikle o cinsellikle yüklü anların tadını daha iyi çıkarabilirsiniz.
- Farkındalıkla mastürbasyon yapın: Hazzı erteleme becerisini edinmenin ilk adımı kendimizden başlıyor. Biz, kendimiz orgazm olmadan önce bedenimize yayılan o yoğun hislerle ne kadar süre durabiliyor, ne kadar bekleyebiliyoruz? Daha farkındalıkla, hazzı ertelemeyi de işin içine katarak mastürbasyon yapmak beklemenin ne denli baştan çıkarıcı olduğunu ilk elden deneyimlememize yardımcı oluyor.
- Bedenleriniz cinsel yakınlığa hazır olana kadar bekleyin: Karşılıklı, açık, net, devamlı ve istekli rıza tüm cinsel deneyimlerin merkezinde bulunuyor. Nitekim günümüzde rıza kavramı özellikle kötü niyetli kişiler tarafından seksi olmayan bir formalite kılıfına sokulmaya çalışılıyor. Halbuki rıza, her iki taraf için de güvenli sınırlar içerisinde heyecanın artmasına, arzunun büyümesine yarıyor. Partnerimizin ve tabii ki kendi beden ve zihnimizin fiziksel temasa açık ve net bir şekilde “Evet.” demesi, ardından yaşanacak tüm cinsel yakınlaşmalarının daha güzel, keyifli, güvenli ve unutulamaz olmasını sağlıyor.