Sürdürülebilirlik son yıllarda yükselişte olan bir “trend” olmasına rağmen bu yıla kadar doğru bir farkındalık yeterince oluşmamıştı. Ta ki 16 yaşındaki Greta Thunberg’ün New York’taki Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde yaptığı iklim krizi ile ilgili çarpıcı konuşmasına kadar. Takdir edenler kadar eleştirenler olsa da bir şekilde herkes durumdan haberdar oldu.

Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (“IPCC”) özel raporuna göre gezegenimiz, sanayi öncesine kıyasla 1.5℃ daha ısındığı takdirde geri dönülemeyen bir yola gireceğiz ve şimdiden 1℃ ısınmaya ulaştı bile. Sera gazı emisyonu bu ısınmayı en çok körükleyen faktör. Kritik sınırı aşmamak için artık hepimizin aksiyon alması gerekiyor.

İlginizi çekebilir: İklim Grevi: Ufukta Kolektif Aydınlanma Var!

Harekete geç

Aslında yapılması gerekenleri hepimiz biliyoruz. Bu konuda herkese çok büyük görevler düşüyor. “Tek başıma neyi değiştirebilirim ki?” diye düşünmeden elimizden gelenin en iyisini yapmalı ve ufak değişimlerin önemini küçümsememeliyiz. 

Örneğin; 

  • Daha kolay ve temiz seyahat etmek için toplu taşıma araçlarını kullanabilir, bisiklet sürebilir ya da yürüyebiliriz. Böylece sera gazı emisyonunun azalmasını sağlayabiliriz.
  • Geri dönüşüm yapmaya özen gösterebilir hatta “Sıfır Atık” ilkelerini uygulamaya çalışabiliriz.
  • Temizlik, hijyen ve kişisel bakım ürünlerini evde kendimiz hazırlayabiliriz.
  • Bir şey alırken birden fazla kez düşünebilir hatta mümkünse hiç almayabiliriz. Almamız gerekiyorsa da ikinci el ürün ya da sürdürülebilir modayı uygulayan markalardan alışveriş yapmaya çalışabiliriz.
  • Plastik kullanımını azaltıp plastik yerine bambu diş fırçası kullanabilir, pet şişe yerine kendi şişelerimizi ya da cam şişe tercih edebilir, paketli ürün mümkün olduğunca almayabilir, yanımızda kendi torbalarımızı taşıyabiliriz.
  • Mümkün olduğunca doğal ve organik ürünler tercih edebiliriz.

İlginizi çekebilir: Röportaj: Emine Aksoydan ile Sürdürülebilir Yaşam

Yapılabilecekler saymakla bitmez tabii ki ancak günlük hayatımızda yapacağımız küçük değişimlerle gezegenimizi kurtarmaya katkıda bulunabiliriz. Tüm bunlara ek olarak iklim krizi için bir madde daha var ki en büyük farkı bu şekilde yaratmak mümkün: Vegan beslenme ya da bitkisel beslenme.

Neden vegan beslenme?

Etik ve sağlık nedenlerinden dolayı vegan beslenme oldukça yaygınken veganlığın çevreye katkıları çok da göz önünde bulundurulmuyor. Küresel ısınmaya sebep olan karbondioksit, metan ve azot oksit en çok et, süt ve yumurta endüstrisinden kaynaklanmakta. Yine aynı şekilde dünyadaki suyun neredeyse yarısı bu endüstriler tarafından kullanılmakta. 

  • Karbondioksit salınımı elektrikli araba kullanımına kıyasla vegan beslenmeyle 1,5 kat daha az olur.
  • Amerika’daki herkesin haftada bir porsiyon daha az tavuk tüketmesiyle trafikten 500.000 arabanın azalmasına eşdeğer seviyede karbondioksit salınımı düşer.
  • Et, süt ve yumurta endüstrileri en büyük metan ve azot oksit kaynaklarıdır. (Isıyı atmosferde tutmada metan, karbondioksitten 20 kat; azot oksit ise karbondioksitten 300 kat daha güçlüdür.)
  • 450 gr et yemeyerek tasarruf edilecek su miktarı, 6 ay duş yapmamaya eşittir.

Araştırmalar veganizmin tek çare olduğunu söylüyor

Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre et ve süt ürünlerini tüketmemek bireysel karbon ayak izini yüzde 73 düşürüyor. Araştırmacılardan Joseph Poore, iklim krizi ile gezegenimize verdiğimiz zararı azaltmak için en etkili yolun vegan beslenmek olduğunu belirtiyor. Hatta vegan beslenmenin, uçak tercih etmemekten ya da elektrikli araba kullanmaktan daha etkili olduğunu da ekliyor. 

İlginizi çekebilir: Vegan Beslenme Hakkında Merak Edilenler

Tabii ki kimseden bir gecede vegan olması beklenemez. Tamamen ve hayatınız boyunca vegan olma fikri başta korkutucu gelebilir. Bir anda tüm alışkanlıkları bir kenara koymak kolay bir şey değil ancak yavaş yavaş da olsa bir şeyler yapmak bile yeterli. Başta sadece bir öğün ya da bir gün şeklinde başlayıp zamanla gün aşırı, bir hafta, bir ay gibi artırılarak vegan beslenilebilir. Etsiz Pazartesi (Meatless Monday) gibi akımları, vegan yemek yapan hesapları sosyal medyadan takip etmek size ilham verebilir. 

Vegan beslenmede çokça yapılan hatalardan biri de tabaktan çıkarılan besinlerin yerine bitkisel alternatiflerini koymamak. Et ve süt ürünlerinin yerine hiçbir şey koymayınca güçsüz ve yorgun hissedilebiliyor ve bu da vegan beslenmeden uzaklaşmaya neden oluyor.

Vazgeçer gibi olduğunuzda da en başta bu seçimi neden yaptığınızı kendinize hatırlatmak sizi yeniden motive etmeye yardımcı olacaktır. Sadece daha az hayvansal ürün tüketerek ve onların yerine bitkisel ürün koyarak bile iklim krizi için büyük bir fark yaratabiliriz.

Kaynak: Culinary Schools, Independent




Doğa Tuna

Doğa, Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünden mezun. Yeni şeyler öğrenip araştırmayı sevdiği gibi, bilimi daha anlaşılabilir bir dille başkalarına aktarmayı da çok seviyor. Yaşam tarzımızın bizi şekillendirdiğine inanan Doğa, çoğunlukla düşündüklerimizin, yediklerimizin, cildimize sürdüklerimizin ve hareketlerimizin bizim üzerimizdeki etkilerine odaklanıyor ve bunlarla ilgili araştırmalar yapıyor....



BLOOM SHOP