Her ilişki zaman zaman partnerler arası anlaşmazlık, uyuşmazlık, gerginlik gibi pek çok farklı kökenli probleme maruz kalır. İlişki problemleri çözülemediğinde birliktelikler zayıflama, hatta kopma noktasına gelebilir ve tüm bu aşamalar esnasında taraflar ciddi ölçüde yıpranır.
İlişki problemleri ile ilgili tespitler yapabilmeniz, partnerinizle kopma noktasına gelmeyerek karşılıklı olarak yıpranmamanız için kendinize dürüstçe sormanız gereken 5 soruyu sizler için sıraladık!
1. Kendim olabilmek için yeterince özgür müyüm?
Çoğu ilişkide çiftler birbirinin istek ve ihtiyaçlarına yoğun ilgi gösterirken kendi istek ve ihtiyaçlarını geri plana atar. Bir süre sonra bu “kendini” geri plana atma durumu huzursuzluk ve tatminsizlik duygusu vermeye başlar.
Kendinize vakit ayırmanız, özgürce bireysel kararlar verebilmeniz, kendi ihtiyaçlarınıza göre hayatınızı şekillendirmeniz karşınızdaki kişinin isteklerini önemsemediğiniz anlamına gelmez. Uçaklarda bile acil durumda hava maskelerini her şeyden önce kendinize takmanız gerektiği söylenir. Bu örnekten yola çıkarak, yaşadığınız ilişkide öncelikli olarak kendi sesinizi duymaya özen göstermelisiniz.
2. Partnerime kendisi gibi davranabilmesi için yeterince özgürlük veriyor muyum?
Her insan farklı özellikler gösterebilir. Partnerinizin müzik zevki, sevdiği yemekler, arkadaş çevresi, film tarzı sizinkiyle aynı olmayabilir. Onu sizin hayat tarzınızı ve şahsi seçimlerinizi sevmeye ya da uygulamaya zorlamanız partnerinizin özgürlük alanına müdahale ettiğiniz anlamına gelir.
İlişkilerde karşılıklı olarak özgürlüğe ve özgünlüğe ihtiyaç vardır. Partnerinizin fikir ve duygu dünyasına saygı göstermediğiniz, onu olduğu gibi kabul etmeyerek değiştirmeye çalıştığınız müddetçe ilişkide huzuru bulmanız mümkün olmayacaktır.
3. Her şeyin mükemmel olmasını mı bekliyorum?
Herkes bir ölçüde mükemmeliyetçidir ve her insan mükemmel bir ilişkisi olsun ister. Ancak ilişkileri başka yerlerden alınan örneklerle, sosyal medya kıyaslamalarıyla, aile beklentilerini karşılama umuduyla temellendirmek ve mükemmel bir tablo çizmek için rol yapmak ilişkinin mutluluğu ve huzuru için son derece hatalı bir harekettir.
Hiçbir ilişkinin mükemmel olamayacağını, herkesin kendince pozitif ve negatif özellikleri olduğunu kabul etmelisiniz.
4. Kendimi ve partnerimi ne sıklıkta yargılıyorum?
Partneriniz size ilişkinizle veya sizle ilgili bir şey söylediğinde ona ne sıklıkta yargılayıcı cevaplarla karşılık veriyorsunuz? Örneğin, “Artık bu ilişkide eskisi kadar mutlu değilim.” dediğinde “Bu söylediğin korkunç, sen ne dediğinin farkında mısın, böyle söylüyorsan bu benim hatam değil senin hatan.” şeklinde bir karşılık veriyorsanız partnerinizin fikir ve duygularını düşünmeden önce yargılıyorsunuz demektir.
Böyle bir durumda karşı tarafın bu hissiyatının sebeplerini öğrenmek, sakince bu düşüncenin temelini anlamaya çalışmak çok daha yapıcı bir hareket olacaktır.
5. Birlikte ne kadar kaliteli vakit geçirebiliyoruz ve eğleniyoruz?
Yapacak birçok işiniz, sorumluluğunu almanız gereken çocuklarınız, ilgilenmeniz gereken faturalarınız olabilir. En son partnerinizle ne zaman gerçekten güldüğünüz, eğlendiğiniz, hatta birlikte çocuklaşabildiğiniz bir vakit geçirdiniz?
Bu sorunun cevabı çok uzaklardaysa ilişkilerin en önemli noktalarından birinin iyi anlaşmak, beraber hoşça vakit geçirebilmek, birlikte mutlu hissedebilmek olduğunu hatırlatmamız gerekiyor. Her gün, ufak da olsa birlikte gülecek ve mutlu olacak bir detay yakalamak çok önemli. Bu küçük anlar ve minik detaylar ilişkiyi dinç tutmaya destek sağlıyor.