YAZAN: BURCU ERBAŞ

Sağlıklı bir ilişkinin temelinde partnerlerin duygusal veya fiziksel olarak birbirlerinden zarar görmeyeceklerine dair duydukları inanç vardır. Bu inancın ne denli güçlü olduğunu ilişkinin gidişatı kadar yaşanan önceki deneyimler, aile yapısı ve geçmiş travmalar da etkileyebilir. Nitekim aradaki güven bağı ne denli güçlü olursa olsun bir kere kırıldığında birçok kişi için eskiye dönmek çok zor gelir. Herhangi bir sebepten ötürü ihanete uğradığını düşünen kişi kendini savunmasız hissetmeye, öz eleştiri yapmaya, güven eksikliği yaşamaya başlayabilir. Eğer ilişki kurtarılmak isteniyorsa partnerlerin kendilerini buldukları bu yeni “güvensizlik” alanından çıkabilmeleri ve kırılan güven bağını yeniden inşa edebilmeleri gerekir. Sizin için ilişkilerde güveni yeniden yeşertmenin yollarını araştırdık.


İlişkide güven nedir?

İlişkilerde güven denince akla ilk sadakat gelse de aslında bu sadece bir kolunu oluşturuyor. Güven, partnerlerin birbirlerinin yanında veya iletişim içindeyken -hangi ortamda olurlarsa olsunlar- güvenli ve rahat hissedebilmelerini, birbirlerinden ihtiyaç anında destek almaktan çekinmemelerini ifade ediyor. Güvenin daha kapsayıcı bu tanımı partnerlerin tek eşli bir ilişkide sadece birbirlerini aldatmamak için değil birbirlerini güvende hissettirmek için karşılıklı olarak efor sarf etmesini de içeriyor. Birine güvenebilmek için bizim de güvenilir olmamız gerekiyor çünkü kimse güvenini, ona güven vermeyen bir kişiye vermiyor.

Güven eksikliğinin belirtileri neler olabilir?

Peki güven duygusunu yaratmanın koşulu sadakatsiz olmamanın ötesindeyse, ilişkimizin bu bağının zedelendiğini nasıl anlayabiliriz? Bu sorunun en basit cevabı partnerimizin yanındaki davranış ve beden dilimizi izlemek oluyor. Eğer kendimizi ortada bir problem yokken bile gergin, stresli, endişeli hissediyor, bedenimiz kasılıyor, karnımıza ağrılar giriyor, midemiz bulanıyor veya kasılıyorsa tüm bu işaretler kendimizi güvende hissetmediğimize işaret ediyor olabilir.

Öte yandan aşağıdaki durumlar da ilişkide güven eksikliği yaşandığını gösterebiliyor:

  • Partnerimizi bir an olsun bile yalnız bırakmak istememek.
  • Karşımızdaki kişinin sürekli bizden bir şeyler sakladığına inanmak.
  • Her belirsizlik anında en kötüsünü düşünmek ve beklemek.
  • Çok düşük bir tahammül seviyesine sahip olmak.
  • Söylenenler ve yapılanlar arasında kronik olarak farklılıklar ve dengesizlikler olması.
  • Sürekli olarak partnerinizin hayatını kontrol etme ihtiyacı duymak.
  • Açık ve rahat iletişim kurmakta zorlanmak.
  • Konuşmaların hep tek taraflı ilerlemesi.
  • Hisler ve davranışlar konusunda partnerimize tamamen transparan olmamak.
  • Özür dilemekte de özrü kabul etmekte de zorlanmak.
  • Problemleri çözme konusunda isteksizlik çekmek veya zora sürmek.
  • Savunmasız kalmaktan korkmak.
  • İlişki içerisinde sürekli olarak belirsizlik hissetmek, dengesizlikler yaşamak.

Neden güven bağı zedelenebilir?

Sır tutulması ve/veya yalan söylenmesi her tür ilişkide olduğu gibi romantik ilişkilerde de güven bağının zedelenmesinde en temel nedenleri oluşturuyor. İlişki içerisinde partnerimizin bize yalan söylediğini, bizden bizim de bilmek isteyeceğimiz bilgileri alıkoyduğunu öğrenmek, konu ne olursa olsun kendimizi güvensiz hissetmemize yol açabiliyor.

Bununla beraber herhangi bir ilşki problemi yaşamıyor olsak bile partnerimize tamamen güvenmekte zorluk çekiyor olabiliriz. Geçmiş ilişkilerimizde güvenimizin kırılması, içinde büyüdüğümüz ailenin güvenli bir sevgi gösterimi olmayışı, geçmiş travmalar ve tacizler birine gerçek anlamda güvenmeyi veya güven almayı çok zorlaştırabiliyor. Bu gibi durumlarda en sağlıklı aksiyon bir uzman desteği alarak güvensizliğimizin kökenine inmek ve kök inançlarımızı yeniden şekillendirmek oluyor.

Güven bağı nasıl yeniden kurulabilir?

Nedeni ne olursa olsun kendimizi ilişki içerisinde güven bağımızın kırıldığı fakat hala ilişkimizi devam ettirmek istediğimiz bir noktada bulabliyoruz. Böyle kırılgan bir durumda hem kendimizi korumak hem de ilişkimizi onarmak için ne yapmamız gerekiyor?

1. İlişkinin devam etmesi için istekli olmak

Kişiden kişiye değişmekle beraber birçoğumuz için karşımızdaki kişiye duyduğumuz güven sarsıldığında basit bir özür duymak yaşadığımız durumdan ilerleyebilmemiz için yeterli gelmiyor. Hatta çoğu zaman özre eşlik eden bahaneler ve açıklamalar hatta durumu kurtarmak için söylenen beyaz yalanlar ilişkiyi daha da zora sokabiliyor. Sağlıklı bir ilişkinin olmazsa olmazı olan güven duygusunu bu hassas durumdan çekmenin en etkili yolu tarafların aktif olarak efor sarf etmesi ve birbirlerine bunu göstermesi oluyor. Güven tek taraflı kırılsa da ancak iki tarafın uğraşı ile onarılabiliyor. İlişkinin devam edebilmesi için bir tarafın samimi şekilde özür dilemeye, hatalarından ders almaya kendini adadığı kadar diğer tarafın da özrü kabul etmeye ve yeniden savunmasız kalmaya istekli olması gerekiyor. Bunun içinse önemli olan iletişimi açık tutmak ve “Yeniden güvenebilmek için neye ihtiyacım var?” sorusunu açıkça partnerimizle paylaşmak oluyor.

2. Yaşananlardan ders çıkarma

Güvenin yeniden kurulması için partnerlerin yaşanan olayı aynı sayfada değerlendirebilmesi, tek başlarına içlerinde sindirebilmesi ve gerekli dersleri çıkarabilmesi gerekiyor. “Hangi davranışım aramızdaki güveni yıktı?”, “Partnerimin yalan söylemesi neden benim canımı bu kadar yaktı? İçimde hangi duygular uyandı?”, “Yaptıklarımın sonucunda ne hissediyorum? Bir daha yapar mıyım?” gibi soruları ancak kendi içimizde cevapladığımızda aksiyonlarımız da değişecektir.

3. Yeni anılar yaratma

Kötü anıların yerini en iyi yeni pozitif deneyimler alabiliyor. Özellikle enerjinin çokça gergin ve hassas olduğu bu anlarda beraber gülebilmek, eğlenebilmek, mutlu olabilmek hem partnerlerin ruh haline iyi geliyor hem de ilişkinin geleceğine yeniden umutla bakabilme şansı kazandırıyor.

4. Yeniden savunmasız kalmayı öğrenme

Güvendiğimiz birisi bize ihanet edince bir daha kimseye güvenmemek zor değil kolaya kaçmak oluyor. Asıl zor olansa deneyimlerimizin aksine kalbimizi kapatmamak, etrafımıza kalın duvarlar örmemekte gizleniyor. Güvenimiz kırıldığında sahip olduğumuz diğer sağlıklı ilişkilere; ailemize, arkadaşlarımıza odaklanarak güvenebilmenin ne denli basit ve yaygın olduğunu kendimize hatırlatmamız bu zorlu süreci bir nebze rahatlatabiliyor. Öte yandan partnerimize karşı da egomuzu bir kenara koyarak yeniden savunmasız kalabilmek zayıflığımızı değil tam aksine gücümüzü gösterebiliyor.

5. Geleceğe odaklanma

Her tür ilişki sorununda olduğu gibi güvensizlik anlarında da -partnerliğe devam etmek isteniyorsa- günün birinde bu sorunun mutlaka geride bırakılması gerekiyor. Geçmişte takılı kalmak, sürekli hataları, yaşanmış kötü olayları su üstüne çıkarmak ilişkinin daha toksik bir yere gitmesine sebep olabiliyor. Öte yandan samimi bir özrün ve karşılıklı eforun gösterilmesinden sonra taraflar da tatmin olduysa artık geleceğe odaklanmak, ilişkinin yeni dönemine yelken açmak kurulan yeni güveni de sağlamlaştırıyor.




Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP