Lev Tolstoy der ki “Mutlu aileler birbirine benzer fakat mutsuz ailelerin kendine has bir mutsuzluğu vardır.” Aynı durum romantik ilişkiler içinde geçerli değil midir? Bizler ötekiyle var olabilen, kendini keşfedebilen varlıklarız. İletişim kurma, birbirimize dokunma ihtiyacımız var. Aynı zamanda mutlu olmak ve hiç mutsuz olmamak isteriz. İlişkilerde her ikisinin de var olduğunu en iyi filmlerden anlayabiliriz belki de. İlişkilerde hissedilenleri, yaşananların bizde bıraktığı izleri yani ilişkilerin kırılganlığını anlatan en iyi psikolojik filmler yazımızda!
Daha Yaklaş
Mike Nichols’un yönetmenliğindeki filmin başrollerinde Natalie Portman, Julia Roberts, Jude Law ve Clive Owen bulunuyor. Film BAFTA, Emmy, Altın Küre, Tony ve Grammy ödüllerinin hepsini kazanarak büyük bir başarı ve beğeniye imza atmış.
Bir aşk oyunun içerisinde olan 4 karakter hem kendilerine uzak hem de ilişkilerinde uzak. Dışarıdan aşık gibi gözüken ve delicesine bunu gösteren karakterler aslında aşkı gösterme yollarında kafaları karışık ve hem kendilerine hem de karşılarındakine güvensiz. Gerçekten aşk nerede, nasıl hissedilir ve ne zaman kaybolur, geriye ne kalıyor gibi soruları uyandıran bu filmi keyifle izleyeceksiniz.
Bu aşk nerede? Göremiyorum, dokunamıyorum, hissedemiyorum.
Cesaretin Var Mı Aşka?
Fransız Yann Samuel’in yönetmenliğindeki filmin başrollerini Marion Cotillard ve Guillaume Canet paylaşıyor.
Bir kadın ve bir erkek cesaretlik oynunu çocukluklarından beri oynuyorlar. Başlarda bu oyun oldukça eğlenceliyken yaşları büyüdükçe hayatın zorluklarını da içine almaya başlıyor. Oyun iki karakterin kavuşmalarını engelleyen bir sembole dönüşüyor çünkü birbirlerine duydukları aşkı ifade edemeyen ikilinin birikmiş duyguları, oyunun gittikçe tehlikeli ve iç burkan haliyle anlaşılıyor. Birbirini seven fakat bunu ilişkiye dönüştüremeyen bu ikilinin hikayesi sizi hem güldürecek hem de düşündürecek.
Duvak
1925’te W. Somerset Maugham’in çıkardığı aynı isimli romandan uyarlanmış bir drama filmi. Naomi Watts, Edward Norton ve Liev Schreiber’in başrollerini paylaştığı filmin yönetmenliğini John Curran üstlenmiş.
Birbirini hiç tanımadan evlenen bir çiftin hikayesini izliyoruz. Kadın çareyi aldatarak, erkek ise kendini işe vererek bulmaya çalışsa da ilişki bir yerde tıkanıyor ve karakterler birbirleriyle yüzleşmek durumunda kalıyor. Bundan sonra çift birbirini daha yakından tanımaya ve sanki yeni sevgili olmuşçasına ilişkilerini yaşamaya başlıyorlar. O zaman fark ediyorlar ki birbirilerini hiç tanımadan evlenmiş, karşı tarafta olmasını istedikleri özellikleri çaresizce arayarak ve bulamadıkları için öfkelenerek bir ilişki kurmuşlar.
Birbirimizde hiç sahip olmadığımız özellikleri aramak aptallıktı.
Pas ve Kemik
Fransız yönetmen Jacques Audiard’ın, Craig Davidson’ın kısa hikayesinden Thomas Bidegain ile beraber uyarladığı ve yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerini Marion Cotillard ve Matthis Schoenaerts paylaşıyor.
Bir iş kazası sonucu iki bacağını kaybeden bir kadınla, oğluna tek başına bakmak zorunda kalan bir bodyguardın hayatları kesişiyor. Birbirlerinin acılarına acımaktansa hayatın zorluklarının üstesinden gelebilmeyi beraber fark eden bu ikilinin hikayesi sizi derinden etkileyecek.
Prensim
Fransız yönetmen Maiwenn’in yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerini Vincent Cassell ve Emmanuel Barco paylaşıyor. Film Cannes Film Festival’inde Palma d’Or ödülüne layık görülüyor.
Büyük bir tutku ve aşkla başlayan bir ilişkinin zaman içerisinde kalpleri burkan dönüşümünü ele alan bir film. Kadın karakterin hissettiği acıları anılarından izlerken, erkek karakterin narsistik yapısıyla derinden sarsılıyoruz. Bir ilişki zamanla nasıl parçalanır, parçalanmadan etkilenen bireyler nasıl iyileşir sorularının cevaplarını keşfetmek isteyenler için özel bir film.
