YAZAN: MİRAY AKIN

Sınır tanımayan, tutkulu ve boyun eğmeyen aşkları ile kalplerimize dokunan LGBT filmleri ile ön yargılara meydan okuyor ve sevginin gücüne alkış tutuyoruz. Onur ayını kutlarken izlenmesi gereken en başarılı LGBT filmleri ile sizler için dolu dolu bir seçki hazırladık.


Call Me By Your Name

İtalyan yönetmen Luca Guadagnino’nun, Timothee Chalamet ve Armie Hammer’ı bir araya getirdiği filmi Call Me Your Name, şüphesiz LGBT filmleri arasında en bilinenlerden biri. Hem eleştirmenlerden hem de izleyicilerinden olumlu eleştiriler alan film, 1983 yılının yazına, romantik İtalya sokaklarına götürüyor seyircisini. Filmde, 17.yüzyıldan kalma bir villada keyifli bir yaz geçiren Elio ve ailesinin evine, yaz stajı için Amerika’dan bir misafirin gelmesi ile kendini entelektüel anlamda oldukça geliştiren ancak söz konusu aşk olduğunda oldukça toy olan Elio’nun kendine dair çıktığı yolculuğa tanıklık ediyoruz. Kalpleri ısıtan güneş ışıklarının altında, manzaradaki İtalya resmi ile Oliver ve Elio’nun yaz boyunca güçlenen bağı, Call Me By Your Name’in bir solukta izlenmesini sağlıyor.


The Portrait of Lady on Fire

Celine Sciamma imzalı The Portrait of Lady On Fire, 18.yüzyıl Britanya’sında aşık bir kadın olmak teması üzere resmedilen epik bir eser. Soylu bir genç kadın olan Heloise’in düğün portresini, o bu durumun farkına varmadan yapmak üzere görevlendirilen Marianne’in gözlerinden “bir kadının alev alan portresini” izlediğimiz filmde, dönem koşullarının bugün bile varlığını koruyor olmasından dolayı hüzün ve öfke ile karışık duyguları hissederken, iki kadının birbirlerine karşı beslediği naif duygulara da şahit oluyoruz.


Moonlight

2017 Akademi Ödülleri’nden “En İyi Film Oscar’ı” ile dönen Moonlight, kendini keşfetme yolculuğuna seyircisini de dahil eden eserlerden biri. Zorbalığın esir aldığı Miami sokaklarında, kendisine yer edinmeye çalışan siyahi bir genci takip ettiğimiz filmde, onun hayatına bambaşka pencerelerden bakma fırsatı yakalıyoruz. Yeri geliyor onun annesi ile olan ilişkisine yeri geliyor Juan ile yaşadığı ve yaşamak istediklerine ortak oluyoruz. Chiron’un hayatının her bir bölümünde değişen renkler gibi duygularımızın da bu değişime eşlik ettiği Moonlight, çevrenin insan üzerindeki etkilerini okumak adına Barry Jenkins’in kurduğu sosyolojik bir başyapıt niteliğinde.


And Then We Danced

Halk danslarına bir övgü niteliğinde olan And Then We Danced, romantizm, aşk, tutku ve kimlik mücadelesini etkileyici bir şekilde ele alan yapımlardan. Yönetmen koltuğunda Levan Akin’in oturduğu film, yaşam kaynağı dans olan Merab’ın kendini ve bedenini keşfetme yolculuğunu merkezine alıyor olsa da toplumsal cinsiyet üzerine de seyircisini düşündürmeyi başarıyor. Erkeklik ve maskülinite üzerine sessiz ama güçlü yorumlar getiren And Then We Danced, volümü yükselttiği dans sahneleri ile gençlik enerjisini ve tutkuların önemini seyircisine geçirmeyi başarıyor.


Carol

Başarılı oyuncular Cate Blanchett ve Rooney Mara’yı bir arada gördüğümüz bu Todd Haynes filminde, dışarıdan mükemmel bir hayata sahip gibi gözüken Carol’ın, bir mağazada tanıştığı Therese ile arasında beklenmedik bir şekilde gelişen yakınlaşmaya tanık oluyoruz. 1950’lerin Amerika’sında birbirinden olukça farklı hayatları olan bu iki kadının aşkı, keskin sınırların etrafındaki bir özgürleşme ve özüne dönme hikayesi.  


Blue Is The Warmest Colour

Oldukça ses getirmeyi başaran bir yapım olan Blue Is The Warmest Colour ile adım adım aşka doğru kalplerimizi açarken, iki genç kadının birbirlerine karşı duydukları tutkuya da şahit oluyoruz. Aileler, kimlik arayışları ve ergenlik sorunları derken araya giren beklenmedik aşk, hem olgunlaştırıcı hem de güçlendirici bir etkiye sahip. Birliktelik kadar yalnızlıkların da hayatın bir parçası olduğunu gösteren Emma ve Adele’in koşulsuz, beklentisiz ve yoğun aşkı son derece doğal ve samimi. Ayrıca izleyicisini bir an bile ekrandan uzaklaştırmayacak kadar da güçlü.  

#Aşk,aşktır.



Miray Akın

1994 yılında Ankara'da doğan Miray, lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Ardından Hacettepe Üniversitesinde Pazarlama üzerine yüksek lisans eğitimi aldı. İnsan ve hayvan haklarına olan ilgisi, onun birçok sivil toplum örgütünde aktif bir şekilde rol almasını sağladı. Kendisini yazı yazarak ifade eden biri olarak sözlerini kaleme dökmeye tutkun...



BLOOM SHOP