YAZAN: PELİN BOZKURT BİLGİÇ

“Öperken kokusunu içine çektiysen, özlerken burnunun direği sızlar.” cümlesi koku duyusu için söylenmiş en etkileyici cümlelerden biri. Bir duyudan daha fazlası olan ve günlük yaşamı algılayışımızı şekillendiren koku duyusunu, hafızayla arasındaki ilişkiyi ve günlük hayatımıza ne gibi katkıları olduğunu sizler için yazdık!


Koku duyusu neden önemli?

Kokuya 5 duyu organımızdan biri olarak bakarak biraz haksızlık mı ediyoruz? Araştırmalar, evrimleşmeden önce henüz diğer duyular gelişmeden tepki veren ilk duyumuzun koku olduğunu yazıyor. Annemin pişirdiği tarçınlı kurabiye kokusunu daha apartmana girmeden alırdım. Sanki zaman kapsülü içindeymişim gibi o taze, fırından yeni çıkmış tarçınlı kurabiye kokusu ile her seferinde çocukluğuma dönerim. Bilim, koku duyumuzun çok önemli olmasının asıl nedenini diğer duyu organlarından gelen veriler talamus denen aktarma istasyonuna uğrayıp oradan beyne ulaşırken sadece kokunun doğrudan beyine yöneldiğini söyleyerek açıklıyor.

Koku ve hafıza arasında nasıl bir ilişki var?

Beyindeki koku alma bölgesi hafızadan sorumlu hipokampüsün hemen yanında olunca kokunun hafızamız üzerindeki etkisi daha da netleşiyor. Bu sebeple doktorlar, alzheimer hastalığının ilk belirtilerinden birinin koku tanıma yetisinin azalması olduğunu söylüyor. Kokusu olan her şeyin koku molekülleri burnumuza ulaşana kadar havada asılı kalır. Pişirme işleminin yemek kokusunu daha güçlü hale getirmesinin nedeni ise ısının koku moleküllerinin uçuculuğunu arttırmasıdır. Peki “Annemin yaptığı pilav gibisi yok.” cümlesini siz de sık sık duyar mısınız? Aslında konu pilavın iyi veya kötü olması değil. Anne kokusunun sindiği pilav ya da o kokuya yüklenilen anlamdır.

Koku uzmanı Prof. Rachel Herz’in araştırmasında kokuların insan ruh halini, fizyolojisini, davranışını etkilediğine dair kanıtlar sunuluyor. Kokulara mutluluk, heyecan, keyif gibi duygusal cevaplar veriyoruz. Kokuları kullanarak içinde bulunduğumuz duygu durumunu güçlendirebiliyor veya hoop değiştirebiliyoruz. Fesleğen ile stresini azalt, lavanta ile hemen uykuya geç, narenciye ile enerjin artsın.

İnsanlar binlerce yıl boyunca ritüellerinin bir parçası olarak bitkileri kullanıp şifalandılar. Bugün de difüzör karışımı ile bitkilerden elde edilen yoğun kokulu uçucu yağların iyileştirici gücünden faydalanarak vücudunuzu her gün yeni bir başlangıca hazırlayabilirsiniz.

Bolluk ve bereketi arttıran difüzör karışımı

  • 2 damla sandal ağacı uçucu yağı ve/veya
  • 2 damla portakal uçucu yağı ve/veya
  • 1 damla nane yağı
  • İçme suyu

Difüzörünüz yoksa, altına mum yaktığınız bir düzeneğe su ve birkaç damla uçucu yağ koyabilirsiniz. Daha kolay bir yolu yok mu diyorsanız; kaynar suya uçucu yağ ekleyerek de hızlıca şifalanabilirsiniz.

Koku duyusu günlük hayatımıza neler katıyor?

Günde 20 bin kez nefes aldığımızı düşünürsek kokuyu doğru zamanda doğru şekilde hayatımıza katarak kaliteli bir yaşam sürmeye, güzel yaşayıp güzel yaş almak için daha çok fırsat yaratmaya başlarız.

Koku aynı zamanda bizim uyarı sistemimiz gibi de çalışıyor. Her nefeste yaşadığımız dünyayı içimize çekiyoruz. Düşünebiliyor musunuz 10 bin farklı kokuyu ayırt edebiliyoruz. Yaşadığımız müddetçe engelleyemediğimiz, 24 saat aktif bir eylem. Burnumuz duman kokusunu, gaz kokusunu erkenden fark ederek çok kere ne hayatlar kurtarmıştır. Yiyecekleri de koklayarak bozulup bozulmadığını anlarız. Mağara dönemindeki insan, doğada bilmediği otların zehirli olup olmadığını yine gelişmiş koku duyuları ile anlardı. Belli ki doğadan uzaklaştıkça bu şahane yeteneğimiz zamanla köreldi.

Yemek esnasında tat ve koku birlikte çalışır. Nezle olduğunuzda “Ağzımın tadı yok.” deriz ya. Asıl sebebi koku duyumuz çalışmadığından yemeğin de tadının eksik kalmasıdır. Tat almanın %80’i koku olduğundan yaş aldıkça koku duyumuzun azalmasıyla iştahsızlaşabiliriz ve yemekten aldığımız keyif azalabilir. Müsait olduğunuzda burnunuzu kapayarak ağzınıza bir lokma yemek atmayı deneyin. Aynı tadı alıyor musunuz? Hatta bir adım daha ileri gidip hem burnunuzu hem gözünüzü kapatın. Ne yediğinizi bile anlamıyor olabilirsiniz.

Araştırmalar bebeklerin daha anne karnında annelerinin kokusunu tanıdığını söylüyor. Ben de hatırlıyorum; kızım huzursuz bir gece geçirdiğinde yanına giydiğim pijamamı bırakırdım. Peki, bir enteresan bilgi daha paylaşayım; anne-kız veya yakın arkadaşların bir süre sonra regl döngülerinin eş zamanlı olduğu ile ilgili bir tecrübe yaşadınız mı? Monell Chemical Center’dan George Preti’nin teorisine göre birbirlerinin terini koklayacak kadar yakın olan kadınlar bir süre sonra senkronize oluyorlar.

Koku duyunuzu nasıl geliştirebilirsiniz?

  • Kokladığınızda bunu tanımlayacak kelimeler bulmaya çalışın. Hiç kolay değil söylemeliyim ama güzel bir egzersiz.
  • Nem, koku alma duyumuza yardımcı olur. Yaşam ortamınız kuru ise nemlendirmelisiniz veya burnunuzun içini nemli tutmaya çalışmalısınız.
  • Kokuyu tam almak için 2-3 saniye koklayıp 10-15 sn dinlenin. Koku nöronlarımız çabuk yorulur.
  • Yemeğinizin tadına bakmadan koklamayı deneyimleyin. Yemeği  siz  yapmadıysanız içindeki baharatı, tuzu, sebzeleri, otları tahmin etmeye çalışın. Siz yaptıysanız oranlarını doğru koyup koymadığınızı tahmin edin.
  • Yemek pişirirken tenceredeki dumandan eksik baharatı tuzu, sarımsağı anlamaya çalışın. Böylece kısa sürede profesyonel aşçılar gibi olursunuz.
  • Sigara koku alma duyunuzu zayıflatır. Özellikle yemek yerken sigara içilen ortamlardan kaçının.




BLOOM SHOP