Modern ilişkiler boşanma, travmatik ayrılma hikayeleri, aldatma, açık ilişki ya da ghosting gibi yeni kavramları barındırıyor. Her biri kafamızı ilişkiler konusunda daha da karıştırırken eski dönemlere ait saf ve tutku dolu aşklar üzerine düşünmemize neden oluyor. Teknolojik yetersizliklere, örf ve adet kurallarına, kısıtlı sosyal ve ekonomik şartlara rağmen yaşanan büyük eski aşklara baktığımızda, aslında günümüz koşullarında ilişki yaşamak çok daha kolay olmalı. Peki neden hala karmaşa içinde hissediyoruz?

İlginizi çekebilir: Modern Zamanlarda Aşk

Birine bağlanmak, kendinden ödün vermek anlamına gelmemeli.

Modern çağda ekonomik özgürlük, eğitim fırsatları, sosyal bağlantılar kurma, farkındalık geliştirme gibi konularda erişebileceğimiz birçok imkan var. Bu imkanlar bizleri bireysel anlamda daha olgunlaşmış, özgüven sahibi kişiler haline getirmeye yardımcı oluyor. Durum böyle olduğunda, duygusal ve fiziksel kaynaklarımızla birlikte daha da güçleniyor ve istemeden de olsa kendimize yaptığımız yatırımları göz önünde bulundurarak hayatımızı daha “benmerkezci” bir yönelimle şekillendiriyoruz.

Peki aşkta benmerkezciliğe yer var mı? Bir ilişki bittiğinde bile ilk düşündüğümüz şey tüm yaşanan kötü olaylara rağmen edindiğimiz deneyim. Günümüz psikolojisinde her işin sonu bireysel düşünceye ve kişinin mutlu olabilmesi için kendine fayda sağlayan pratik yollar bulmasına ulaşıyor. Mantığın ve risk almama eğiliminin hakim olduğu bu koşullarda; aşkı, tutkuyu ve bağlılığı sürdürmek eski dönemlerin fedakarlıklarla dolu aşkları kadar kolay olmuyor. 

İlişki Uzmanı Esther Perel’e göre, ilişkilerde kendinden ödün vermeyi tercih etmeyen insanlar, karşı taraf için herhangi bir şekilde risk almamalarına rağmen onlardan ilgi, aksiyon, heyecan, samimiyet ve tutku beklemeye daha yatkın oluyorlar. Bu beklentiler karşılanmadığında, her iki taraf da ilk adımı atmayı tercih etmeyen kişiler olarak ilişkiyi sessiz bir beklenti savaşına dönüştürüyor. Kimileri bu savaşı çeşitli nedenlerden yıllarca sürdürürken kimileri “nasılsa daha iyileri var” düşüncesiyle daha yolun başında pes ediyor. 

Günümüzde, sürekli olarak daha iyisini hedeflediğimiz yaşam yolculuğunu, hiçbir zaman “en iyi” diye bir şeyin olmadığını anlayamadan mutsuz modern ilişkiler ile doldurmaya devam ediyoruz. 

İlginizi çekebilir: Neden Aldatıyoruz: İlişki Uzmanı Esther Perel Açıklıyor!

Peki bunun bir sonu var mı?

Aldığımız bir ürün beklentimizi karşılamazsa onu iade edip değiştirebilir ya da kenara koyarak yenisini alabiliriz. Ama söz konusu insan olduğunda, karşımızdaki kişiye bunu yapabilme özgürlüğünü bir kez daha düşünmemiz gerekiyor.

Beklentilerin nelerden kaynaklandığı, neden yerine gelmediği, yeterince anlaşılıp anlaşılmadığı, kişiye uygun beklentiler olup olmadığı tartışılmadan, kısacası o kişi için yeterince vakit ve enerji harcanmadan, onun uygun biri olmadığı kararına varmak yanlış. Üstelik, bu yanlışın bir sonu da yok. Çünkü kişi değişmedikçe karşısına çıkan kişilerde de aynı problemleri yaşamaya devam ediyor. 

Bu nedenle modern ilişkilerin karmaşasını çözmenin en temel yolu; karşı tarafa sabır göstermek, zaman ve alan tanımaktan geçiyor. Karşımızdaki kişiyi tanımanın ve ona kendi istek ya da duygularını açacak fırsatlar sunmanın ipleri elden bırakmak anlamına gelmediğini anladığımız zaman, modern ilişkilerin “acabaları” cevap bulunabilecek bir seviyeye ulaşabilir.






BLOOM SHOP