Doğru nefes ile zihinsel sağlığımız arasında çok kuvvetli bir bağ vardır. Üstelik her ikisi de birbirini sürekli tetikler haldedir.
3 yaş civarlarında bizleri yönetmeye başlayan zihnimiz, kendi koşullanmaları ve kısıtlamalarını aynen nefesimize de yansıtır ve doğal nefesimizin koşullanmış, kısıtlanmış bir nefes alışkanlığına dönüşmesine sebep olur. Kişinin zihnindekiler, inançları, düşünce biçimi ve korkularının tümü nefesine yansır.
Nefes, akış sürekliliğinin bozulması ve doğal işleyişinden farklı bir noktaya gelmesiyle deforme olur. Bu nedenle kısıtlanmış nefes hem beden üzerinde hem de kişinin günlük yaşamında yarattığı olumsuz etkilerle zihinsel sağlığın bozulmasına sebep olur. İyi tarafından bakarsak nefeste olumlu yönde bir gidişat ile zihinsel ve bedensel sağlık da olumlu yönde etkilenir.
Doğru nefes ile bedensel rahatsızlıklar tedavi edilir mi?
Doğru nefes alarak migren ve bağırsak sorunları gibi fiziksel rahatsızlıkların tedavi edilmesinin mümkün olduğunu bizzat deneyimledim. Bu iki kritik rahatsızlık, dönüşüm sürecimden önce yaşam kalitemi oldukça bozuyor ve sağlıksız olduğumu ortaya koyuyordu.
Gerçekten ve doğru nefes almaya başladıktan sonra migren ataklarımı bir daha yaşamadım. Bağırsak sorunlarımı da bu şekilde çözdüm. Üstelik yıllar içerisinde farklı kişilerle çalışmalarım esnasında pek çok farklı rahatsızlıkta gelişmeler yaşandığını da gördüm.
Burada altının çizilmesi gerektiğini düşündüğüm bir konu var. Ne ben ne de herhangi bir nefes koçu/eğitmeni doktor değildir. Gerçekleşen iyileşme, nefessiz kalma sonucu gelişen bir rahatsızlığın beden nefese kavuştuğunda kendiliğinden ortadan kalkmasıyla bağlantılıdır.
Hep söylerim, “Ben nefesi özgürleştirmek için nefes eğitmeni olarak hizmet veririm, şifa sistemin kendisine aittir”. Bu nedenle de sonuçlar kişiden kişiye değişir.
Anksiyete ve nefes arasındaki bağlantı
Anksiyete, insanın koşullanmış, korku dolu zihninin, yaşamını yönetmeye kalkması sonucu insanın her alanda tıkana tıkana kendini soktuğu bir durum, bir “çıkış yok” halidir.
İnsan hayatında her zaman her şey doğru işlemez. Doğru işlemediğinde de, insan yaşamla bir olup ilerleyemez. Bu da bir makinedeki bozulmuş bir parça gibi hem kendine hem de sisteme zarar verir. Sonunda kişi, yaşam ile karşı karşıya gelir ve sürekli bir “savaş ya da kaç” halinde var olmaya çabalar.
Korkular, endişeler ve gerginlikler doğal nefesin çarpıklaşmasına ve “göğse çekmek” diye tanımladığımız diyaframın kullanılmadan, nefesi bedenin göğüs kısmına çekerek almaya dayalı çarpık nefes alışkanlığına sebep oluyor.
Bu nefes alışkanlığı, bedene sürekli olarak “savaş veya kaç” alarmı yaşattığından dolayı anksiyete oluşumunu ve gelişimini tetikliyor. Kişinin sistemi, ortada bir stres kaynağı yokken dahi yaşamı daima stres varmış gibi deneyimliyor.
Zihnimizin yönetimi altında sadece çevreye tepki veren makineler haline geliyor ve akmayan yaşamlarımızda nefeslerimiz dahil her yönde her geçen gün daha da tıkanıyoruz.
Anksiyete deyince ben sadece her alanda tıkanmış bir yaşam görürüm. Tıkanıklıklar çözüldüğünde, kişi zihninden özgür yaşamaya başlayabildiğinde anksiyete ortadan kalkar.
Doğru nefes ile anksiyeteyi önlenmek mümkün mü?
Nefes, zihnin etkisinden özgürleştirilip doğal akışına geri döndürüldüğünde, diyafram kullanılır ve nefesi alma ve verme arasında yaşanmakta olan boşluklar ortadan kalkar. Bu şekilde nefes normal akışa döner ve beden yüksek stres halinden sıyrılarak özgürleşir.
Sistemin akışı ve enerjinin dolaşımı dengelenir. Böylece sürekli gergin olma hali, anksiyete sorunu ve hatta panik atak seviyesinde yaşanan durumlar dahi düzelebilir.
Kaygı anında uygulanabileceğiniz nefes egzersizleri
Şiddetli kaygı durumunda bu nefes yöntemini uygulayarak rahatlama sağlayabilirsiniz:
Öncelikle kendinize 15-20 dakika boyunca rahatsız edilmeden yalnız kalabileceğiniz bir alan bulun. Oturun ve vücudunuzu serbest bırakmaya çalışın. Bu uygulamada iyi bir ritim tutturmak için kalp atışlarınızı izleyeceksiniz. Kaygı esnasında bu egzersizi 10 kez uygulayın.
- 5 kalp atışı süresi boyunca nefes alın
- 7 kalp atışı süresi boyunca nefesinizi tutun
- 9 kalp atışı süresi boyunca nefesinizi verin
Nefesinizi midenizden almaya gayret gösterin. Midenizden alacağınız yavaş ve düzenlenmiş nefesler sizi rahatlatacaktır.
Bu ve buna benzer nefes tekniklerini kaygı anında ilk kez uygulamak oldukça zordur. Ancak zamanla pratik yaparak ve bu teknikte ustalaşarak panik atak anlarında bile kendinizi rahatlatacak konuma gelebilirsiniz.
Piraye Erdoğan kimdir?
1966 yılında İstanbul’da doğan Piraye Erdoğan, Üsküdar Amerikan Kız Koleji ve İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni bitirdi. Reklam sektöründe 28 yıl çalıştı. Çok severek yaptığı ve üst düzey yöneticiliğe kadar yükseldiği işine rağmen, kendini ilk bildiği zamanlardan beri ona eşlik etmiş olan “bulmam gereken bir şey var” hissini yenebilmek için çıktığı arayışta “insan zihni ve kurguladığı sahte benlik” ile ilgili araştırmalar, ona ilk kez doğru hedefe doğru ilerlediği hissini yaşattı. Edindiği bilgiler ile, 2012 yılında tanıştığı “Nefes”i birleştiğinde arayışı da mutlu sona erdi. Kendi yaşamında bolluk, neşe ve yaratıcılık ile dolu bir yaşama geçiş yaparken, nefesin özgürleşmesinin fiziksel, duygusal ve ruhsal anlamda ne denli etkin bir dönüşüm aracı olduğunu gördükçe, bu herkesle paylasmak isteği bir tutkuya dönüştü. Önce Nefes Koçu, daha sonra ise Nefes Eğitmeni oldu. Kendi geliştirdiği özel bireysel çalışma içeriğinde zihin dönüşümü ile nefesi bir araya getirdi. Bu farklı metodun çalıştığı kişilerdeki etkisi ve yakaladığı başarı, daha çok kişiye ulaşabilme arzusunu ortaya çıkardı ve böylelikle “Özgür Zihin Özgür Nefes “ programı doğdu. Delphin Piraye, bugün “nefes almanın ve olabilmenin keyfini sürmek” olarak özetlediği yaşamında her sabah aynı tutkuyla güne başlıyor: “ İnsanların zihin ve nefeslerini özgürleştirip, tam da istedikleri yaşamı oluşturmalarına yardımcı olmak.”
** Piraye Erdoğan’ın çalışmaları ile daha çok bilgiye ulaşmak için @delphinmind hesabını takip edebilirsiniz.