Zaman zaman herkesin deneyimlediği ödem, vücut dokularında sıvı birikmesine bağlı olarak ortaya çıkan şişkinlik ve genellikle sağlık problemlerine yol açabilen tıbbi bir durumdur. Yaşam tarzınız, sağlığınız ve beslenme alışkanlıklarınız vücutta ödem oluşumuna sebep olabilir. Vücudunuzun su dengesini sağlamak ve ödem riskini azaltmak için tüm bilmeniz gerekenleri sizin için araştırdık!
Ödem nedir?
Vücuttaki dokularda sıkışan sıvının neden olduğu şişkinlik olarak tanımlayabileceğimiz ödem, ilerlediği takdirde çeşitli sağlık problemlerine yol açabilen tıbbı bir durumdur. Beslenme tarzı, hareketsizlik ya da kimi zaman çeşitli hastalıklar sebebiyle su, kan damarlarının dışındaki vücut dokularında birikerek ödem olarak adlandırılan şişme veya şişkinliğe yol açar.
Ödem, kimi zaman uçak yolculuğu sonrası hissedilen şişkinlik gibi geçici ve hafif olabileceği gibi kalp veya böbrek yetmezliği gibi ciddi bir sorunun belirtisi de olabilir. Vücutta sıvı seviyelerinin dengede kalması, dolaşım sistemi, böbrekler, lenfatik sistem, hormonal faktörler ve diğer vücut sistemleri ile sağlanır. Ancak bu sistemlerden herhangi birinde ya da birkaçında bir sorun ortaya çıkarsa, ödem olarak da bilinen sıvı tutulması meydana gelebilir.
Yaşam stili ya da günlük değişimler sebebiyle hemen hemen herkesin karşılaşabileceği bir durum olan ödem, özellikle hamilelerde ya da 65 yaş üstü yetişkinlerde daha fazla görülür. Hafif ödem vakaları oldukça yaygındır ve çoğu zaman küçük değişikliklerle kendiliğinden kaybolur. Öte yandan, ödem vücudun bazı kısımlarında aşırı şişmeye ve günlük yaşantıda rahatsızlığa sebep olursa bu bir sağlık sorununun habercisi olabilir.
Vücutta ödem oluşmasının sebepleri nelerdir?
İnsan vücudu, su seviyelerini düzenlemek için karmaşık bir sistem kullanır. Su tutulması olarak da bilinen ödemin birçok farklı nedeni vardır. Bazen diyet ve sıvı alımı gibi yaşam tarzı faktörleri ödem oluşumuna sebep olurken bazen de ödem ciddi bir tıbbi durumu işaret edebilir.
Yanlış beslenme alışkanlıkları
Kötü beslenme alışkanlıkları, özellikle aşırı tuz ve şeker tüketimi, vücutta sıvı tutulumunu artırarak ödeme yol açar. Tuzun fazla tüketilmesi, vücuttaki sıvı dengesini etkiler ve böbreklerin normal işlevlerini yerine getirebilmesi için gerekli olan sıvıyı vücutta tutma eğilimini artırır. Benzer şekilde, rafine karbonhidratlar ve şekerli gıdaların aşırı tüketimi de kan şekerinde ani dalgalanmalara neden olur. Bu da vücutta sıvı tutulumunu artırarak ödeme yol açar.
Böbreklerle ilişkili sağlık sorunları
Böbrekler, vücuttaki sıvı ve elektrolit (sodyum, potasyum, magnezyum vb.) dengesini sağlar. Çeşitli rahatsızlıklar sebebiyle böbrek fonksiyonu azaldığında, sıvı dengesinin düzenlenmesi ve atıkların temizlenmesi zorlaşır. Bu da vücutta ödem oluşmasına sebep olur. Ödeme sebep olabilecek bazı problemlere örnek olarak, böbrek yetmezliği, böbrek enfeksiyonları veya iltihaplanmalarından bahsedilebilir.
Hamilelik süreci
Gebelik sırasında, özellikle son trimesterde, vücutta artan kan hacmi ve hormonal değişiklikler ödeme neden olabilir. Kan hacmi olarak tanımlanan bu kısım aslında kanın sıvı kısmını ifade eder ve hamileliğin sonuna kadar %50 artabilir. Bu da vücutta sıvı tutulumunu artırarak özellikle ayaklar, ayak bilekleri ve eller gibi bölgelerde ödem oluşturabilir. Gebelik ödemine genellikle hafif bir şişlik eşlik eder ancak aşırı şişlik veya ileri seviye semptomlar varsa bir uzmana danışmanız faydalı olabilir.
Hormonal dengesizlikler
Hormonal dengesizlikler, özellikle tiroid hastalıkları veya hormonal doğum kontrol yöntemlerinin kullanılması durumunda, vücutta sıvı tutulumu artarak ödeme sebep olabilir. Ek olarak, bazı kadınlarda regl döngüsünün bir parçası olarak ödem ve şişkinlik görülebilir. Bu gibi durumlarda ödem öngörülebiliyorsa ve her döngünün bir parçası olarak ortaya çıkıp regl dönemi sonrası kendiliğinden gidiyorsa bu durum genellikle tıbbi müdahale gerektirmez. Ancak endişeleriniz ya da hem tiroid hem de kadınsal hormonlara bağlı olarak kronik bir ödeminiz varsa bir uzmana danışmanız gerekebilir.
En pratik ödem atma yöntemleri nelerdir?
Ödemi azaltmaya yönelik yöntemler, ödemin kaynağına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Size uygun yaklaşımı bulmak için doktorunuza danışabilir ya da günlük rutininizi gözlemleyerek ödeme sebep olabilecek alışkanlıklarınızı tespit edebilirsiniz. Kaynağından bağımsız olarak, yapabileceğiniz birtakım değişiklikler de hem ödemi azaltmaya hem de genel sağlık durumunuzu desteklemeye yardımcı olabilir.
Tuz tüketiminizi azaltın.
Sodyum ve klorürden oluşan tuz, çoğu zaman ödemin sebeplerinden biridir. Sodyum vücudunuzdaki suya bağlanır, hücre içi ve dışı arasındaki sıvı dengesini korumaya yardımcı olur. Ancak çok fazla tüketilmesi su tutulmasına sebep olacağından vücutta ödemi artırır. Ödemi azaltmak için en yaygın tavsiye, sodyum yani tuz alımını azaltmaktır. Hazır gıdalardaki yüksek tuz içeriğine dikkat edebilir, öğünlerinizi az tuzla ve taze malzemelerle hazırlayabilirsiniz.
Magnezyumu yüksek besinler tüketin.
Magnezyum, vücudunuzdaki sıvı dengesini düzenlemeye yardımcı olabilir. Yapılan araştırmalar magnezyum alımını artırmanın su tutulmasını azaltmaya yardımcı olabileceğini, şişkinlik de dahil olmak üzere adet öncesi sendromun (PMS) çeşitli semptomlarını iyileştirdiğini göstermektedir. İyi magnezyum kaynakları arasında kuru yemişler, tam tahıllar ve yeşil yapraklı sebzeler yer almaktadır. Ödemi azaltmak için bu besinleri daha fazla tüketmeye özen gösterebilir ya da magnezyum takviyesi kullanabilirsiniz.
Potasyum alımınızı artırın.
Potasyum, vücuttaki sıvı ve kan hacmi dengesini korumak için önemlidir. Sıvı birikimini ve şişkinliği önlemek için sodyumun etkilerine karşı koyarak ve idrar üretimini artırarak çalışır. Yeterli potasyum alınmadığında ödeme sebep olabilecek, kan basıncında artış, böbrek taşı riski, tuz hassasiyeti gibi çeşitli riskler artabilir. Vücudun sıvı dengesini sağlamak ve ödemi azaltmak için, muz, avokado ve domates gibi potasyum oranı yüksek gıdalar tüketebilirsiniz.
Rafine karbonhidrat tüketiminizi sınırlayın.
Rafine karbonhidratlar, vücudunuzda şişkinliğe ve ödeme neden olabilir. Beyaz ekmek, beyaz pirinç, işlenmiş atıştırmalıklar gibi rafine karbonhidrat içeren gıdalar glisemik indeks bakımından yüksektir. Bu gıdaları tüketmek kan şekeri ve insülin seviyelerinde hızlı artışlara yol açabilir. Yüksek insülin seviyeleri ise, böbreklerinizde sodyumun geri emilimini artırıp daha fazla sodyum tutulmasına neden olarak ödeme sebep olabilir. Rafine karbonhidratlar yerine, yulaf, esmer pirinç ve tam buğday ekmeği gibi lif bakımından zengin tam tahıllar tercih edebilirsiniz.
Daha fazla su için.
“Ödem, vücutta sıvı tutulması demekse neden daha fazla su tüketmeliyim?” diye düşünebilirsiniz. Dehidrasyon, yani susuzluk, vücudun su eksikliğini telafi etmek için fazladan su tutmasına neden olabilir. Bu durum vücuttaki su seviyelerinde dengesizlik meydana getirir. Su içmek, hücre içinin ihtiyaç duyduğu sağlıklı su miktarını sağlarken fazladan su tutulmasını engeller, ayrıca böbrek fonksiyonlarını iyileştirerek fazla su ve sodyumun sistemden atılmasını sağlar.
Ne zaman bir uzmana başvurmalısınız?
Ödem genellikle kendiliğinden kaybolup nadiren tıbbi endişe kaynağı olsa da bazı durumlarda altta yatan daha ciddi bir sağlık sorununun belirtisi olabilir. Yüksek oranda ödem, cildin gerilmesine ve o bölgeye dokunulduğunda bir çukur oluşmasına sebep olabilir. Bu gibi yüksek seviyede bir ödem, uzmana başvurmanız için bir sebeptir. Bununla birlikte, vücudunuzdaki ödem şiddetli olmasa bile sizi endişelendiriyorsa, kolayca geçmiyorsa ya da sebebini az çok tahmin edemiyorsanız bir doktora danışmak her zaman en sağlıklı seçenek olacaktır.