YAZAN: İREM BALİ

Dünya çapındaki karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 10’unun moda sektörü kaynaklı olduğunu biliyor muydunuz? Hızlı moda, dünyayı en çok kirleten ikinci sektör. Bugün sizleri tanıştırmak istediğim Pop + Sandy ise, bu gidişatın yönünü değiştirmek için harekete geçenlerden. Hızla büyüyen tüketim çılgınlığına inat, modada geri dönüşümün ve yeniden değerlendirmenin gücüne inananlardan. Üstelik bu duyarlı bakış açısını vintage tutkusu ile birleştirmeyi de başarmış, bizleri dünyanın farklı farklı noktalarından zamansız parçalar ile buluşturuyor ve bunu doğaya sahip çıkarak yapıyor. Markanın yaratıcısı Müge Pamukcu ile modanın sürdürülebilirliği ve vintage tutkusu üzerinde konuştuk!


Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ve hemen ardından Pop + Sandy’nin hikayesini dinlemek isteriz. Pop + Sandy nasıl ortaya çıktı?

Merhaba, ben Müge. 33 yaşındayım ve İstanbul’da yaşıyorum. Pop + Sandy’nin tohumları 15, 16 yaşlarında başlayan vintage sevdam ile atılmış oldu aslında. Geçen zaman içerisinde parçaları bulmak için geçirdiğim süreçten çok keyif aldığımı fark ettim. Yeni insanlar tanımak, yeni hikayeler dinlemek ve eşsiz parçalara sahip olmak bana inanılmaz bir haz veriyordu ve bu parçaları giydiğimde herkes tarafından çok beğeniliyor, dikkat çekiyorlardı. 

Üniversite yıllarına geldiğimde, bu işi yapmak istediğimi fark ettim. Ama tabii ki o dönem Türkiye’de ikinci el algısı şimdiki kadar oturmuş değildi. Bu işi öylesine de yapmak istemedim çünkü kafamda Pop + Sandy için çok net bir imaj vardı. Ürünleri nasıl sunmak istediğimi gözümde çok net canlandırabiliyordum. Ben de hayalimden vazgeçmeden beğendiğim ürünleri toplamaya devam ettim. Yaklaşık altı buçuk senelik bir kurumsal iş hayatı deneyiminden sonra artık Pop + Sandy’i hayata geçirmenin vakti geldiğini hissederek 2019 yılında işten ayrıldım ve hayalimi gerçekleştirmek için çalışmalara başladım. 2020 yılında, tam da Covid-19 salgınının başlarındayken, Pop + Sandy’i online bir mağaza olarak insanların beğenisine sundum.

Bu yolculukta, sizi siz yapan değerleriniz neler?

Öncelikle şunu söyleyebilirim ki, Pop + Sandy beni ve benim dünyamı yansıtıyor. Çok uzun zaman boyunca hayalini kurduğum oyun alanım. Ben Pop + Sandy’im, Pop + Sandy’de ben diyebiliriz. 

Kişisel tarzımda hiçbir zaman çok moda olan, herkesin giydiği şeylere ilgi duymadım. Her zaman farklı olanın peşindeydim ve farklı olanın arayışındaydım. Az, öz ve değerli alışveriş kavramının ne demek olduğunu, neyi satın aldığını ve hangi kumaşı giydiğini bilmenin sorumluluğunu, ürünleri elden çıkartmak yerine onları uygun bakım ve tamir yöntemleri ile yeniden hayata kazandırmayı ve bu kıyafetlerin değerini bilerek doğru bakımı uygulama ve saklama sanatını çok küçük yaşlardan itibaren annemden öğrendim diyebilirim. Bugünün hızlı tüketim dünyasında iyice unutulan bu kavramların aslında her manada tam da bugün çok değerli olduğuna ve yeniden hatırlatılmaları gerektiğine inanıyorum. Pop + Sandy çatısı altında sunduğum ürünlerle ve bilgilerle de aslında insanlara tam olarak bunları göstermeye ve hatırlatmaya çalışıyorum.

Vintage sizin için ne ifade ediyor? 

Doğaya, el işçiliğine, zanaate, özene, kaliteye saygı duymanın moda dünyasındaki en güzel karşılığı benim için vintage. Belirli bir zaman döneminden kopup bugüne kadar gelebilmişler. Yaşanmışlıkları, ruhları var. Her şeyden önce çok saygı duyuyorum. Gereken saygıyı da onlara her aşamada göstermeye çalışıyorum. Genellikle vintage denilince akla “eski, kötü kokulu, yıpranmış” gibi kavramlar gelir maalesef. Ürünler genellikle bu şekilde sunulduğu için akla böyle tanımlamalar gelebiliyor ancak bu doğru değil. Birbirine benzer ürünlerden binlercesini yan yana yığmak veya sırf vintage esintili diye yeni üretim ürünleri aralara serpiştirmek de vintage kavramının altını boşaltıyor diye düşünüyorum.

Ürünlerinizde vintage ve değerlendirilmeyen kumaşlar kullanıyorsunuz. Sürecin tamamı nasıl ilerliyor? 

Vintage ürünlere ihtiyaçları doğrultusunda yine vintage aksesuarlarla eklemeler yapıyorum. Örneğin montun minik hasarları varsa oralara vintage patch’ler ekleyerek hem kusurunu örtüyorum hem de ayrı bir hava katmış oluyorum. Veya onları üst seviyeye taşıyacağına inandığım minik dokunuşlar da yapıyorum. Bir şortun ucuna vintage deri püsküller eklemek gibi. Bu ürünleri “Reworked” – üzerinde çalışılmış ürünler – başlığı altında sunuyorum. Bir de elimde var olan vintage kumaşları kişiye özel tasarımlarla eşsiz parçalara dönüştürüyoruz. Bu bazen de vintage bir ürünü tamamen bozup onun kumaşını kullanarak yeni bir modele çevirmek gibi oluyor. Bu şekilde ortaya çıkardığımız ürünlerden oluşan kapsül bir koleksiyon da yakın zamanda siteye eklenmiş olacak. Buradan duyurusunu da yapmış olayım şimdiden!

Sürdürülebilir modanın önemi ile ilgili neler söylemek istersiniz? Size göre, lüks vintage ile modada sürdürülebilirlik hangi noktalarda kesişiyor?

Sürdürülebilir modaya katkı sağlayacak en önemli aksiyonun eldekini değerlendirmek yani yeni bir şey satın almamak olduğuna inanıyorum. Ama alınacaksa da ikinci el alışverişin en sürdürülebilir seçim olduğunu biliyorum. Lüks vintage ürünler bu noktada şu yüzden çok değerli: Kalitelerinden ve dayanıklı oluşlarından ötürü bu döngüye uzun ömürleriyle en çok hizmet eden parçalar oluyorlar. Döngüde kaliteli ve nitelikli ürün bulundurmanın önemi burada ortaya çıkıyor. Bir taraftan da değerlerini kaybetmemeleri ve hatta gün geçtikçe daha da değerleniyor olmaları bir nevi yatırım olarak da görülebilir. Değerli bir ürüne sahip olduğunuzda onu elden çıkartmadan evvel çok daha fazla düşünüyorsunuz. Hem ürünün kalitesinden, zamansız oluşundan hem de değerinden ötürü. O yüzden az, öz, değerli alışveriş diyoruz ve bilinçli alışverişler yapmanın öneminden bahsediyoruz.

Son olarak, yeniden değerlendirmeye bakış açınızdan biraz bahsedebilir misiniz? İleri dönüşüm sizce neden önemli?

İleri dönüşüm benim çok sevdiğim, herkesin de evde bireysel olarak kolaylıkla uygulayabileceği bir yöntem. Yeter ki bir şeyleri atmadan önce “Nasıl değerlendirebilirim?” sorusunu soralım kendimize. Böylelikle elimizdekiler farklı formlarda hayat bulup bize hizmet etmeye devam edebilirler. 

Benim de elimde çok özel ipek eşarplar vardı. Fakat bunların birtakım kusurları da vardı ve eşarp olarak kullanılmaya artık uygun değillerdi. Onları kusurlu kısımlarından ayırıp eşsiz birer saç aksesuarına çevirme fikriyle yola çıktım. Ortaya her biri birbirinden özel ve son derece dikkat çekici parçalar çıktı. Bunun gibi farklı projeleri Pop + Sandy’ de görmeye devam edeceksiniz. 



İrem Bali

Koç Üniversitesi, Psikoloji bölümü mezunu, içerik yazarı, editör ve fotoğrafçıdır. Aynı zamanda freelance olarak markalar ile sosyal medya yönetimi alanında işbirlikleri yapıyor. Hayatını tutkuları belirliyor. En büyük tutkusu yazmak, bir diğeri, eline kalemi kağıdı (bazen laptopu!) aldıracak yeni deneyimler yaşamak, hikayelerin peşinden gitmek. Bu yüzden kendi keşif peşinde bir seyyah,...



BLOOM SHOP