Radyoloji Uzman Hekimi Burak Musa Ayhan, 2017 yılının başında Çetin Çetintaş ile bir meditasyon inzivasında tanıştıktan sonra meditasyonda ve kendi içinde derinleşmek için yoga yapması gerektiğini fark etmiş. Bunun üzerine Çetin Çetintaş̧ ve Serra Sagra’dan 280 saat temel eğitmenlik eğitimi alarak hem kendi yoga yolculuğuna hem de yoga eğitmenlik yolculuğuna başlamış. 2018 yılının şubat ayında Hindistan’da bir ay boyunca tapınakta inziva şeklinde 300 saat ileri seviye eğitmenlik eğitimini tamamlayarak ileri seviye yoga eğitmeni olmaya hak kazanmış. Şu anda YogaKioo Cadde’de yoga dersleri ve temel seviye yoga eğitmenlik eğitimi vermeye devam ediyor.
Yoga eğitmeni ve Uzman Dr. Burak Musa Ayhan, yoga hakkında merak edilenleri Live To Bloom için yanıtladı.
İlginizi çekebilir: Röportaj: Berra Sertel ile Yoga Farkındalığı
Yoga senin için ne ifade ediyor?
Yoga, hayatta yaşadığım deneyimleri kendi iç dünyamda algılayış ve ifade ediş biçimimi kontrol etmemi sağlayan bir araç. Yogadan önce kendimi duygu ve düşüncelerimin içinde kaybolmuş hissederken artık o duygu ve düşüncelerin nasıl bir alandan kaynaklandığını fark etmeye ve onları yönetmeye başladığım bir haldeyim. Bu hali sürdürebilmek için de bu kadim Yoga felsefesini ve pratiğini hayatımın her anında uygulamaya çalışıyorum. Her an kendime gözlemci ve farkında olmaya çalışarak…
Bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak yoganın insanların hayatında nasıl bir etkisi var?
Doktor kimliğimle de şunu gönül rahatlığıyla ifade edebilirim ki yoga, insan bedenine ve ruhuna çok iyi gelen bir sistem. Yapılan asana (duruş), pranayama (nefes) ve meditasyon uygulamaları dolaşım, solunum, sinir ve kas iskelet gibi sistemlerin hepsini düzenleyerek sağlıklı bir şekilde işlevlerini sürdürmelerine destek oluyor. İnsan bedeni uzun saatler oturmaya ya da yatmaya değil, hareket etmeye uygun. Zaten günümüzde birçok rahatsızlıkta etken olarak bedensel aktivite yetersizliği fark ediliyor.
Yoga, hem bu hareketi sağlamakta hem de insanın sıkışan ve kısalan kaslarını tekrar uzatarak bedenini daha fonksiyonel kullanmasını sağlıyor. Zihinsel olarak ise çağımızı en yaygın ruhsal hastalığı kabul edilen stres ve depresyona da iyi geliyor. Bunu birçok ülkede yapılan araştırmalar desteklemekte. Hatta Amerika’da doktorlar artık bedensel ve zihinsel rahatsızlıklarda yogayı reçete etmekte. Zihinsel ve bedensel rahatlama sağlayan bu sistemin günümüzde birçok merkezde yapılıyor olması ve her geçen gün yenilerinin eklenmesi aslında hiçbir tartışmaya yer bırakmaksızın yoganın şifasını gösteriyor.
Yoga sırasında kişide farklı duygular açığa çıkabilir mi? Bu duyguları olduğu gibi kabul edebilmek için ne yapmak gerekir?
Yoga pratiğinin bir etkisi de insanın bastırdığı, görmek istemediği için zihninin karanlık dehlizlerine ittiği duygu ve düşüncelere ışık tutmak. Işığın etkisiyle görülebilir alana gelen duygu ve düşünceler artık çözülmek için hazırdır. Peki insan bunları illa çözmeli midir? Eğer rahatlamak istiyorsa evet.
Bu durumu açıklamak için şu örneği verebilirim. Evinizin salonunda bir bardağın kırıldığının düşünün. Kırılan cam parçalarını temizlemek yerine üzerine bir halı örtersen o halının üzerinden her geçtiğinde bu cam kırıklarının yarattığı batma hissini yaşayacaksın. Görünürde rahatsız eden hiçbir şey olmamasına rağmen ayağının altında batma hissi ve hatta kesik oluşacaktır. Ve belki bir süre sonra camın kırıldığını ve o kırıkların halının altında kaldığını unutacaksın ama etkisini her geçişinde tekrar hissedeceksin. İşte farkında olmayan bir insanın zihnin içinde durum tam da bu şekilde gerçekleşiyor. Yaşadığı olaylar karşısında hissettiği duyguları çözmek ve temizlemek yerine bilinçaltına itiyor ve bir süre sonra onları orada unutuyor. Ama unutsa bile o duygular onu rahatsız etmeye, zihinde ve bedende rahatsızlık hissi yaratmaya devam ediyor.
Yoga sistemi bunları tekrar görünür hale getirerek kişiye çözmesi için fırsat tanıyor. Gelen duyguları olduğu gibi kabul edebilmek ve çözebilmek için ise kişinin fiziksel ve zihinsel olarak güçlenmesi gerekiyor. Yoga pratiği kişinin zihninde ve bedeninde kuvvetlenme sağlayarak, açığa çıkan duyguları olduğu gibi kabul ederek baş edebilme ve onları yetkin bir şekilde çözebilme fırsatı sağlıyor. Yani yoga pratiği kişinin duygu dinamiklerini dengeye getirmesi için özel bir çalışma.
İlginizi çekebilir: Neden Yogaya Başlamalısınız? İşte Zihin Sağlığına Faydaları!
İçinde bulunduğumuz anı gerçekten yaşamayı nasıl öğreniriz? Yoga bu nokta bize nasıl yardımcı oluyor?
İçinde bulunduğumuz “an” dışında bir zaman diliminde yaşamamız zaten mümkün değil. Yoga bu gerçeği bize hatırlatan ve farkında kalmamızı sağlayan bir araç. Kontrolsüz bir zihin, yaramaz bir maymun gibidir. Ya bir daldan diğerine atlar, ya geçmişteki olaylarla uğraşır, ya da gelecekte daha yaşanmamış anlar hakkında varsayımda bulunarak geçirir. Bu sırada da kişi otomatik pilotta farkında olmadan yaşar.
Eminim gün içinde herkesin dalıp gittiği zaman dilimleri oluyordur. Bunun için yapılabilecek en basit şey, nefesinin farkında olmaya çalışmaktır. Çünkü içinde bulunduğun “an” dışında nefes alamazsın. Sana içinde bulunduğun zamanı ve mekanı en büyük hatırlatıcı aldığın ve verdiğin nefestir. Yoğun yoga pratikleri de nefes ve an farkındalığı sağlamaktadır. Yapılan pratiklerle belki başta saniyelerle anda kalırken, zamanla bu süreler uzamaktadır.
Yoga ve beslenme arasındaki ilişki nasıl olmalı?
Bu sorunun cevabı bence kişisel. Beslenme her insana göre çok farklılık göstermekte olup kimisine iyi gelen yiyecekler, diğerine iyi gelmeyebilir. Bence yoga pratiği ile kişi bedenine iyi gelen ve gelmeyen gıdaları gözlemleyerek fark edebilir.
Yoga pratiği sayesinde kişi artık bedenine iyi gelmeyen ve ona iyi hissettirmeyen gıdalardan uzaklaşmaya başlar. Bunu bir zorunluluk için değil, öyle hissettiği için yapar. Kendi deneyimimden de şunu söyleyebilirim ki insan ne kadar bitkisel kaynaklı beslenirse o kadar daha hafif ve rahat hissediyor. Ayrıca kişi yoga pratiği ve felsefesi sayesinde sadece ihtiyacı kadar tüketme yolunda ilerliyor.
Yoga yapmadan önceki sen ile şimdiki sen arasında nasıl bir fark var?
Bu sorunun iki cevabı var hem tamamen değiştim hem de hiç değişmedim. Bu cevap kendi içinde tezat görünse de şu şekilde açıklamak isterim. Kendim olarak zannettiğim “benlik” yapımın tamamen bir algı olduğunu keşfettim. Aslında ben dediğim hiçbir şey, özümü tanımlamıyor. Mesela günümüzde çoğu kişi kendini mesleğiyle, tuttuğu takımla, ebeveyn oluşuyla, siyasal görüşüyle ya da dinlediği müzikle özdeşleştirirken gerçekte bunları sadece öz benliğinin üzerine bir kıyafet olarak giymektedir. Kıyafetler zaman ve mekana göre değişebilir. Kişi mesleğini değiştirebilir, tuttuğu takımı desteklemeyi bırakabilir, siyasal görüşünü değiştirebilir. Aslında kendini tanımladığın hiçbir sıfat öz benliğini tanımlamaya yetmez.
İşte bende de durum bu şekilde meydana geldi, kendim sandığım sıfatların kendim olmadığını keşfettim ve bu sayede benlik algım değişti. Diğer yandan öz benliğimin, üzerimdeki kıyafet olarak giydiğim sıfatlar değişse bile hiçbir zaman değişmeden, aynı kaldığını keşfettim. Yoga pratiği de o değişmez özü keşfedebilme ve idrak edebilme yollarında birisi. Dilerim bu merakta olan herkes özünü yani gerçeğini keşfeder.
İlginizi çekebilir: Yoganın Bilimsel Faydaları