Tarih boyunca pek çok farklı perspektiften incelenen uyku, hala gizemini koruyor olsa da sağlık için ne kadar önemli olduğu her geçen gün yeni verilerle kanıtlanıyor. Uyku hakkında yapılan sayısız araştırma, uykunun yan ürünü olan rüyaları da gündeme getiriyor. Peki rüyalar sağlığımız üzerinde bir etkiye sahip mi? Yapılan son araştırmalar, rüyalar ve iyi olma halimiz arasında oldukça bir bağ olduğunu ortaya koyuyor. İşte rüyalar ve sağlık ilişkisi hakkında bilinenler!

Rem uykusu

Uykunun beş belirgin fazdan oluştuğu ve birbirini takip eden bu beş fazın uyku boyunca birkaç kere tekrar ettiği uzun zamandır biliniyor. İlk dört faz hafif uykudan derin uykuya doğru ilerliyor ve ardından beyin fonksiyonlarının yükseldiği ve rüyaların ortaya çıktığı REM başlıyor.

Beşinci ve son evre olan REM uykusunun sonuncusu genellikle sabah saatlerine denk geliyor ve 7-8 saat aralığında uyunmadığı zaman yarıda kesiliyor.

Rüya gördüğümüz faz olan REM uykusunda görsel, motor, duygusal ve otobiyografik hafızamızın aktive olduğu ve aynı anda rasyonel düşünme ile ilgili olan beyin fonksiyonlarının zayıfladığı biliniyor.

İlginizi çekebilir: Uykusuzluk Mu Yaşıyorsunuz? Nöroloji Uzmanı Uyumanızı Kolaylaştıracak Önerileri Açıklıyor

REM uykusunun duygusal sağlık üzerindeki etkileri nelerdir?

Yapılan bilimsel çalışmalar, REM uykusunun insanların duyguları anlama yetilerini güçlendirdiğini kanıtlıyor. UC Berkley’de Psikoloji Profesörü olan Matthew Walker, yaptığı bilimsel çalışmalarda uykusunun REM fazına ulaşan insanların ulaşamayanlara göre mimik okumakta ve analiz etmekte daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor.

Kan akışının dengelenmesi, kandaki şeker miktarının ayarlanması ve hafızanın güçlenmesi için vücudun ihtiyaç duyduğu REM uykusu, kalan 4 fazla beraber yenileyici bir etki yaratıyor.

Rutgers Üniversitesinde yapılan bir başka araştırma ise bir önceki gece sağlıklı bir uyku uyuyan insanların travma etkisi yaratan korkutucu olaylar karşısında daha sakin kalabildiklerini ortaya koyuyor. Bu bağlantının nedeni henüz tam olarak bilinmese de şimdilik stresle ilişkilendirilen noradrenalinin uyanıkken salgılanmasına bağlanıyor.

Beyindeki korku merkezi olan amigdalanın, uyarıcılara karşı hassasiyetini belirleyen noradrenalin, REM uykusunda salgılanmıyor ve dolayısıyla duygusal tepkilerimiz düzenleniyor.

Hafıza ve ruh haliyle de sıkı bir ilişki içinde olan rüyalar hakkında yapılan başka araştırmalar, REM uykusu yetersizliğinin depresyon ve Alzheimer gibi hastalıklara neden olduğunu kanıtlıyor.

Rüya gördüğümüz zaman neler oluyor?

Konu rüyalar olunca bilim insanları ikiye bölünüyor; rüyaların, uyku sırasında beyin nöronlarının gelişigüzel davranışları olduğunu düşünenler ve beyindeki dataların ayrıştırıldığı ve düzenlendiği bir faz olduğunu düşünenler.

Uyku ve Rüya Uzmanı Psikolog Rubin Naiman, REM uykusunu tanımlarken “ikinci bağırsak” tanımını kullanıyor. Rüyalarımızın gün içinde maruz kaldığımız her türlü bilginin işlendiği ve filtrelendiği bir süreç olduğunu savunan Naiman, bu bilgilerin beynimizde depolanıp depolanmayacağına da bu süreçte karar verildiğini söylüyor.

Rüyaların etkileri

Rüya görmek tamamen sağlıklı olsa da bazı rüyalar bize bütünsel sağlığımız ve uyku sağlığımız hakkında detaylı bilgiler sunuyor. Örneğin uykuya dalar dalmaz gerçekçi rüyalar görmek narkolepsi belirtisi olarak inceleniyor. Rüyalar, genellikle uyku üzerinde kötü bir etki yaratmasa da uyku döngüleri arasındaki geçişi zorlaştıran kabuslar için aynı şey söylenemiyor.

Rüya süreçlerimizde, uyanık olduğumuz zamana göre daha fazla duyguyu işleyebiliyor olmamız gün içinde kuramadığımız bağları kurmamıza ve duygularımızı daha rahat ele almamıza yardımcı oluyor.

Korku, hayatta kalma güdüleri ve kaç savaş tepkisiyle ilişkilendirilen amigdala da rüya sürecinde oldukça aktif rol oynuyor. Rüya sürecinde deyimi yerindeyse “alıştırma” yapan amigdala, gün içinde karşılaştığı durumları daha rasyonel bir şekilde ele almaya başlıyor.

Yaratıcılıkla da ilişkilendirilen rüya süreci, mantık filtresini ortadan kaldırarak yaratıcı akışı destekliyor ve zihinde varolan kalıplardan uzak fikirler ortaya çıkmasına yardımcı oluyor.

Anıların ve hafızanın düzenlenme sürecinde de oldukça büyük bir etkiye sahip olan rüyalar; önemli olan bilgiler, sindirilememiş duygular ve unutulması gereken anıları işliyor.

Yapılan bir araştırma uyku sırasında öğrenilen yeni bilgileri hatırlamanın çok daha kolay olduğunu ortaya koyuyor.

Neden kabus görürüz?

Genellikle ilaç kullanımı, stres ve anksiyeteyle ilişkilendirilen kabuslar, rüyaların daha korkunç ve rahatsız edici halleridir. Fakat bazı durumlarda kabuslar sağlıksız bir boyut kazanabilir. Bu durumlar;

  • Uyku konusunun anksiyete oluşturması
  • Uykunun aşırı bölünmesi
  • Farklı uyku problemlerine veya psikolojik problemlere sebebiyet vermesi

Rüyalar hangi durumlardan etkilenir?

Sağlık durumu

Düzensiz uyku rutini, REM uykusunda beynin daha aktif olmasına sebebiyet verdiği için rüyaların ve kabusların daha gerçekçi olma eğilimi gösterdiği biliniyor.

Hamilelik ve menopoz gibi hormon değişikliğine neden olan durumlar da beynin duygu ve düşünceleri farklı işlemesine neden olduğu için rüyaların daha yoğun yaşanmasına neden olabiliyor.

Anksiyete, depresyon, bipolar bozukluklar, ruh hali dengesizlikleri de benzer şekilde gerçekçi, yoğun veya rahatsız edici rüyaları tetikleyebiliyor. Bu tip hastalıkların tedavisinde kullanılan antidepresan tipi ilaçlar da kabus görme oranlarının artmasıyla ilişkilendiriliyor.

Beslenme

Yüksek enerji veren karbonhidrat oranı yüksek gıdalar ve şekerli gıdalar ruh durumunda dengesizliklere neden olduğu için bilinç dışı durumu yani rüyaları da etkiliyor ve huzursuz edici rüyalara sebebiyet verebiliyor.

Günlük aktivite

Yapılan bilimsel çalışmalar gün içinde fiziksel aktivitede bulunmamanın uyku kalitesini arttırdığını ortaya koyuyor. Özellikle kardiyovasküler antrenmanların kaliteli bir uykuyu destekliyor, uykuya daha hızlı dalmayı sağlıyor ve gece uykunun bölünme riskini azaltıyor.  

İlginizi çekebilir: Daha İyi Bir Uyku İçin Feng Shui’den 10 İpucu





BLOOM SHOP