YAZAN: BURCU ERBAŞ
FOTOĞRAF: THE BEAUTY CHEF

Yakın bir zaman önce ilk defa gebe bir kadının plesantasında, daha sonra da bir fetüsün dolaşımında mikroplastik bulundu. Bilim insanları bulunan bu mikro plastiklerin insan sağlığı üzerinde ne gibi etkiler bırakacağını henüz öngöremese de tek bir gerçek kabul ediliyor: Hepimizin içerisinde mikroplastikler, kimyasallar, ağır metaller gibi “modern yaşamın” bir yan ürünü bulunuyor. Bunların içerisinde -belki de insanların yarattığı en kalıcı madde olan- PFAS da var. Doğada kendiliğinden çözülmesi neredeyse imkansız olan, halılardan gıda ambalajlarına kadar hayatımızın her anında bulunan PFAS kimyasalları yapılan araştırmalara göre kan dolaşımımızda geziyor. Bilim insanlarının hormonal dengesizlik, kronik hastalıklar, kilo verme zorluğu gibi birçok sağlık sorunu ile ilişkilendirdiği sonsuz kimyasallar olarak bilinen, “PFAS nedir, nelerin içerisinde bulunur ve kendimizi nasıl koruyabiliriz?” sorularını sizin için yazdık!


PFAS nedir?

Sonsuz kimyasallar olarak bilinen ve kısaca PFAS olarak adlandırılan perfloroalkil ve polifloralkil sentetik maddeler, flor ve karbonun türevlerinden oluşuyor ve gündelik yaşamımızda sıkça kullandığımız birçok nesnede bulunuyor. Kullanım amacı ürünleri yapışmaz veya leke tutmaz bir hale getirmek olan PFAS maalesef kağıt üzerinde olduğu kadar kolaylıkla kontrol edilemiyor. Şu anda birçok gıda ürününün, temiz içme sularının, fast-food gıdaların, paketlemelerin, ev eşyalarımızın, kıyafetlerimizin, hatta içimize çektiğimiz havada bile rastlanabiliyor. Aynı zamanda karbon ve flor türevi olduğu için doğada veya bedenlerimizde kendiliğinden yok olmakta büyük zorluk yaşıyor. Bu nedenle bir kere kontaminasyon sağladığında çoğu zaman hiç bozulmadan orada “adeta sonsuza dek” kalmaya devam ediyor.

Nelerin içerisinde PFAS bulunur?

Üretim maaliyeti oldukça düşük olan PFAS; suyu, yağı ve petrolü itme özelliğine sahip olduğu için birçok sektörde çok yaygın olarak kullanılıyor. Aşağıdaki ürünlerin yüksek miktarda PFAS içerdiği biliniyor:

  • Teflon tavalar
  • Boyalar
  • Temizlik ürünleri
  • Gıda paketlemeleri
  • Kağıt paketlemeler
  • Halı, koltuk, banyo duşu başta olmak üzere çoğu ev tekstil ürünü
  • Çoğu cilt bakım ve makyaj ürünü
  • Göz yaşı damlaları
  • Yangın söndürme tüpleri

PFAS bütünsel sağlığı nasıl etkiler?

Yapılan araştırmalara göre PFAS neredeyse her insanın kanında bir miktara kadar tespit edilebiliyor. Ya gıdalar ya da içme suyu aracılığıyla bedenimize giren PFAS’ın genel sağlığımızı ve iyi olma halimizi aşağıya çektiği düşünülüyor. Bedene girdikten sonra yağ metabolizmasını ve bağışıklık sistemini etkileyebilen hatta plasenta ve kan-beyin bariyerini aşabilen PFAS aşağıdaki sağlık durumları ile ilişkilendirilebiliyor:

  • Daha sık ve ağır geçirilen enfeksiyonlar
  • Diyabet
  • Karaciğer hasarı
  • Tiroid hastalıkları
  • Yüksek kolesterol
  • Kilo vermede güçlük
  • Obezite
  • Emzirme problemleri – annenin süt üretememesi
  • Doğurganlığın düşmesi

Peki, PFAS yüzünden her birimizin alarma mı geçmesi gerekiyor? Bu durum kişiye göre değişiyor. PFAS maruziyeti herhangi bir sağlık problemine yol açabiliyor da açmayabiliyor da. Öte yandan hiç kimse için bir anda hayati bir tehdit oluşturmuyor. Etkileri uzun vadede anlaşılabiliyor. PFAS’a çevresel toksinlere karşı yüksek derece hassasiyeti olan, bağışıklık sistemi düşük olan, otoimmün hastalığa sahip kişilerin çok daha büyük bir temkinle yaklaşması öneriliyor.

PFAS neden yaygınlaştı?

Suyu, havayı, yediğimiz gıdaları kirleten, doğayı ve tüm canlıları tehdit eden her tür sentetik maddenin kaynağının fosil yakıt endüstrisi olduğu biliniyor. İklim krizinin nedeniyle giderek yenilenebilir enerjiye kayıyor olmamız çevre için çok gerekli ve iyi bir haber olsa da fosil yakıt endüstrisini pazarladığı ürünü değiştirmeye zorluyor. Bu kez fosil yakıt yerine petrol türevi olan PFAS gibi sentetik organik kimyasallar satmaya başlayan bu endüstri, birçok başka sektörü de -aynı modern yaşamı petrol üzerine kurdukları gibi- PFAS kullanmaya itiyor.

PFAS hayatımızdan nasıl çıkarılabilir?

Kullandığımız ürünlerde mümkün olduğu kadar PFAS olmasın istiyorsak özellikle şunlara dikkat etmemiz gerekiyor:

  • Öncelikle içerik listesinde “fluoro/floro” yazan her tür ürün PFAS içerebileceği için temkinli olmalıyız.
  • PFAS’ın bedenimize girmesinin en kolay yolu toz. Bu nedenle yaşam alanlarımızın sıklıkla tozunu alıp, süpürüp kalıntılardan arınmasını sağlayabiliriz.
  • Aldığımız ambalajlı tüm gıda ürünlerinin “PFA’sız” veya “sertifikalı temiz paketleme” gibi bir uyarıya sahip olduğundan emin olmalıyız. Diğer türlü ambalajların içerisinde yüksek ihtimalle PFAS bulunuyor.
  • İçme suyu kullanımı için mümkünse evimize filtre taktırıp kendi suyumuzu temizlememiz öneriliyor. Çoğu plastik şişe içerisinde bulunan suyun PFAS içerdiği düşünülüyor. Eğer filtre mümkün değilse tercihimizi pet değil cam şişelerden yana da kullanabiliriz.
  • Havada bulunan PFAS ise HEPA filtresi bulunan hava temizleyiciler ile tamamen olmasa da büyük oranda temizlenebiliyor.

PFAS’ın kullanımı şu an birçok devlet tarafından regüle edilmiyor. Öte yandan kendimizi PFAS’ın negatif etkilerinden korumanın en etkili ve gerçekçi yolunu uluslar ve uluslarüstü kurumların gözetimi oluşturuyor. Bu nedenle yakın bir gelecekte devletlerin PFAS gibi sentetik organik maddelerin sağlık zararlarını göz önünde bulundurması ve kullanımını regüle etmesi; gereksiz kullanımları yasaklaması, yeni üretime geçmemesi gerekiyor.



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP