Doktor Jeffery S. Smith, Psychology Today için yazdığı bir makalede tartışmaları “karşılıklı empati yoksunluğu sonucu oluşan, savunma veya yargılama motivasyonlu iletişim” olarak tanımlamıştır. Peki tartışmalar neden oluşur, sözel aikido ile tartışmalardan nasıl kaçınabiliriz? İşte cevabı!

İlginizi çekebilir: Mutsuz Bir İlişkide 9 İletişim Hatası

Tartışmalar neden meydana gelir?

En çok satanlar listesinden bildiğimiz “Hızlı ve Yavaş Düşünme” isimli kitabın yazarı Daniel Kahneman’ın teorisine göre, bireylerin empati yeteneğini yitiriyor olmasının nedeni kullandıkları düşünce tarzı. Kahneman’a göre insan beyninin 2 temel düşünce tarzı var:

Birinci düşünce tarzı: Düşünme süreci hızlı gerçekleşiyor, kişi gereği kadar efor harcamıyor. Dolayısıyla bilinç dışı, mantıksız ve duygusal bir şekilde gerçekleşiyor. Otopilot mod olarak da adlandırılıyor.

İkinci düşünce tarzı: Düşünme sürecine efor ve ilgi veriyor. Mantık, bilinç ve farkındalık çerçevesinde gelişiyor.

İnsan beyni, enerjiyi en üretken şekilde kullanabilmek için, sürekli olarak daha az efor harcatan birinci düşünce tarzını kullanmaya çalışır. Karşı karşıya kalınan durum beyin tarafından “kolay” olarak algılandığı zaman, birinci düşünce tarzı devreye girer ve durumla ilgili sahip olunan zihinsel kalıplar kullanır.

Durumu “kolay” olarak sınıflandırmak

Karşımızdaki kişilerin davranış ve düşünce kalıplarına zaman içinde aşina oluruz ve bizim için tahmin edilebilir bir hal almaya başlarlar. Dolayısıyla beynimiz daha az efor harcadığı, otopilot mod olan birinci düşünce tarzına geçmeye yatkınlaşır.

Konuşulan konu, üzerimizde stres veya hoşnutsuz bir ruh hali yarattığı durumlarda ise beyin, çok büyük bir ihtimalle birinci düşünce tarzına geçer. Duygularımızın tetiklenmiş olması zihnimizi varsayımlar yapması, sonuçlara atlaması, savunmaya geçmesi ve dikkatli dinlememesi için yönlendirir. Sonuç olarak da iletişimimizin temelinde var olması gereken empati, parmaklarımızın arasından kayar ve tartışmalar meydana gelir.

İşte bu durumun sonucunda oluşan gereksiz tartışmaların önüne geçmek için etkili stratejiler!

1. Açık gönüllülükle konuşmak

Empati eksikliği tartışmaların altında yatan temel sebep olsa da sözler aracılardır. Bir fikri, bakış açısını veya yaklaşımı karşı tarafa bir gerçek, olgu veya unsur olarak yansıtmak karşı tarafı savunmaya geçirerek tartışmaları yaratır.

Bu konuda en sık yapılan hatalar şu şekildedir:

  • Yanlış düşünüyorsun.
  • Bu saçma!
  • Bunu yapmamalısın.
  • Hep bunu yapıyorsun!

Bu cümleler yerine tercih edilmesi gereken cümlelerse:

  • Ben anlamıyorum.
  • Ben katılmıyorum.
  • Ben farklı bir şey tercih ederdim.
  • Endişeleniyorum.

Bu cümlelerin farklı tepkiler yaratmasının nedeni, ikinci örneklerdeki “ben” kelimesidir. Bu şekilde beyan ettiğimiz fikri sahiplenerek karşı tarafı tedirgin etmeden iletişim kurmuş oluruz. Unutmayın ki bir tartışmanın sonlanması için bilinçli tek bir kişi yeterlidir.

2. Aktif dinleme

Konuşma esnasında anda olun: “Sen anlat, ben dinliyorum” diyen bir kişiyle konuşmaya çalışmak karşı tarafı rahatsız hissettirebilir. O anı hatırlayın ve size neler hissettirdiğini düşünün. Karşınızdaki kişi sizinle konuşurken farklı konularla meşgul olmanız ve ilginizi ona vermemeniz hem saygısız bir yaklaşım olur hem de iletişimi kolaylıkla raydan çıkarabilir.

Sessiz olun: Konuşan kişiyi böldüğünüzü fark ediyorsanız bunu yapmayın. Karşınızdaki kişilerin sözünü kesmek onları dinlemediğinizin ve kendi fikrinizi söylemek için an kolladığınızın en belirgin göstergesidir.

Orada olduğunuzu gösterin: Bir heykel gibi sessizce oturmak karşınızdaki kişiyi dinleyip dinlemediğinizle ilgili şüphe yaratabilir. Zaman zaman kibarca kafa sallamak ve “hı-hı” gibi onay sesleri kullanmak, karşınızdaki kişinin kendini istediği gibi açıklama cesareti kazanmasına yardımcı olur.

Meraklanın: Sorular, ilgiyi ortaya koymanın ve karşıdaki kişiye değerli olduğunu hissettirmenin en kolay yoludur. İletişimin temelinde ilk önce anlamak ve ardından anlaşılmak vardır. Dolayısıyla karşınızdaki kişiye anlattıklarıyla ilgili sorular sormaktan çekinmeyin, kafanızda oturmayan noktaları yeniden açıklamasını veya konuyu destekleyici başka bilgiler vermesini rica edin.

Yansıtıcı dinlemeyi kullanın: Teyit edin! Dinlediklerinizi ve anladıklarınızı kısaca özetleyin ve kaçırdığınız bir nokta olup olmadığını sorun. Anlamadığınız bir nokta varsa konuşan kişiden tekrar etmesini rica edin.

İlginizi çekebilir: Nezaket Farkındalığı ile Sosyal İlişkilerimiz Nasıl Gelişir?

3. Sözel aikido

Bir modern Japon dövüş sanatı olan Aikido’nun rakibi alt etme prensibi, ona karşı koymamaktır. Kelime anlamı “uyumlu ruhların yolu” olan Aikido, rakipten gelen saldırılara karşı agresif veya savunmacı teknikler kullanmaz. Saldırılara benzer şekilde karşılık vermek yerine, saldırının yönünü zararsızca farklı bir tarafa çeviren hareketlerden faydalanır. Felsefesinin temelinde çözüm ve kişisel gelişim vardır.

Tartışmalar iki kişinin birbirini sürekli olarak itmesi gibidir. Sonuçta hiçbir ilerleme olmaz. Sözel Aikido, anlaşmazlıkları ortadan kaldırma prensibini temel alır ve her iki tarafa da empati kurmaları yönünde yardımcı olur. Yani tarafların hiç durmadan birbirini itmeyi bırakmasını sağlar.

Peki sözel aikido nasıl çalışır?

Tartışma halini ve motivasyonunu etkisiz hale getirmek için taraflardan bir tanesinin bakış açısını hafifçe değiştirmesi ve karşıdaki kişinin fikrini anlaması gerekir.

Bir örnek üzerinden gidecek olursak, karşımdaki kişi bana “Bu çok saçma bir fikir ve asla işe yaramaz!” dediği zaman karşılığında “Yanılıyorsun!” şeklinde bir cevap vermek, beni iten kişiyi geri itmek olur.

Sözel Aikido kullanmak ise;

“Demek bu fikrimi saçma buluyorsun” diyerek karşımdaki kişiye, bana bir gerçek gibi yansıttığı fikrini öznelleştirmesi için fırsat vermek olur. Bu tutumla sözel atağını farklı bir yöne çevirmiş olurum.

Cevap olarak “Evet, bunun saçma bir fikir olduğunu düşünüyorum!” dediğini varsayarsak, karşılığında “Peki, bana neden saçma bir fikir olduğunu anlamam konusunda yardımcı olur musun?” diyerek sadece ne düşündüğünü değil, neden bunu düşündüğünü de anlatmasını isteyebilirim. Bu şekilde bakış açısını ve düşünce yapısını merak ettiğimi hissettirebilirim.

Karşımdaki kişi kendi fikirlerini paylaştıktan sonra kendi fikrimin neden mantıklı olduğunu açıklayarak dengeli bir iletişim yaratabilirim. Bunun sonucu olarak da sadece yargılarımızı değil arkasındaki fikirlerimizi de konuşabiliriz.

İlginizi çekebilir: Sadeleş: 3 Adımda İlişkilerde Minimalizm



Sıla Bakır

1993 yılında doğan Sıla, lisans eğitimini 2017 yılında Bilkent Üniversitesi İletişim Tasarım Bölümü’nde tamamladı. Lisansüstü eğitimine devam etmeye karar vererek Politecnico di Milano’da Stratejik Tasarım Master’ı yapmaya başladı. Sağlıklı ve dengeli hayat tarzı konusundaki merakı sonucunda bol bol araştırma yapmakta, karşısında çıkan yeni fikirleri denemekten ve bunları paylaşmaktan büyük keyif...



BLOOM SHOP