YAZAN: BURCU ERBAŞ
In partnerhip with Wings

Bazen kendimize veya hayata dair aradığımız cevaplar yaşamın bugünkü kadar karmaşık, yoğun ve stresli olmadığı zamanlarda saklı olabiliyor. Antik Yunan felsefelerinin günümüze yansımaları da aslında tam olarak bunu sağlıyor. Bambaşka bir çağda ve düzende yaşayan insanların mutluluk arayışları bizim bugünkü arayışımıza yol gösterebiliyor, ihtiyaç duyduğumuz o geniş perspektifi bize sunabiliyor. Özellikle verdiği pratik ve uygulanabilir öğretileri ile öne çıkan, güncelliğini 2000 sene sonra bile koruyabilen Stoacı felsefeden hepimizin öğreneceği çok şey var. İşte onlardan 7 tanesi!


Stoacı felsefe nedir?

Stoacılık milattan önce 300 yılında Atina çevresinde oluşmuş, Helenistik felsefenin en yaygın ve önemli felsefe okullarından biridir. Kurucusu Kıbrıslı Zenon’dur. Adını ise ilk kez ortaya atıldığı resim galerisi Stoa Poikile’den alır. Bu okula ait en ünlü düşünürler Seneca, Marcus Aurelius ve Epiktetos’tur. Hristiyanlığın doğuşuna kadar, yaklaşık 500 sene boyunca Stoacılık en dominant felsefe olmuştur. Her insanın doğası gereği eşit olduğu, iyi olma halinin etik ve ahlaklı olmaktan geldiğini ve mutluluğun zihinsel ve duygusal dayanıklılık geliştirilerek bulunabileceğini söyler. 5 ana erdem; bilgelik, adalet, cesaret, ölçülülük ve dürüstlükten oluşan bir zemin üzerinde kurulmuştur.

Stoacı felsefeden yaşamımıza uyarlayabileceğimiz 7 öğreti

Neredeyse iki bin yıl önce ortaya atılmış bir düşünce tarzının günümüzde hala ders verici olmasının en önemli sebeplerinden birisi Stoacılığın soyut veya teorik değil, somut ve pratik bir yönü olmasına dayanır. Herkese, hayatın getirdiği zorluklar karşısında mutluluğu nasıl koruyabileceğini, nasıl daha iyi birer insan, eş, arkadaş olabileceğini direkt tavsiyeler vererek gösterir.

Sadece kontrol edebildiklerinize odaklanın

Epiktetos’un savunduğu Stoacı felsefenin merkezinde sadece bireyin kendisi yer alır. Diğer kişiler ve bu kişilerin aksiyonları, düşünceleri veya duyguları bu kapsama giremez çünkü birey sadece kendisini kontrol edebilir ve kendisinden mesuldür. Hayatımız üzerindeki kontrolümüz de kendimizle yani duygularımız, düşüncelerimiz, aksiyonlarımız, reaksiyonlarımız, isteklerimiz, davranışlarımız ve karakterimiz ile sınırlıdır. Geriye kalan her şey; başkalarının duygu, düşünce ve aksiyonları, bizim hakkımızda neler düşündükleri, maddi kazançlarımız kontrolümüzün dışındadır. Günlük yaşamda da bu öğreti bize şu ilişkiyi kurmayı öğretir: Başıma gelenlerin hiçbiri benim kontrolümde değildi ama onlar hakkında ne düşüneceğim, hissedeceğim, nasıl bir reaksiyon göstereceğim sadece benim elimde.

Olaylar bizi incitemez fakat olaylara bakışımız bizi incitebilir.

EPIKTETOS

Korkularınızı, endişelerinizi pratik edin

Seneca’nın Stoacı felsefeye getirisi ise düşündüğümüzden çok daha güçlü olduğumuz fikridir. Hayat, tabii ki zorluklar, üzüntüler, acılar ile doludur ama hiçbirisi yaşandığında kendi zihinlerimizde yarattığımız korkular, endişeler kadar kötü gerçekleşmez. Bunu anlamak için de Stoacılar gönüllü olarak korkularımız ve endişelerimiz ile yüzleşmemizi ister. Böylelikle sonrasında kendimize sorabilelim: “Korktuğum durum bu muydu?” Bilerek ve isteyerek korkularımızla yüzleşmeye çalışmak da konfor alanımızın genişlemesine, gelecekte yaşayabileceğimiz zorluklara karşı daha hazırlıklı ve dayanıklı olmamıza, gerçek potansiyelimizi keşfetmemize hatta korkularımızı keyiflere çevirmemize yardımcı olur. Korkunun kendisi, korkulan durumlardan daha büyük zarar verir.

Bütün kaygılarından kurtulmak istiyorsan, korktuğun şeyin başına geldiğini düşün. 

SENECA

Başkalarının fikirleri sadece onları ilgilendirir

Sadece kendi duygu ve düşüncelerimiz kontrolümüzde olduğu için başkalarının fikirleri de bizi ilgilendirmemelidir. Modern yaşamda başkalarının duygu ve düşüncelerini önemsemek iyi hatta çoğu zaman gerekli bir davranış biçimidir fakat Stoacılar fazla düşünmek veya herkesi memnun etmeye çalışmak gibi davranışları yapmamamızı öğütler. Çevremizdeki kişileri ikna etmeye, yönlendirmeye, etkilemeye çalışabiliriz ama sonunda herkes kendi iç dünyasından karar alır. Bu nedenle başkalarının ne düşüneceğini, nasıl davranacağını düşünmek ve ona göre davranmaya çalışmak bir zaman kaybı ve yanlıştır. Herkesin zihnini meşgul etmesi gereken kendisinin nasıl davrandığı ve kendi karakteridir.

Başkalarının ne dediğine, ne yaptığına, ne düşündüğüne aldırış etmeyen, sadece kendi işini adaletle ve iyilikle yapmaya çalışan ne çok zaman kazanır! 

MARCUS AURELIUS

Kendi ölçünüzü yakalayın

Stoacılığın bir erdemi de ölçülülüktür. Her bir alışkanlık ölçülü şekilde yapıldığı sürece tolere edilebilirdir. Buna korku duymak, başkalarının fikirlerini düşünerek hareket etmek, endişelenmek, alkol kullanmak gibi sağlıklı olmayan bazı alışkanlıkları sürdürmek de girebilir. Önemli olan düşünce ve davranışlar üzerinde bir öz kontrole sahip olmak, iyi olma halini düşürmeye başlamadan durabilmektir. Bunun için de en büyük destekçimiz öz disiplinimizdir.

Neler kaybettiğinize değil, neler kazandığınıza bakın

Hayatta sürekli neleri kaybettiğimizi ve kaçırdığımızı düşünerek mutsuz olmak yerine tüm bu “kaçmış fırsatları” birer kazanç olarak görerek durumu tersine çevirebiliriz. Örneğin, romantik bir ilişkinin sona ermesi, tam arzu edilen gibi yeni bir ilişkinin kurulması için alan açabilir. Satın alınmak istenen bir malın alınamaması aslında paranın cebinizde durmaya devam etmesi de demektir. Bir buluşmanın suya düşmesi ise o zaman içinde başka deneyimler yaşayacağınız anlamına gelebilir. Önemli olan olayların nasıl geliştiği değil, bizim olaylara yüklediğimiz anlamlar ve verdiğimiz reaksiyonlardır. Her kötü sonuç aynı zamanda iyi bir sonuç da olabilir!

Eğer bir dış etken sizi üzerse, duyduğunuz acı o şeyin kendisinden değil, sizin ona verdiğiniz değerden geliyordur. Onu da her an ortadan kaldırma gücünüz vardır.

MARCUS AURELIUS

Bilmediğini kabul etmek gerçek bilgeliktir

Stoacılara göre bilgi birikiminin büyüklüğüne göre ölçülen geleneksel bilgelik algısı farklılaşır. Stoacı felsefede bilgelik, ne kadar bildiğinle alakalı değildir. Bilgelik, herhangi bir durumda doğru olanı seçebilmek, iyi ve kötüyü birbirinden ayırabilmektir. Örneğin bir durumda dürüstlük ve cesaret içinde “Ben bunu bilmiyorum.” diyebilmek, bilgeliktir. Bir şeyi bilmediğini itiraf edememek de öğrenmenin önünde duran tek gerçek engeldir. Herkes eriştiği bilge konuma bir yerden, hiçbir şey bilmeyerek erişir. Bilmediğini itiraf etmek gibi yanlış yaptığını söylemek de ufak pürüzlerin büyük hatalara dönüşmesini engeller. Her daim dürüst ve açık olmaya gayret etmek, sürekli bir şeyleri gizleyerek, üstünü örterek yaşanmaya çalışan stresli bir hayatın yükünü kaldırır.

Hayatı akışına bırakın ve keyif almaya çalışın

Stoacı felsefenin amacı mutluluğu çoğaltmak, acıyı azaltmak ve insanların hayatlarından keyif alabilmelerini sağlamaktır. Bunun için de hayatı çok kafaya takmamayı, geleceği düşünerek kendimizi üzmemeyi öğütler. Yine ölçülülük erdemine uygun bir şekilde ne çok üzgün ne çok mutlu yani nötr bir ruh halinde yaşamı sürdürmeye çalışmanın çevresel etmenlere karşı daha ayakları yere basar halde kalmamızı sağladığını söyler. Olan bitene karşı öfkelenmek, endişe girdabına düşmek, kontrolcü olmaya çalışmak sakin bir ruh halindeyken daha zorlaşır.

Gelecek olan her şey tam bir belirsizlik içinde, sadece yaşa!

SENECA

Yenilenen Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz! 



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP