Harvard Üniversitesi’ndeki bilim insanları tarafından “yaşamı uzatan ilaç” olarak tanımlanması sonucu popülerliği artarak günümüzde sıklıkla bahsedilir hale gelen resveratrol, başta üzüm çekirdeği olmak üzere kırmızı şarap, yer fıstığı, yaban mersini gibi besinlerde bulunan doğal polifenolik bir bileşiktir. Fransız Paradoksu olarak bahsedilen Güney Fransa’nın yüksek miktarda doymuş yağ tüketiyor olmasına rağmen koroner kalp hastalık riskinin düşük olması, bölgede tüketilen kırmızı şarabın resveratrol içeriği ile ilişkilendirilir. Gelin Fransa toplumunun sağlığına dokunmuş olan bu mucizevi bileşik resveratrol nedir birlikte inceleyelim.
Resveratrolün faydaları
1. Doğal bir antioksidandır
Serbest radikalleri güçlü bir şekilde vücuttan temizleme özelliğine sahip olan resveratrolün antioksidan aktivitesi, kimyasal yapısındaki hidroksil gruplarına bağlıdır. Birçok kronik hastalığın gelişmesine neden olan artmış serbest radikal seviyeleri, üzüm çekirdeğinin etken maddesi olan resveratrol aracılığıyla vücuttan temizlenir.
2. Kalp hastalıklarına karşı koruyucu bir etki gösterir
Resveratrolün kalp sağlığı üzerindeki olumlu etkisi kan lipit seviyelerini düşürmesinden gelir. Özellikle kötü kolesterol olarak adlandırılan LDL oksidasyonuna karşı koruma sağlayarak, vücuttaki kolesterol seviyelerinin düzenlenmesine yardımcı olup, kalp krizini ve diğer kalp damar hastalıklarını önler.
3. Kısırlığa karşı koruma sağlar
Hem genetik hem de çevresel faktörler yaşlanma hasarına neden olmaktadır ancak yumurtalık yaşlanmasının altında yatan ana mekanizma, reaktif oksijen türlerinin neden olduğu kronik hasardır. Resveratrol ise yumurtalıklardaki yaşlanma değişikliklerinin baskılanmasına neden olarak, yumurtalık rezervini korur ve yumurtalık ömrünün uzamasını sağlar.
4. Sağlıklı bir cildin oluşmasına sebep olur
İçeriğindeki E ve C vitamini sayesinde cildin nemini koruyarak, cilt hücrelerinin gençleşmesini sağlayan resveratrol içeriğindeki antioksidanlar sayesinde ise zararlı morötesi (UV) ışınlara karşı koruma sağlayarak doğal bir koruyucu göreve sahiptir.
5. İnsülin salınımını düzenler
Amerikan Diyabet Derneği, 2050 yılına kadar Amerikalı yetişkinlerin üçte birinin tip 2 diyabetten (T2DM) etkileneceğini tahmin etmektedir. Bu durum komorbid hastalıklardan bir başka deyişle temel hastalığa eşlik eden başka rahatsızlıklardan kaçınmak için Tip 2 diyabet üzerine etkili tedavilerin araştırılması gerektiğini göstermiş ve alternatif tedavi yöntemlerinin yoğunlaşmasına sebep olmuştur. Bu tedavi yöntemleri arasında yer alan resveratrolün diyete takviyesi, insülin salgılanmasının artmasına, insülin direncinin azalmasına ve glukoz salınımının iyileşmesine yardımcı olur.
Günlük resveratrol tüketimi ne kadar olmalıdır?
Diyetteki resveratrol seviyeleri, yararlı sağlık etkileri elde etmek için çok düşük kalmaktadır. Ayrıca resveratrolün bedene faydaları ırk, cinsiyet, yaş, bağırsak mikrobiyotası, diyet, fiziksel aktivite, genetik polimorfizm gibi farklılıklardan etkilenmektedir. Bu nedenle, resveratrolün dozu, formu, sıklığı ve uygulama aracının belirlenmesi oldukça önemlidir. Resveratrolün olumlu etkilerinden yararlanmak için günlük 5 mg’a kadar tüketilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Nitekim daha yüksek dozlarda alındığında mide bulantısı, baş ağrısı ve ishal gibi çeşitli sindirim rahatsızlıkları görülebilir.
Kısacası vücutta özellikle anti-inflamatuar ve antioksidan bir etki gösterdiği son yıllarda yapılan birçok çalışma ile ele alınmış olan resveratrol cilt sağlığı, solunum sistemi hastalıkları, dolaşım sistemi ve nörolojik hastalıklarda etkinlik gösterir. Güvenilir ve düşük maliyetli olan resveratrol gelecekte oluşabilecek birçok hastalık için olumlu etkiler yaratabilir.