Berkeley Üniversitesi’nde çevre gazeteciliği profesörlüğü yapan, araştırmacı gazeteci ve yazar Michael Pollan, beslenme stillerimizin sosyo-ekonomik ve çevresel etkilerini işlediği araştırma kitapları ile birçok kişi tarafından tanınıyor. Etobur-Otobur İkilemi, Tohum ve Gıdanın Geleceği Üzerine Manifestolar ve Arzunun Botaniği isimli kitaplarında kültür ve doğanın kesişmesini; beslenme, gıda üretimi ve çevre bilinci gibi konular üzerinden işliyor. Doğanın gücünün bitkisel bazlı beslenmeden daha öte bir olgu olduğuna inanan Pollan, 2018 yılında yayınlanan Zihninizi Nasıl Değiştirirsiniz? isimli kitabında, mantarların psikedelik özelliklerinin optimal zihin sağlığı için kullanılabildiği bir dünyanın kapısını aralıyor. Yazarın uzun seneler boyu sürdürdüğü araştırmalar, psikedelikler için zararlı uyuşturucu diyenlerin bile aklında soru işareti oluşmasına neden olacak!

İlginizi çekebilir: Psikedelik Wellness: Tabular Yıkılıyor

Michael Pollan’a göre Zihninizi Nasıl Değiştirirsiniz?

Zihninizi Nasıl Değiştirirsiniz?” kitabının çıkış noktası, 2015 yılında Pollan’ın New Yorker gazetesi için yazdığı bir makaleye dayanıyor. Yazısında, son evre kanser hastalarının endişe bozukluğu ve depresyon tedavileri için psikedelik kullanımını araştıran bir klinik deneyi konu alıyor.

Deneye gönüllü olarak katılan kanser hastaları ile röportaj yapan Pollan, uzman gözetiminde bir doz psikedelik tedavisi gören hastaların yaşadıkları deneyim sonucu ölüm korkularından kurtulduklarını ve artık endişe duymadıklarını gözlemliyor. Deneyin sonucundan oldukça etkilenen Pollan psikedeliklerin bilinmeyen dünyasına ilk adımını atıyor. 3 yıl süren araştırmaları sonucu yayınladığı “Zihninizi Nasıl Değiştirirsiniz?”; bilim, sağlık ve iyi yaşam dünyasında psikedelik rönesansı başlatıyor.

Bireylerin psikedelik etkisi altında, kendilerini, fiziksel bedenleriyle tanımlama dürtülerini aştıkları ve egosuz versiyonlarına dönüştükleri görülüyor. Psikedelik deneyimlerinden, kendilerine ve hayata karşı yepyeni bir bakış açısı ve derin bir kabullenme ile geri dönüyorlar.

2018 seneli klinik araştırmanın bulgularından notlar

Kitap, psikedeliklerin depresyon, endişe ve bağımlılık gibi ciddi zihinsel problemleri iyileştirebilme yetisini klinik araştırmalar üzerinden anlatıyor. Pollan, son teknoloji tarama cihazlarının yanı sıra psikedelikleri kullanarak, zihnin bilinmeyen yönlerini araştıran sinir bilimcilerle görüşmeler yapıyor.

Beynin gizeminin çözülmesinde bilimin en güçlü anahtarının psikedelikler olabileceğine dikkat çeken bilim insanları, araştırmalarında elde ettikleri klinik bulguların zihin sağlığını ele alış biçimimizi kökten değiştirmemiz gerektiğini söylüyor.  

Peki psikedelikler nedir? 

İlk psikedelik olan LSD, 1938 yılında bir ilaç laboratuvarında tesadüf eseri bulunuyor. Mucidi Hoffmann tarafından, yanlışlıkla tüketilmesi ile psikoaktif özelliklerinin, bir başka değişle algıda, ruh halinde ve bilinçlilikte geçici değişimlere yol açtığının fark edilmesi, onu hemen diğer ilaçlardan ayrı bir kategoriye koyuyor.

İkinci psikedelik ise doğanın kendisinden geliyor. Tarihe, Aztek uygarlığı ile giriş yapan küçük kahverengi mantarlar, tüketildiklerinde psilobisin olarak bilinen etken madde ile psikoaktif etki bırakıyor. 1950 ve 60’lara damgasını vuran bu buluşlar, o dönemin sinir bilimi ve psikiyatri camiası tarafından sıklıkla deneylerde kullanılıyor ve depresyon, endişe bozukluğu, bağımlılık, travma sonrası stres bozukluğu gibi hastalıkların tedavisinde “mucize ilaç” olarak görülüyor.

Psikedeliklerin uyuşturucu olarak tanımlanmaya başlaması ise ile 1960 ve 70’li yıllarda savaş karşıtı protestoları, feminizm ve çevre aktivizmleri ile gündeme gelen gençlerin eğlence amaçlı kullanmaları ile başlıyor. Mucize ilaçların karanlık yüzünü de bu gözetimsiz, dozajın çok üstünde psikedelik kullanımı ortaya çıkarıyor.

Artan psikoz atakları, yaralanmalar hatta intiharlar psikedeliklere karşı toplumda artan tepkileri ve paralelinde getirilen kısıtlayıcı devlet politikalarını getiriyor. Bu durumda mucize ilaçların eğlence amaçlı kullanımları kadar klinik araştırmalarının da sona ermesine neden oluyor. Psikedelikleri saran tabular 1990’lı yılların sonuna kadar sürüyor. 2000’lerde ise Pollan’ın da dahil olduğu bir grup araştırmacı, bilim insanı psikedeliklerin gizemli ve mucizevi dünyasını tekrardan aralıyor. 

Psikedelikler ve maneviyat

Bir araştırmacı gazetecilik ürünü olan bu kitap aynı zamanda yazar Pollan’ın spiritüel yolculuğunun da güncesi görevi görüyor. Görüşmeleri sırasında kendi travmalarından iyileşebilmek için uzman gözetimi altında psikedelikleri deneyen Pollan, okurlarından önce kendi zihnini değiştiriyor. Kişisel deneyimi sayesinde psikedeliklere yaklaşımı sadece klinik bulgulardan ibaret olmayan Pollan, aynı zamanda mantarların spiritüel etkilerini de ele alıyor. 

Psikedeliklerin zihinsel problemlerin tedavisinde kullanıldığında olumlu sonuçlar doğurabilmesinin ancak bütüncül bir bakış açısı ile açıklanabileceğine dikkat çekiyor. Beyinde yaşanan kimyasal reaksiyonlara paralel olarak psikedeliklerin kişinin bedeninde, zihninde ve ruhunda mistik bir aydınlanmaya sebep olduğunu kendi deneyimlerden yola çıkarak anlatıyor.

Psikedeliklerin kişinin kendisini çok daha iyi tanımasına ek olarak, iyi veya kötü tüm yaşadıklarını anlamlandırabilmesine, çevresini hatta evreni daha iyi algılayabilmesine alan sağladığını belirten Pollan görüştüğü kişilerde hatta kendisinde bile bu kişisel dönüşümün spiritüelliğe evrildiğini söylüyor.

Daha önceden para kazanma, mülkiyete sahip olma gibi materyalist amaçları olduğunu söyleyen Pollan, psikedelik deneyiminden sonra maneviyata döndüğünü ve fiziksel dünyaya verdiği önemin azaldığını anlatıyor. Yazardaki bu değişimin kitap boyunca okuyucu tarafından rahatlıkla anlaşılabilir olması, onca klinik bulguya ek olarak psikedeliklerin dönüştürücü gücünü gözler önüne seriyor.  

İlginizi çekebilir: Netflix “The Goop Lab with Gwyneth Paltrow” ile Sağlık Konusuna Alternatif Bir Bakış Açısı Sunacak



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP