YAZAN: ALEYNA TEPE

Her sene 22 Nisan tarihinde kutlanan Dünya Günü’nün 2024 yılı için belirlenen teması: “Gezegen Plastiklere Karşı!” Çevresel sorunların ve özellikle plastik atıkların artması hem dünyayı hem de insan sağlığını tehdit ediyor. Gerekli aksiyonları alabilmek ve plastiklerin negatif etkilerini en aza indirebilmek için plastikler ve özellikle mikroplastikler üzerinde durulması gereken önemli konular haline geliyor. Dünya Günü temasından ilham alarak mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkileri ve plastik detoksu ile mikroplastiklerden arınmanın yollarını sizin için araştırdık.


Dünya Günü neden ve ne zamandan beri kutlanıyor?

Dünya Günü’nün temelleri, Senatör Gaylord Nelson’un 1969 yılında Santa Barbara’da meydana gelen büyük petrol sızıntısından kaynaklı çevresel endişelerinin artmasıyla atılmıştır. Nelson, çevre kirliliği hakkında farkındalık yaratmak amacıyla 1970 yılında üniversite öğrencilerini hedefleyen ulusal bir etkinlik planlamış, bu etkinliğe maksimum katılımı sağlamak için ise bahar tatili ve final sınavları arasında kalan 22 Nisan tarihini seçmiştir. Nelson’un öncülük ettiği bu etkinliğin ulusal düzeyde dikkat çekmesi ve desteklenmesi üzerine, 22 Nisan günü 1970 yılından beri farklı çevresel konulara vurgu yapılarak uluslararası çapta “Dünya Günü” olarak kutlanmaktadır.

Bu anlamlı günün 2024 yılı teması artan plastik atıklarına dikkat çekmek, farkındalığı artırmak ve gelecek yıllar için daha pozitif bir senaryo oluşturmak amacıyla “Gezegen Plastiklere Karşı” olarak belirlendi. “Gezegen Plastiklere Karşı” teması plastik kullanımı konusunda farkındalığı artırmayı ve 2040 yılına kadar plastik atıklarında %60 oranında bir azalma sağlamayı hedefliyor. Son derece önemli olan bu konu, çevresel sorunların ötesinde insan sağlığı için de büyük tehdit oluşturuyor. Plastikler, mikroplastiklere ayrıldıkça açığa çıkan toksik kimyasallar, yiyeceklere, içeceklere ve solunan havaya karışıyor. Bu da maalesef insan sağlığını tehdit ederek birçok hastalığın riskini artırıyor.

Mikroplastikler insan sağlığını nasıl etkiliyor?

Mikroplastikler, adından da anlaşılacağı gibi, küçük plastik parçacıklardır. Bu küçük plastik parçacıkları daha büyük plastik parçaların doğada ayrışması sonucu ortaya çıkar. Plastikler biyolojik olarak ayrışamaz, dolayısıyla yıllar içinde yok olmak yerine devamlı parçalanarak mikroplastikler halinde var olmaya devam ederler.

Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yapılan bir araştırma, insanların haftada ortalama beş gram mikroplastik yuttuğunu tahmin ediyor. Bu mikroplastikler tüketilen besinlerden içilen suya, hatta solunan havaya kadar birçok şekilde vücuda alınıyor. 2022 yılında yapılan bir araştırma insan vücudunda ilk kez akciğerlerde, ardından sürdürülen araştırmalar ise insan kanında ve hatta anne sütünde miktoplastiklere rastladı.

İnsan vücudunun neresinde rastlanıldığından bağımsız olarak söylenebilir ki mikroplastikler vücudun bir parçası değildir. Ne yazık ki insan sağlığını büyük ölçüde tehdit eden bu durum, bilim insanları tarafından çeşitli sağlık sorunlarıyla ilişkilendiriliyor. Bunların başında ise son yıllarda artan kanser, şiddetli bağışıklık reaksiyonları ve üreme bozuklukları bulunuyor. Mikroplastikler, insan vücudu için yabancı bir maddedir. İnsan vücudu yabancı maddeleri vücuttan uzaklaştırmaya çalışır. Dolayısıyla mikroplastikleri vücuttan atmaya çalışmak, tıpkı bir virüsle savaşmak gibi ateş, stres ve bağışıklık sistemi bozukluğu gibi semptomlara sebep olabilir.

Plastik detoksu ile mikroplastiklerden arınmak mümkün mü?

Plastik atıkların ve daha spesifik olarak, mikroplastiklerin, insan vücudu için zararlı olduğu kaçınılamaz bir gerçek. Ancak, birkaç aksiyonla maruziyeti en aza indirmek ve hem çevreyi hem de bedeni mikroplastiklerden arındırmak mümkün fakat unutmamak gerekir ki vücudu mikroplastiklerden arındırmak devamlı bir çaba ve yaşam stilinde köklü bir değişiklikle mümkün olabilir. Bu sayede vücudun doğal detoksifikasyon süreçlerine yardımcı olarak arınma desteklenebilir.

  • Su Tüketimi: Vücudu mikroplastiklerden arındırmanın en basit yollarından biri su tüketimini artırmaktır. Bol su içmek, vücudun toksinleri atmasına yardımcı olur ve detoksifikasyon sürecini kolaylaştırır.
  • Terleme: Terleme, vücuttaki plastik toksinleri ortadan kaldırmanın bir başka etkili yoludur. Düzenli egzersiz ve fiziksel aktivite, vücudun terlemesine ve toksinlerin salınmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, saunaya girmek de detoksifikasyona yardımcı olarak vücudun mikroplastiklerden arınmasına katkı sağlar.
  • Bitkisel Takviyeler: Çeşitli bitkiler ve doğal takviyeler, vücudu mikroplastiklerden arındırmaya yardımcı olabilir. Deve dikeni, karahindiba kökü ve kişniş, karaciğerden toksinleri arındırmaya ve genel karaciğer fonksiyonunu iyileştirmeye yardımcı olmakla bilinir. Ek olarak, C vitamini takviyeleri vücudun doğal savunma mekanizmasını güçlendirerek mikroplastiklerin vücuttan uzaklaştırılmasına katkı sağlar.
  • Kuru Fırçalama: Kuru fırçalama, lenfatik sistemi uyarıp kan akışını artırmayı sağlar. Kan akışının hızlanması, toksinleri ortadan kaldırmaya ve detoksifikasyonu hızlandırmaya yardımcı olabilir.
  • Beslenme: Meyveler, sebzeler ve tam tahıllar gibi lif açısından zengin gıdalar tüketmek, düzenli bağırsak hareketlerini teşvik eder ve vücuttan toksinlerin atılmasını sağlar. Doğal ve yüksek lifli besinler tüketerek sindirim ve boşaltım sistemi desteklenir, böylece mikroplastiklerden doğal yollarla arınma sağlanabilir.

Tüm bu önerilerin yanında, günlük hayatta yapılabilecek küçük değişiklikler sayesinde mikroplastiklerle olan temas en aza indirilebilir. Örneğin, birçok kişisel bakım ürünü, cilt tarafından emilebilen plastik bazlı bileşenler içerir. Dolayısıyla, doğal ve kimyasal içermeyen temiz içerikli ürünler kullanmak mikroplastik maruziyetinizi azaltabilir. Ek olarak, tüketilen gıda ve içeceklerle plastik toksinlerin vücuda girmesini önlemek içim cam, paslanmaz çelik veya seramik kap gibi mutfak gereçleri kullanmak da plastik maruziyetini azaltmayı destekler.

Bu basit yöntemler vücudu plastik atıklardan arındırmaya yardımcı olabilir. Ancak unutmamak gerekir ki plastiğin zararını en aza indirmenin en kolay ve birinci adımı önlem almaktır. Plastik kullanımı azaltılarak hem çevre hem de insan vücudu korunabilir. Üstelik bunun için hayatı baştan sona değiştirmek gerekmez, yalnızca birkaç küçük değişiklik ile daha faydalı bir rutin oluşturulabilir.



Aleyna Tepe

1997 yılında İstanbul’da doğan Aleyna, lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde tamamladı. Yüksek lisans eğitimine Bahçeşehir Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında devam ediyor. Çocukluğundan beri duygu ve düşüncelerini yazarak ifade eden Aleyna, iyi yaşam konseptine duyduğu ilgiyi yazma tutkusuyla birleştirerek Live to Bloom’da editör olarak çalışıyor. Akademik ve deneyimsel olarak kendini...



BLOOM SHOP