Ayrılma kararı almak hiçbir zaman kolay değildir. Her ne kadar sebeplerimizde haklı olsak da, bir zamanlar her şeyimizi paylaştığımız partnerimizden ayrılma düşüncesi çok zor gelecektir. Kimimiz, bu haklı sebeplere rağmen ilişkiyi sürdürmeye çalışırken, kimimiz de daha sağlıklı, mantıklı ama üzücü olan seçeneği seçecektir.

Ayrılma kararımızı verirken aklımızda hep “her şeyin daha iyi olacağına” dair bir umut vardır, o umudu yeşertemezsek yalnız kalma, yalnız yaşlanma, biri olmadan anlamsız hissetme gibi korkularla kendimizi mutsuzluğumuzun içerisine hapsederiz. Asıl zor olan, tüm sinyallere rağmen, o mutsuzluğun içerisinde bir umut yeşertmeye çalışmaktır. Peki ayrılığın yaklaştığını gösteren bu sinyaller neler olabilir?

1. Yalnız vakit geçirmeyi iple çekiyorsanız

Eşinizin/partnerinizin eve geleceği düşüncesi bile sizi bunaltıyor ya da sürekli yalnız vakit geçirmek mi istiyorsunuz? Görme düşüncesinin bile sizde sıkıntı yaşattığı bir insanla olmayı ne siz ne de partneriniz hak ediyor. Böyle bir durum içerisindeyseniz, üzgünüm ama sağlıklı bir ilişki yaşamıyor olabilirsiniz.

2. Cinsellik düşüncesi ya da en ufak bir fiziksel temas sizi heyecanlandırmıyorsa

Cinsellik benim için ilişkide olması gereken en önemli şey. Fiziksel, anatomik sıkıntılar yaşayan çiftleri bu kategoriden ayrı tutuyorum tabi ki. Bir zamanlar harika bir cinsel uyum yaşadığınız partnerinizle, artık aynı evi paylaşan “kankalar” moduna geçtiyseniz veya aranızdaki kimya çok uzun süre önce bozulduysa, eski duruma geri dönemeyebilirsiniz.

3. Yaptıkları her şey gözünüze batmaya başladıysa

Yemek yerken çıkarttıkları sesler, kaşığı çatalı kullanma şekilleri gibi şeyler artık sizi sinirlendiriyorsa, onları oldukları gibi kabul etmemeye başladığınızın göstergesidir. Unutmayın ki, ilişkinin başında da bu şekilde davranıyorlardı. Olduğu gibi kabul etmeyeceğiniz şeyler arasında bu gibi davranışlar varsa, gözlerinizi devirip saygısız bir şekilde tepki vermek yerine başında bunu partnerinizle paylaşabilirsiniz. İlişkide iki taraf da olduğu gibi kabul edilmek ister, etmiyorsanız artık bazı şeyler değişmiş olabilir.

4. Çiftli arkadaş ortamlarına hep tek başına iştirak ediyorsanız

Bu kural her buluşma için geçerli değil elbette. Ancak sürekli tek başına gidiyorsanız, bu durumun altında bir sorun olabilir. Ya partneriniz arkadaşlarınızla beraber vakit geçirmek istemiyor ya da siz onu götürmekten rahatsız oluyorsunuz. Eğer sorun partnerinizin arkadaş ortamına beraber gitme ilgisizliğindense, size de değer vermiyor olabilir. Eğer ikincisiyse, partnerinizden utandığınız anlamına geliyor olabilir. Sevmediğiniz ve değer vermediğiniz biriyle beraber olmaktansa tek başınıza daha mutlu olabilirsiniz. İlişkide iki partner de birbirleriyle sosyal ortamlarda paylaşım içerisinde olmalı, birbirlerinin hayatlarına, zaman zaman da arkadaş ortamlarına uyum sağlamalı. Eğer hep ayrı takılmayı tercih ediyorsanız, bir araya gelmek sizi mutlu etmiyor olabilir.

5. İlişkiden sonra hayallerinizden vazgeçtiyseniz

Herkesin bir hayali, amacı vardır. İlişki öncesinde motivasyonunuz çok yüksekken, partnerinizden sonra bu amaçlarınızdan uzaklaşmış olabilirsiniz. İlişki başındaki heyecandan dolayı bir süre aşk yaşamak istemeniz ayrı tabi ki. Ama düzene girdikten sonra, hayallerinizin peşinden gitmiyorsanız ilişki sizi yükseltmiyor demektir. Bu size bağlı olduğu kadar partnerinize de bağlı olabilir. Sürekli manipüle ediliyorsanız, hevesiniz ve özgüveniniz kırılıyor olabilir. Yardım almadan da bu durumun farkında olmayabilirsiniz.

6. Sürekli terkedilme ya da aldatılma korkusu yaşıyorsanız

Eğer geçmişte aynı partner tarafından aldatıldıysanız, bir sinyal aldığınızda tekrar aynı şeyin başınıza gelebileceği düşüncesi kabul edilebilir bir şey. Fakat başka biri tarafından aldatılıp, yeni partnerinizin de sizi sürekli aldatacağını düşünmeniz aşmanız gereken bir durumdur. Sağlıklı bir ilişki yaşayabilmek için bir danışmana gidip bu problemi çözmenizde fayda var. Partnerinizle de bu sıkıntınızı içtenlikle paylaşabilirseniz, danışmana gittikten sonra beraber de aşabilirsiniz.

Bunun dışında, çocukken geliştirdiğimiz sağlıksız bağlanma şekli (kaygılı kararsız, kaçınan) de sağlıklı düşünmenizi etkiliyor olabilir. Bunun için de yine danışana gitmeniz gerekebilir, yoksa hiçbir ilişkinizi sağlıklı yaşayamazsınız. Ortada sebep yokken sürekli terkedilme ya da aldatılma korkusuyla yaşamak iki taraf için de yorucu bir ilişki olacaktır.

7. Partnerinizin yanında sürekli sosyal medyada dolanıyorsanız

Partnerinizin gününün nasıl geçtiği ya da anlatacağı herhangi bir şey Instagram paylaşımlarından daha önemli değil mi? Sağlıklı bir ilişkide partnerler birbirleriyle sürekli iletişim halinde olmalı, dertlerini paylaşabilmelidir.

8. Yanınızda sevgiliniz olduğunda bile yalnız hissediyorsanız

Eğer partnerinizin sizi anlamadığını, size değer vermediğini hissediyorsanız kendinizi yalnız hissetmeniz olağandır. İlişkide ilk istediğimiz şey anlaşılmak ve değer verilmektir. Bu yönlerimizi doyuramıyorsak, kendimizi değersiz ve mutsuz hissederiz.

9. Partneriniz tarafından sürekli manipüle/kontrol ediliyorsanız

Manipülatif bir partnerle ilişki yaşıyorsanız, acilen bu sağlıksız ilişkiyi gözden geçirmelisiniz. Manipülatif insanlarla yüz yüze herhangi bir şeyi tartışmak ya da onlardan ayrılmak oldukça zordur. Bu özellikleri dışında size kendinizi kötü hissettiren ya da sizi incitici davranışlarda da bulunabilirler. Sizce karşınızdaki kişinin bu davranışlarını hak ediyor olabilir misiniz?

10. Sürekli kıskançlık krizleri çıkıyorsa

Partneriniz elinde herhangi bir sebep yokken size karşı bir güven sorunu yaşıyor ve bu duruma kıskançlık üzerine çıkan kavgalar eşlik ediyor da olabilir. Bu sizi sosyal ortamlarınızda zor duruma sokabilir. Zor bir ilişki süreci yaşamınıza neden olup, sizi fazlasıyla yorabilir. Bu durum bir süre sonra partnerinize ve ilişkinize karşı olan saygınızın azalmasına neden olabilir.

İlişkiler bizi eğiten, deneyim kazandıran yolculuklardır. Bir önceki ilişkinizde yaptığınız hataları, belki bağlanma şeklinizden dolayı yaşadığınız/yaşattığınız sıkıntıları bir sonraki ilişkinizde düzeltebilirsiniz. Danışmandan da yardım alabilirsiniz. Ancak ayrılma vakti geldiyse de, tek inanmanız gereken her şeyin daha güzel olacağıdır.

Konu ile ilgili “daha fazla” bilgiye aşağıdaki yazılardan da ulaşabilirsiniz:




Öykü Gökler

1988 yılında Ankara'da doğdu. 2011 yılında lisans eğitimini ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde tamamladıktan sonra kendi tasarımlarını üreten bir ayakkabı atölyesinde, kendi koleksiyonunu oluşturarak ayakkabı tasarlamaya başladı. Aynı zamanda çocuk hikayeleri kitabı çıkarmak üzere editörlük eğitimi almakta. Yoga, pilates, fotoğraf çekmek ve müzik dinlemek en keyif aldığı aktiviteler...



BLOOM SHOP