Olumsuz duygular bizi ele geçirmeye başladığı anda ilk tepkimiz genellikle onlardan kaçmak ve zihnimizi dağıtmak oluyor. Fakat yapılan son araştırmalar gösteriyor ki kaçtığımız bu olumsuz duyguları kabullenmek ve onlarla yüzleşmek zihin sağlığımızı olumlu yönde etkiliyor. Nasıl mı? İşte olumsuz duyguları kabullenmenin zihin sağlığımız ve mutluluğumuz üzerindeki etkileri!

İlginizi çekebilir: Olumsuz Duygularla Başa Çıkmak

Bilimsel veriler ne söylüyor?

1.300 kişi üzerinde yapılan bir araştırma, olumsuz duygulara karşı koymaya çalışan ve onlardan kaçan bireylerin 6 ay sonunda anksiyete ve depresyon gibi ruh hali bozuklukları yaşama ihtimallerinin, olumsuz duygularla yüzleşen bireylere göre çok daha fazla olduğunu ortaya koydu. Ayrıca kendimizi olduğumuz gibi yani olumlu ve olumsuz yönlerimizle bir bütün olarak kabul etmenin mutluluğumuz ve iyi olma halimiz üzerinde olumlu etki yarattığını da ortaya çıkardı.

UC Berkeley Üniversitesi Psikoloji Profesörlerinden Iris Mauss, bu araştırma hakkında şu yorumu yapıyor: “Olumsuz duygularını kabul etmeye alışmış olan bireyler, bu duyguları olumsuz duygularından kaçan bireylere göre çok daha az deneyimlemekteler. Bu durum da kişilerin zihinsel sağlığını olumlu yönde etkilemekte.”

Olumsuz duygular hissetmek hayatın kaçınılamaz bir parçası

Biz hissettiğimiz olumsuz duygulara karşı koydukça ve onları reddettikçe bu duygular besleniyor ve içimizde hissettiğimiz mutsuzluk artıyor. İnsan doğasının bir parçası olan olumsuz duyguları nasıl ele aldığımız işte tam da bu noktada çok önemli.

Korku, öfke, endişe, yalnızlık, kırgınlık ve benzeri daha pek çok his, bizim olaylar ve durumlar karşısında verdiğimiz duygusal tepkiler. Bu tepkiler ilkel beynimizin bir parçası ve temel amaçları bizi hayatta tutmak. İlkel çağlardan günümüze kadar gelen bu mekanizmadan kurtulmamız mümkün olmasa da kontrol altına kolaylıkla alabiliriz.

İşte 4 adımda olumsuz duyguları kabullenmek!

İlginizi çekebilir: Limbik Sistem ile Bilinçaltı Duygularının Keşfi

Duyguları “olumsuz” veya “kötü” olarak sınıflandırmamak

Duygularımızı kabullenmeye başlamadan önce, bütün duygularımızın bize yardımcı olmak için var olduğunu kendimize hatırlatmamız gerekir. Bize kendimizi rahatsız ve huzursuz hissettirdiği için duyguları “olumsuz” veya “kötü” olarak sınıflandırmak zihnimize yanlış bir mesaj vermemize neden olur. Bu duygular geldiği zaman sadece rahatsız hissettiğimizin farkında olmamız yeterlidir.

Duyguları üstüne yüklediğimiz hikayeler ve anlamlardan ayırmak

Duygularımızı kabullenme aşamasında zorluk yaşamamızın temel nedenlerinden bir tanesi duygularımızı hikayeler ve dolayısıyla gereksiz anlamlarla ilişkilendiriyor olmamız. Örneğin kıskançlık hissettiğimiz zaman “bunu hissetmem yanlış” veya kızgın hissettiğimizde “bu duruma kızmamalıyım” gibi öğrenilmiş kalıplarla karşılaşabiliyoruz.

Bu inançları sistemimizden çıkarmadığımız sürece duygularımızı kabul etmemiz neredeyse imkansız oluyor. Bu kalıplar karşımıza çıktığı anda, duyguyu zihinde bulunan öğrenilmiş kalıplardan ayırmamız gerekiyor. Kötü duygu diye bir şey yoktur ve deneyimlediğimiz her duyguları hissetmek tamamen normaldir.

Duyguları hissetmeye izin vermek

Duygularımızı bastırmaya çalışmak ve görmezden gelip içimize atmak o duyguların güçlenmesine neden oluyor. Yani olaylar ve durumlar karşısında ortaya çıkan duygularımızı gerçekten hissetmediğimiz sürece o duygular tekrar tekrar yaşanmaya devam ediyor.

Duygunun barındırdığı mesajı görmeye çalışmak

Bütün duygular bir nedenle ortaya çıkıyor. Bu neden, duyguyu tetikleyen olayla direkt ilgili olabileceği gibi dolaylı yoldan da ilgili olabilir. Olumsuz olan duygulardan kurtulmaya çalışmak yerine “Bu durumdan ne öğrenebilirim?” veya “Bu noktada bana anlatılmak istenen şey ne?” gibi sorularla derine inmek kendimizi ve problemlerimizi çözümlememize yardımcı oluyor. Unutmamamız gereken şey olumsuz duyguların kendi içsel uyarı sistemimiz olduğu!

İlginizi çekebilir: R.A.I.N. Metodu: 4 Adımda Duygularınızla Yüzleşin





BLOOM SHOP