Bir yıl kadar önce otuz yaşında ve yeni bir şehre taşınmak zorunda kalan bir insan olarak, yeni bir sosyal çevreye de ihtiyaç duymuştum. Eski arkadaşlarımla sadece telefon ile iletişime geçebileceğim için; dışarı çıkıp bir kahve içeceğim, beraber gülebileceğim ve derdim olduğunda rahatça paylaşabileceğim insanlara ihtiyacım vardı.

Evden çıkmayan kimseye derdini açmayan insanları hiçbir zaman anlayamam, bana göre huzurlu bir arkadaş ortamı büyük bir ihtiyaç. Araştırmalara göre, iyi bir sosyal çevre insan ömrünü uzatıyor; tam tersi, kötü arkadaşlar da insanı strese sokup sağlığına zarar veriyor. Peki bu kısacık ömrümüzde, tanıştığımız bazı insanları azıcık yok sayarak yaşasak, birazcık bencil davransak, kendimizi daha mutlu hissetmez miydik?

20’li yaşlarımda, kimseyi kırmamak için karşımdakine her türlü desteği verirdim. Çünkü çok fazla empati kuruyordum-bu da çok sağlıksız bir şey- ve iyi bir arkadaşın misyonunun sürekli karşısındakine destek olması gerektiğini düşünüyordum. Daha doğrusu bu düşünce bana bu şekilde öğretilmişti.

Bugün ise çok fazla sosyal ortama girip çıktığım için olgunlaştığımı düşünüyorum. Artık, sadece kendimi mutlu etmeye odaklandığım için enerjimi aşağı çeken herkesi belli bir mesafede tutmayı seçtim. Bunu yapmak için kalp kırmaya da gerek yok! Fakat duygularınızı, düşüncelerinizi ifade edebileceğiniz arkadaşlıklar yerine fikrinizi söylediğinizde sizinle kavga edip, çirkinleşmeye başlayan arkadaşlıklara sahipseniz hemen uzaklaşın! Belki de arkadaş diye sevdiğiniz insan, bir narsist olup eleştiri de kaldıramıyordur.

Peki sizin arkadaşınız narsist olabilir mi? Narsistlerin ortak özelliği nedir?

1. Konuşurken odak hep o’dur

Bir sıkıntınızı anlattığınızda, sizi dinlemek yerine sürekli araya girip kendisiyle ilgili olan problemleri anlatan arkadaşlar, üzgünüm ama aslında sizi hiç dinlemiyorlar. Onların tek istedikleri, sizin sıkıntınızı dinliyor görünürken bile kendilerinden bahsetmek. Arkadaşlık ilişkilerinin karşılıklı olduklarını düşünmedikleri için de, kendilerinden bahsetmek onlar için olağan bir şeydir. Ne de olsa, sizin göreviniz sürekli onu poh pohlamak ve  onun ne kadar mükemmel bir insan olduğunu hissettirmektir. Eğer bunu yapmıyorsanız, bir narsist için iyi bir arkadaş değilsiniz.

Gününüzün nasıl geçtiğini merak etmezler, ama sizin sormanızı isterler. O yüzden bir narsistle arkadaş iseniz ve ilişkinizi sürdürmeye kararlıysanız şefkat ve ilgi isteğinizi diğer arkadaşlarınızla tatmin etmek durumundasınız.

2. Alanınıza saygı duymazlar

Narsist insanlar, çat kapı evinize gelebilirler, sormadan eşyalarınızı kurcalayabilir, çok sevdiğiniz bir kıyafeti kendi evlerine götürebilirler. Çünkü sizin alanınıza saygıları yoktur. Bu alan sadece fiziksel alanınız da değildir. Sevgilinizden ayrıldığınızda ya da sizi üzen herhangi bir olay olduğunda size ona sormadığınız halde tavsiyeler verebilir, hatta ne hissetmeniz ya da düşünmeniz gerektiğini bile söylerler. Çünkü, onlar mükemmel insanlar ve her şeyi bilebilirler 🙂

3. İlk başta çok verici olurlar

İlk tanıştığınız zamanlar ne kadar da harika arkadaştır onlar… Sizin yanınızda olurlar, tüm her şeyinizi bilirler. En üzüldüğünüz anda hediyelerle gelip harika arkadaş profili çizerler. Bir süre sonra, tüm bu güzel hareketler biter ve bambaşka bir arkadaşınız olduğunu fark edersiniz.

4. Empati kurmazlar

Çoğu narsist sağlıksız ailelerde büyür ve büyürken empati yeteneğini geliştirmezler. Bu yeteneğin büyüdükten sonra gelişmesini beklemek de sizin için büyük hayal kırıklığı olacaktır. Sizin yerinize düşünemezler, üzüldüğünüz şeyi anlayamazlar.

5. Manipüle etmeye çalışırlar

Kendi isteklerini yaptırmak, kişisel tatminini sağlamak için sürekli sizi manipüle ederler. Hep beraber dışarı çıktığınızda, hep onun isteklerini gerçekleştirir bir şekilde bulabilirsiniz kendinizi. İstediğiniz filme de onlar karar verir, yiyeceğiniz yemek yerine de. İsteklerini karşılamazsanız, size fevri yönünü göstereceklerdir.

6. Güvenemezsiniz

Narsist insanların arkadaşlıkları pek de uzun süreli olmadığı için, onları kızdırdığınızda sırlarınızı herkese anlatabilirler. Kendinizi garantiye almak için, onlara sadece herkese anlatabileceğiniz şeyleri anlatmanızı tavsiye edebilirim.

7. Ego masajı isterler

Narsist kişilik bozukluğu olan insanlar özel olduklarını düşünürler ve kendilerine hayali bir dünya yaratırlar. O hayali dünyada onlar mükemmeldir ve sizin de bunu bilmeniz gerekir. Bu yüzden, arkadaşlık ilişkilerini sürdürmek için karşı tarafın sürekli egosunu okşaması gerekir. Eğer yapmıyorsanız, sizden uzaklaşırlar.

8. Eleştiri kabul etmezler, ama sürekli başkalarını eleştirirler

Bu kişiler, her şeyin en doğrusunu bildiği için sizi istedikleri gibi eleştirebilirler. Bir derdiniz olduğunda, size tavsiye verirken sizi istediği gibi eleştirebileceğini düşünürler. Başta iyi niyetli gibi görünse de, ne kadar kırıcı olduklarını zamanla fark edersiniz.

Siz onlara herhangi bir şey dediğinizde ise, en kötü insan olursunuz. Sizi dinlemezler bile, kapana kısılmış hissettiklerinden aşırı sinirli ve tutarsız tepkiler verirler. Kırılan egolarını düzeltmek için başkalarını ezmeye başlarlar. Unutmayın ki haksız olduklarını asla kabul etmeyeceklerdir. Bu yüzden yapacağınız tek şey, ‘sana bu konuda katılmıyorum’ deyip günlük hayatınıza devam etmek 🙂

9. Geçmişteki arkadaşları/sevgilileriyle ilgili haksızlığa uğradıklarından bahsederler

Onlar en iyi arkadaşlardır, en iyi sevgililerdir. Egolarını tatmin etmeyi bırakan herkes ihanet etmiş olur. Geçmişle ilgili sürekli yakınır ve ‘bana böyle yaptı, şöyle üzdü’ şeklinde cümleler kurarlar. Hiçbir zaman özeleştiri yapmadıkları için, tek suçsuz odur.

10. Başarılarını, hayatlarını ve ailelerini abartırlar

İşle ilgili bir probleminiz olduğunda, onlar sizi dinliyor görünürken bir yandan ne kadar başarılı olduklarını ve mükemmel olduklarını dinlersiniz. En mükemmel aile, en mükemmel hayat da onlarındır. Başarıları hakkında yalan söylerler ve bu yalana inanırlar. Siz de böyle mükemmel bir arkadaşınız olduğu için çok şanslısınızdır 🙂

Konu ile ilgili “daha fazla” bilgiye aşağıdaki yazılardan da ulaşabilirsiniz:

Kaynak: Psychology Today, Narcissistic Behaviour




Öykü Gökler

1988 yılında Ankara'da doğdu. 2011 yılında lisans eğitimini ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde tamamladıktan sonra kendi tasarımlarını üreten bir ayakkabı atölyesinde, kendi koleksiyonunu oluşturarak ayakkabı tasarlamaya başladı. Aynı zamanda çocuk hikayeleri kitabı çıkarmak üzere editörlük eğitimi almakta. Yoga, pilates, fotoğraf çekmek ve müzik dinlemek en keyif aldığı aktiviteler...



BLOOM SHOP