YAZAN: DİLAN GÜNAÇTI

Sağlıklı ve dengeli bir ilişki, mutluluğumuz ve iç huzurumuz açısından son derece önemlidir. İyi bir ilişki, güvenin, sağlıklı sınırların ve güçlü bir iletişimin olduğu yapı üzerine inşa edilir. Ancak, bazen bu inşa sürecinde kendimizi ve değerlerimizi ikinci plana atarak yalnızca ilişkiye odaklandığımız zamanlar da olur. Bu gibi davranışlar kısa vadede ilişkiyi güçlendirebilir gibi görünse de uzun vadede sorunlar doğurabilir. Arzu ettiğimiz sağlıklı ilişkiyi inşa etmek için ilişkinin başında sınır koymak nasıl mümkün olabilir konusunu sizin için araştırdık.


Hayatımıza bir ilişki çekmek istediğimizde, bazen odağımız, kendimiz yerine ilişkinin kendisi olabilir. Bir ilişki kurmak için sınırlarımızı esnetmek, kendimizi başkalarının istekleri doğrultusunda şekillendirmek, zamanla duygusal sağlığımızı tehlikeye atabilir. Kendi ihtiyaçlarımızı ve duygusal değerlerimizi görmezden gelmek, ilişkinin ilerleyen dönemlerinde duygusal boşluklar yaratabilir. Bu nedenle, bir ilişki kurarken dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri sağlıklı sınırlar koymaktır.

Sınır koymak, çoğu zaman yanlış anlaşılabilir. Birçok kişi sınırları, “ayrıştırıcı” ve “karşı tarafı uzaklaştırıcı” olarak algılar. Oysa sınırlar, her iki tarafın da duygusal ihtiyaçlarını ve isteklerini sağlıklı bir şekilde ifade edebilmesi için gereklidir. Bu, iki bireyin de kendi kimliğini koruyarak sağlıklı bir ilişki kurmasına destek olur.

Özellikle ilişkinin başlarında, uyum sağlama çabası ve karşımızdaki kişiyi kaybetme korkusu, bazen kendi ihtiyaçlarımızı göz ardı etmemize neden olabilir. Fakat, uzun vadede bu tür bir esneklik, sağlıksız dinamiklere yol açabilir. İhtiyaçlarımız karşılanmadıkça, ilişkideki tatminsizlik artabilir. Bu nedenle ilişkinin ilk dönemlerinde, her iki tarafın da duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarını anlamak ve bunlara saygı göstermek büyük önem taşır. Tanışma süreci, her iki bireyin de birbirlerini keşfettiği, sınırlarını koymaya başladığı bir dönemdir. Arzu ettiğimiz ilişkiyi inşa etmek için tanışma dönemindeyken aşağıdaki soruları kendimize sormamız faydalı olabilir.

Ne istediğimizi biliyor muyuz?

Bir ilişki kurmaya karar verdiğimizde ilk adımımız ne istediğimizi belirlemek olmalıdır. Kendimizi gerçekten bir ilişkiye hazır hissediyor muyuz? Karşımızdaki kişiye hayatımızda yer açabilecek miyiz? Bir insanı tanımak, onu hayatımıza almak, ona zaman ve enerji ayırmak kolay bir şey değildir. İlişki kurma isteğimizin arkasında gerçekten ne olduğunu sorgulamalıyız. Kendimizi yalnız hissettiğimiz için mi ilişki istiyoruz, yoksa toplumsal normlara uymak, çevremizin beklentilerini karşılamak için mi? Kendimizde bir eksiklik hissettiğimizde, bu boşluğu başkalarıyla doldurmaya çalışmak doğru değildir. Başkalarıyla sağlıklı bir ilişki kurabilmek için önce kendimiz ile ilişkimizi iyileştirmemiz gerekir. Kendimizi tanımak, duygusal ihtiyaçlarımızı anlamak ve kendi sınırlarımızı belirlemek, sağlıklı bir ilişki kurmanın ilk adımlarındandır. 

Karşımızdaki kişiyle aynı şeyi mi istiyoruz?

Karşımızdaki kişiden etkilendiğimizde, birlikte daha fazla vakit geçirmeye başlarız ve duygusal olarak bu ilişkiye yatırım yaparız. Ancak bir tanışma sürecinde konuşulması gereken en önemli konulardan biri, her iki tarafın da bir ilişkiye açık olup olmadığıdır. Eğer karşımızdaki kişi, bir ilişki istemediğini açıkça söylüyorsa, onun bu sözlerine saygı göstermeli ve “belki ilerleyen zamanlarda fikri değişir” düşüncesiyle görüşmeye devam etmemeliyiz. Çünkü, bir kişinin ilişkiye hazır olmaması, duygusal olarak bir yatırım yapmadan önce net bir şekilde konuşulması gereken bir durumdur. İlk başlarda “iyi vakit geçiriyoruz” düşüncesiyle göz ardı edilebilecek bu tür farklılıklar, zamanla daha büyük duygusal yükler yaratabilir. Aynı istekte olmayan iki kişinin yollarını ayırması, sağlıklı bir sınır koyma örneğidir.

Kendi ihtiyaçlarımızın farkında mıyız?

Kendi ihtiyaçlarımızı tanımlayabilmek, bu ihtiyaçların karşılanmadığı durumlarda nasıl hissedeceğimizi bilmek, ilişkinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi için kritik öneme sahiptir. Her gün iletişim halinde olmak, özel alana saygı duyulmasını beklemek veya duygular hakkında konuşmayı önemsemek gibi kendimizi bir ilişki içerisinde daha konforlu ve güvenli hissettirecek ihtiyaçlarımız olabilir. Öncelikle bu ihtiyaçların geçerli olduğunu ve çekinilecek bir şey olmadığını bilmek önemlidir. Eğer “Buna bir ilişkide ihtiyaç duyuyorum ve yokluğunda huzurlu ve mutlu hissetmem mümkün değil” dediğimiz noktalar varsa; bunları doğru bir şekilde karşı tarafa iletmeliyiz. Bu tür ihtiyaçlarımızı göz ardı etmeyerek kendimizi ileride muhtaç veya eksik hissetmekten de korumuş oluruz. Bu şeffaflık hem kendimizi hem de karşımızdaki kişiyi daha iyi anlamamıza yardımcı olur ve ihtiyaçlarımıza yönelik sağlıklı sınırlar koyabilmemizi sağlar.

İhtiyaçlarımızı ve isteklerimizi şeffaflıkla iletebiliyor muyuz?

Tanışma sürecinin devamında, istek ve ihtiyaçlarımızı karşı tarafa doğru bir şekilde iletebilmek oldukça önemlidir. Kendimiz için önemli olan davranışları, tetikleyici noktalarımızı ve savunmasız hissettiğimiz anları açıkça paylaşmalıyız. Aynı şekilde, karşımızdaki kişinin de aynı şeffaflıkla kendini ifade etmesi gerekir. Çünkü bilmediğimiz bir durumu anlayıp uygulamamız mümkün değildir. Bu süreçte, duygularımızı karşımızdaki kişiye suçlayıcı bir tonda değil, yapıcı bir şekilde ifade etmek önemlidir. Bu, duygusal olarak paylaşıma açık olduğumuzu gösterme ve sağlıklı iletişim kurma anlamına gelir. İletişimi güçlü bir ilişkinin temelleri, genellikle tanışma sürecinde atılır. Bu yüzden, karşılıklı olarak birbirimize duyduğumuz saygıyı ve anlayışı, erken dönemde göstermek önemlidir. Aynı zamanda, sizi iyi hissettiren davranışları takdir etmek de bu süreçte önemli bir yer tutar. Bu yaklaşım, negatif şeylere odaklanmadan, olumlu yönleri vurgulayarak karşılıklı tatmin yaratır.

İlişkideki engeller kişisel farklılıklardan mı iletişim eksikliğinden mi kaynaklanıyor?

Bir ilişkiye başladığımızda, bilmemiz gereken en önemli şeylerden biri, karşımızdaki insanı nasıl sevebileceğimizi öğreniyor olmamızdır. Aynı şekilde, ilişki içinde olduğumuz kişi de bizi doğru bir şekilde sevebilmek için çaba harcar. Bu noktada, iki tarafın da birbirine yardımcı olması ve duygusal anlamda birbirini anlaması oldukça önemlidir. Sınırları çizmek, sağlıklı bir ilişkinin temelidir. Ancak bazen karşılaştığımız uyuşmazlıklar, temel kişisel farklılıklardan kaynaklanırken bazen de iletişim eksiklikleri ve yanlış anlamalar nedeniyle oluşur. Bu yüzden, hangi uyuşmazlıkların temel farklılıklardan kaynaklandığını, hangilerinin ise doğru bir iletişimle aşılabileceğini ayırt etmek önemlidir. 

Eğer karşı tarafı ısrarla değiştirmeye çalıştığınızı hissediyorsanız ya da sizin olduğunuzdan daha farklı davranmanız bekleniyorsa, belki de bu ilişki iki kişiye de uygun değildir. Bu noktada bunun arzuladığınız bir ilişki modeli olup olmadığını fark etmeniz gerekebilir. Hiçbir şey katı veya değişmez değildir. Karşınızdaki insanı sevebilir ama yine de birbirinizle sağlıklı bir ilişki kuramayabilirsiniz. Böyle durumlarda kendi duygusal ihtiyaçlarınızı gözetip ilişkiye devam edip etmemek tamamen size kalmıştır. 



Dilan Günaçtı

1998 yılında İzmir’de doğan Dilan, lisede Türk Alman Kültür ve Eğitim Vakfı’nda eğitim gördü, lisansını ise Koç Üniversitesi'nde Arkeoloji ve Sanat Tarihi üzerine yaptı. Pandemi ile birlikte kişisel gelişim ve meditasyona yönelirken, David Cornwell’den Mindfulness eğitimi alarak bilinçli farkındalık pratiği ve nefes teknikleri üzerine araştırmalarına devam etti. Editör olarak çeşitli...



BLOOM SHOP