YAZAN: BURCU ERBAŞ

Siz panik yapmadan önce söyleyelim: Hepimizin beyni yaşımızın ilerlemesi ile doğal olarak ve yavaş yavaş küçülüyor! Doğal yaş alma sürecinin bir parçası olan beyin küçülmesi ileri yaşla ilişkilendirilen zihinsel fonksiyon kayıplarının da zeminini oluşturuyor. Nitekim bu küçülmeyi geciktirmenin bazı yolları bulunuyor. 30 yaşından itibaren hepimizi ilgilendirmeye başlayan beyin küçülmesi nasıl yavaşlatılabilir? Sizin için araştırdık!


Beyin küçülmesi neden ve ne zaman yaşanıyor?

Zaman içinde sadece bedenlerimiz değil, zihinlerimiz de yaşlanıyor. Bu yaş alma da kendini beynin fiziksel olarak hacim kaybetmesi yani “küçülmesi” ile gösteriyor. Beyin hacminde yaşanan bu değişim ilk olarak 30’lu ve 40’lı yaşlarda görülmeye başlasa da yaşam biçimini direkt olarak etkileyen asıl küçülme 60’lı ve 70’li yaşlarda yaşanıyor. 40 yaşından itibaren beynimiz her 10 senede yüzde 5 oranında hacim kaybediyor.

İleri yaşlarla ilişkilendirilen zihinsel fonksiyon ve verimlilik kaybı da çoğu zaman bu beyin küçülmesi, diğer ismi ile beyin atrofisi yüzünden yaşanıyor. Körelme anlamına gelen atrofi kelimesi beyinde gözlemlenen bu hacim kaybını ifade ediyor. Yaş almaya bağlı yaşanan atrofi beynin kütlesel olarak azalmasına yol açabiliyor. Aynı zamanda kaybın nereden yaşandığına bağlı olarak sinir sistemlerinin değişmesine, beyin-beden arasındaki iletişimin zayıflamasına neden olabiliyor. Nitekim beyin atrofisi en belirgin olarak frontal lobda yani beynin hafıza, duygular, dürtü kontrolü, problem çözme, sosyal iletişim ve motor fonksiyonlardan sorumlu bölümünde gerçekleşiyor. Beynimizin en son gelişen -25’li yaşlarda gelişimi tamamlanan- bölümü frontal lob ileri yaşlarda da ilk hasar almaya başlayan yerimiz oluyor.

Beyin atrofisi ilerleyen yaş ile beraber, doğal olarak görülebildiği gibi bazı hastalıkların da habercisi olabiliyor. Eğer beyin atrofisi miktarı kişinin yaşı ile örtüşmüyor, daha ileri bir zamana işaret ediyorsa bu durum Alzheimer gibi bir nörodejeneratif bir hastalığın ilerleyişi veya kardiyovasküler rahatsızlıklar ile ilişkilendirilebiliyor.

Beyin küçülmesi kendini nasıl gösteriyor?

İlerleyen yaşa bağlı beyin küçülmesini takip etmenin kesin bir metodu bulunmasa da aşağıdaki semptomlar önemli işaretler olabiliyor:

  • Problem çözmede zorlanma.
  • Kelime hatırlamakta zorlanma.
  • Konuşma bozuklukları.
  • Yeni bilgiler öğrenmekte zorlanma.
  • El-bacak koordinasyonunda bozukluklar.
  • Bedende lokalize olarak görülen zayıflama, hissizlik, felç.

Beyin küçülmesi nasıl önlenebilir?

Nasıl bazı insanlar zinde ve sağlıklı yaşlılıklar geçiriyor diğerleri ise kronik hastalıklarla boğuşuyorsa beyin küçülmesi de herkesi birbirinden farklı şekilde etkiliyor. Hiçbirimizin beyni aynı şekilde yaş almıyor. Gençliğimizde edindiğimiz yaşam tarzı alışkanlıklarımız ise nasıl yaşlanacağımızı yani beynimizin ne şekilde küçüleceğini şekillendiriyor.

1. Aerobik egzersiz

Yapılan araştırmalara göre 40’lı yaşlardan itibaren yaşamında düşük seviyede fiziksel aktivite bulunan kişiler 60 yaşına vardıklarında hareketli yaşıtlarına oranla daha “küçük” beyinlere sahip oluyor. Hareketsizlik zihinsel fonksiyon kaybına yol açarken düzenli olarak egzersiz yapmak beyni yaşa bağlı küçülmeden koruyabiliyor. Düzenli olarak yürüyen, bahçesini biçen, yüzen, dans eden, bisiklete binen ileri yaş kişiler yaşıtlarına oranla daha büyük beyinlere yani daha yüksek bir zihinsel kapasiteye sahip oluyor. Aerobik egzersiz olarak tanımlanan bu hareket biçimlerinin ortak noktası kalp atışını hızlandırmaları yani hücrelere daha fazla oksijen gitmesini sağlamalarında gizleniyor.

2. Antioksidan açısından zengin beslenme biçimi

Yaş alma sürecine karşı beynimizi ve bedenimizi koruyan en önemli defanslarımızdan birisi antioksidanlar oluyor. Hücreleri serbest radikal hasarından koruyan antioksidanlar bu sayede yaş alım sürecini de yavaşlatmaya yardımcı oluyor. Bedenimiz doğal olarak bazı antioksidanları sentezleyebilse bile bu yetimiz yaş alımı ile zayıflıyor. Bedenimizin bu defansını güçlü tutmanın en iyi yolu antioksidan açısından zengin beslenmekten geçiyor. Konu beyin sağlığına gelince öne çıkan diyetler bitki ağırlıklı, sağlıklı yağlar açısından zengin Akdeniz ve MIND diyeti oluyor.

Nörotransmitter üretimini tetikleyen B vitamini ilerleyen yaşa karşı beyni korumak için önemli bir destekçi oluyor. Baklagiller, tofu, kaliteli kırmızı et içerisinde bol miktarda bulunan B vitamini ihtiyaca göre dışarıdan da takviyelendirilebiliyor.

3. Sağlıklı tansiyon seviyesi

Hareketsiz bir yaşama bağlı olarak ortayan çıkabilen yüksek tansiyon da beyin küçülmesini hızlandırabiliyor. Kan damarlarında sürekli olarak basınç değişimine sebep olan yüksek tansiyon zaman içinde özellikle ince damarların zarar görmesine neden olabiliyor. Bu tip savunmasız damarlar da beyinde yoğunlaşıyor. Görevi hücrelere oksijen ve besin taşımak olan damarlar zarar görmeye başlayınca beyin hücreleri de ölmeye başlıyor, kısacası beyin atrofisi yaşanıyor. Öte yandan yaşam boyu tansiyonu dengeli seviyelerde tutmak beyni atrofiden korumaya yardımcı oluyor. Düzenli egzersiz, stres kontrolü, tuz miktarı az, antioksidan açısından zengin bir beslenme, alkol ve sigaradan uzak bir yaşam ise tansiyonu sağlıklı seviyelerde tutmak için büyük önem taşıyor.



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP