Geçen gün empat olmakla ilgili bir dostumla konuşuyorduk. “Zehirli Masallar” kitabını okuyanlar bilir, ben ilim ve bilim dünyasının içine bir garip empat olarak doğdum.

Uzun süre de bu kelimeden habersiz olduğum için de hayatın tufanında oradan oraya savrulup durdum. Empat olmak demek, başkalarının duygularını -hatta bazı durumlarda fiziksel acılarını dahi- sanki kendi yaşıyormuşçasına hissedebilmek anlamına geliyor.

Bu yüzdendir ki, genellikle empat bir insanla karşılaştığınızda varınızı yoğunuzu anlatasınız, dertleşesiniz, içinizi dökesiniz gelir. Çünkü bir empat sizi dinler, daha da ötesi kolaylıkla sizin içinde bulunduğunuz hali olduğu gibi hissedip anlayabilir.

Dünyada olup bitene bu kadar maruz kalmak haliyle sinir sistemi son derece hassas olan bu insanları hayatta savunmasız kılabiliyor.

Empat nedir?

Empatlık, kalpleri açık, hassasiyetleri yüksek, olumsuz duygulara maruz kaldıklarında yorulan, çoğu zaman başkalarının isteklerini yerine getirmek üzere programlı ve onların arzularını kendi arzuları zanneden ve çoğu zaman kendi sınırlarını belirlemeyi unutmuş, başkalarının mutluluklarıyla mutlu, mutsuzluklarıyla mutsuz olan, dünyaya gelirken hayata karşı verilen zırhı takmayı unutmuş insanlar.

Kabuksuz bir salyangoz gibi.

Eğer siz de batı dünyasının hoyrat parmakları arasında hassas yürekli bir empat olarak dünyaya geldiyseniz, her şeyden önce size verebileceğim en güzel haber, buraya uyum sağlamak üzere değil, fark yaratmak üzere geldiğiniz.

Yani empat olmak her ne kadar şu sıralar sizi depresyondan panik atağa sürüklüyorsa da (benim durumumda bu semptom yeme bozukluklarıydı), aslında empat olmak iyi bir şey.

Ancak bu özelliğinizi doğru kullanmayı ve kendinizi korumayı öğrenmeniz gerekiyor. Size burada birkaç tüyo vereceğim, ancak bunun zaman alan ve emek isteyen bir süreç olduğunu da hatırlatmadan geçmeyeceğim.

Zamanınızı doğru planlayın 

Empatlar uçtum akıllı olmaya müsaittirler. Onun için gün içinde yapacaklarını, kime ne kadar vakit ayıracaklarını doğru belirlemeleri gerekir.

Enerjinizi yükseltin 

Nefes, yoga ve meditasyonu mutlaka yaşamınızın bir parçası haline getirin. Enerjiyi yükseltme yollarını daha önceki haftalarda yazmıştım. Bu yazıdan en çok faydalanacak olan sizsiniz!

Kendinizi koruyun 

Enerjinizi nelerin düşürdüğüne özellikle dikkat edin. Birlikte vakit geçirdiğiniz insanlar, bulunduğunuz mekanlar, yiyip içtikleriniz, yaptığınız iş arasında hangileri sizi zorluyor?

Sınırlarınızı belirlemeyi öğrenin 

Hayatınızda yaptıklarınızın ne kadarını siz istediğiniz için, ne kadarını bir başkası sizi sevsin veya sevmekten vazgeçmesin diye yapıyorsunuz? Bir şeyi yaparken hayır demek istiyor, ama evet mi diyorsunuz?

Doğada vakit geçirin 

Doğada daha fazla vakit geçirin. İç sesinizi duymayı ve onu dinlemeyi öğrenin. Sizin için bu çok daha kolay!

Bir de son olarak Judith Orloff’un bu konuda yazdıklarını okuyun.

İlginizi çekebilir!

Kaynak: Psychology Today



Arzu Özev

1983 yılında İstanbul’da doğan Arzu, Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra University of Massachusetts Amherst’te psikoloji okuduğu yıllarda, Sudarshan Kriya nefes tekniği ve yoga öğretisiyle tanıştı. Hindistan başta olmak üzere, Yeni Zelanda, Güney Afrika, ABD ve Almanya’da kişisel gelişim ve yoga konusunda birçok eğitim alarak, sertifikalı eğitmen oldu. Dünya çapında 150...



BLOOM SHOP