YAZAN: BURCU ERBAŞ
RESİM: ROBERT MOTHERWELL

Özellikle eski evlerde, banyo, mutfak, bodrum katı gibi nemli alanlarda rastlanan küf en az görüntüsü kadar tatsız sağlık problemlerine yol açabiliyor. Bütüncül tıp anlayışına sahip uzmanların iyi olma halinde kronik bir kötüleşme gördüklerinde mutlaka kontrol ettikleri, bütünsel sağlığın hiç konuşulmayan ama belki de en sinsi tehdidi küf zehirlenmesi nedir, nasıl iyileştirilir ve önlenebilir mi, sizin için araştırdık!


Küf nedir?

Küf mantar ailesine ait, birçok farklı türü bulunan bir organizmadır. Sıcak, nemli ortamlarda hızla üreyen küfe gündelik yaşamımızda banyo, duş, mutfak ve bodrum katının zemin ve duvarlarında rastlarız. Zamanı geçmiş, bozulmuş gıdalarda ortaya çıkan küf de aynı mantar ailesinin başka bir türüdür. Çeşitleri renkleri üzerinden isimlendirilen küfün yaşam alanlarında en sık rastladığımız hali Stachybotrys chartarum isimli siyah küftür. Rengi yeşile de yakındır. Öte yandan alerjiye ve astıma yatkın olan herkesi her tür, ve renk, küf tetikleyebilir.

Küfün kendisinden çok çevresine yaydığı mikotoksinler zehirlenmenin ana nedenidir. Bir tür doğal toksin olan mikotoksinlerin yenilmesi çok tehlikelidir ve birçok sağlık problemi ile ilişkilendirilir. Öte yandan konvansiyonel tıp içerisinde mikotoksinlerin solunması ile sağlık problemleri direkt olarak ilişkilendirilmemiştir. Bununla beraber bütüncül tıp yaklaşımına sahip Parsley Health gibi yeni sağlık oluşumları uzun süreli toksik maruziyetinin bedende toksik bir duruma sebep olabileceğini, küf zehirlenmesi olarak tanımlanan bu kompleks durumun birçok sağlık problemine zemin oluşturabileceğini söyler. Bu nedenle en az diğer negatif çevresel etmenler kadar dikkate alınması, medikal destek görmesi ve iyileştirilmesi gerektiğini savunur.

Küf zehirlenmesi nasıl olur, semptomları nelerdir?

Özellikle çevresel faktörlere daha hassas; alerjilere, astıma, otoimmün hastalıklara sahip kişilerin uzun süre küfün yaydığı mikotoksinleri soluması bütünsel sağlıklarının sarsılamasına neden olabilir. Kendini, çok geniş bir spektruma oturan semptomlar ile gösteren küf zehirlenmesi bu özelliğinden ötürü anlatması, tanı ve tedavi alması güç bir sağlık durumuna dönüşür.

İki farklı semptom grubu ile açıklanan küf zehirlenmesinde ilk durum bağışıklık sisteminin mikotoksinlere verdiği cevaptır. Vücudun savunma mekanizmasını devreye sokan bu cevap alerjiye benzer semptomlar; hapşırma, öksürme, burun ve göz akması, astım, nefes darlığına neden olur.

İkinci durum ise bedende yükselen enflamasyon sonucu yaşanır. Çok çeşitli, belli belirsiz ve uzun dönem semptomları ile bilinen, başka hastalıkların semptomları ile kolaylıkla karıştırılabilen mikotoksin nedenli kronik enflamasyon, gerekli ilgiyi almazsa ileri vadede daha ciddi sorunlara yol açabilir.

  • Fark edilebilir şiddette yorgunluk
  • Eklem ve kaslarda yaşanan uyuşukluk, karıncalanma
  • Bilişsel kabiliyetlerde zayıflama; beyin sisi, konsantrasyon problemleri, unutkanlık
  • Ruh halinde dalgalanmalar ve anksiyetenin şiddetlenmesi
  • Sindirim problemleri; kronik şişkinlik, gıda intoleransları
  • Kiloda yaşanan ani ve ciddi değişimler
  • Sürekli su içme ihtiyacı
  • Ağızda metalik bir tat
  • Baş dönmesi, Vertigo
  • Hormonal dengesizlikler; menstrüasyon döngüsünün bozulması

Toksik küf zehirlenmesi tedavisi

Tanı almak

Konvensiyonel tıp içerisinde belki en zorlayıcı olacak adım, küf zehirlenmesi tanısını almak olabilir. Danışanın şikayeti büyük oranda “alerji” olarak adlandırılarak ilgili başka bir tedavi verilen küf zehirlenmesinde bu tutum semptomları hafifletebilse de ana tetikleyicinin ortadan kaldırılmayışı sorunların sadece “maskelenmesine” neden olabilir. Herhangi özel bir tıbbi testi olmayan küf zehirlenmesinin tanı sürecinde çevresel etmenlere karşı farkındalığın büyük ölçüde danışanın kendisinden gelmesi gerekebilir. Yukarıdaki semptomlara benzer durumlar uzun bir dönem boyunca deneyimleniyor ve bir uzman görüşü alınıyorsa yaşam alanlarının; ev, ofis, okulun küf problemi yaşayıp yaşamadığının da kontrolü, uzman için de önemli bir yönlendirici olacaktır.

Öte yandan vücudun ana antioksidanı olarak bilinen glutatyon rezervlerinin ölçümlendirilmesi de somut bir veri elde etmek için önemlidir. Bedenin küfe karşı verdiği uzun süreli enflamatuar iç savaş glutatyon seviyelerinin tükenmesine neden olacaktır. Öte yandan bu bulgu, diğer çevresel etmenlere, sağlık sorunlarına veya yaş almaya da bağlanabilir.

Maruziyete son vermek

Genel sağlık durumu zayıflasın veya zayıflamasın, yaşam alanlarında rastanacak bir küf probleminin ortadan kaldırılması gerekli bir önlemdir. Evin dikkatli bir teftişten geçirilerek küflü yerlerin arındırılması, küfe sebep olabilecek tesisat durumlarının; su hasarının onarılması hem önleyici hem de tedavi edicidir.

Öte yandan tanı almış veya şüphelenen bir zehirlenme durumunda beslenme düzeninde de rastlanabilecek küflerin elimine edilmesi önerilir. Ekmek ve hamur işleri, küflü peynirler, salça, reçel, süt ve süt ürünleri, yumuşak meyve ve sebzeler, kahve ve yağlı tohumları bir süre tüketmemek bedendeki genel küf yükünü hafifletir.

Solunum sağlığına odaklanmak

Küf zehirlenmesinin birincil semptom grubu solunum sistemini üzerinden ilerler. Bu nedenle tedavinin belki de ilk adımı bir KBB uzmanına görünmek; burun, kulak, boğaz ve sinüslerin sağlığından emin olmaktan geçer.

Enflamasyonu azaltmak, detoksifikasyonu arttırmak

Bedenin sürekli kendini savunmak durumunda kalması bağışıklık sisteminin bir cevabı olan enflamasyonun kronikleşmesine ve bedenin neredeyse kendine karşı bile savaş vermesine neden olur. Bu da birçok hastalığa zemin oluşturur. Bedendeki enflamasyon seviyelerini indirecek yaşam tarzı alışkanlıkları edinmek; anti-enflamatuar bir beslenme modeli izlemek, günlük stresi yönetmeyi öğrenmek, düzenli olarak egzersiz yapmak, iyi uyku uyunduğuna emin olmak semptomların hafifletilmesinde çok önemli destekçilerdir.

Bununla beraber aktif olarak çevresel bir etmene karşı mücadele veren bedenin kendi kendini temizleme yani detoksifikasyon mekanizmasını da dışarıdan desteklemek iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır. Burada, özellikle ölçümlerde düşük seviyelerde çıktıysa, bedenin antioksidan rezervlerini desteklemek, uzman kontrolünde glutatyon ve/veya NAC takviyesi almak gerekebilir. Doğal yollarla antioksidan alımını arttırmak içinse mikro-besin değeri açısından zengin beslenmek; koyu yeşil yapraklı sebzeler, turpgiller, soğanlı bitkiler, orman meyveleri, bitter çikolata tüketmek önerilir.

Zihinsel sağlığı desteklemek

Küf zehirlenmesinin semptomları zihin ve ruh sağlığı üzerinde yoğunlaşır. Bunun sebebi beynin diğer organlara oranla mikotoksinlere karşı daha savunmasız olmasıdır. Vücudun sempatik sinir sistemi; kaç-savaş mekanizması mikotoksinlerin beyinde birikmesi ile kronik bir durum haline gelebilir. Bu da sinir sisteminin disregüle olmasına, bedenin bir türlü parasempatik; dinlen-iyileş durumuna geçememesine neden olur.

Aktif olarak zihin sağlığını desteklemek; dinlenmek için bilinçli zaman ayırmak, Mindfulness pratiklerini alışkanlık edinmek, profesyonel destek görmek iyileşmeye destektir.

Nasıl önlenebilir?

Küf zehirlenmesini önlemenin tek yolu yaşam alanlarının küfsüz olduğuna emin olmaktır. Bunun için ev, iş yeri, okul gibi yerlerin düzenli olarak küf ve tesisat teftişinden geçirilmesi, bulunacak problemlerin geciktirilmeden yaptırılması, yüksek nem alan yerlere Himalaya tuzu desteği verilmesi, mümkünse duvarların küf önleyici bir boya ile boyanması önerilir.

Yaşam alanlarında nem seviyesinin yüzde 50’nin altında tutmak, gerekiyorsa nem kurutma cihazı kullanmak, odaların temiz hava aldığına emin olmak, zemini ıslanacak yerler; banyo, mutfak, kiler, bodrum, çamaşırhane gibi yerlere halı sermemek de küf oluşumunu önlemeye yardım eder.



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP