Adet döngüsünün yaşam tarzına uyarlanması daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam adına kilit bir rol üstleniyor olabilir. Yıllarca değişen ruh halleri, düzensiz regl ve hızlı kilo alıp verme gibi problemler ile mücadele eden Flo Living Kurucusu Fonksiyonel Beslenme ve Kadın Sağlığı Uzmanı Alisa Vitti döngü senkronizasyonunun hayatını değiştirdiğini söylüyor. Döngü senkronizasyonu kavramına göre vücudumuzun sesini dinleyerek ve ay boyunca sağlıklı beslenme ve uyku düzeni gibi rutinlerimize yön vererek genel sağlığımızı iyileştirebiliriz.
Döngü senkronizasyonu ile yaşam kalitesini nasıl artırırız?
Birçok döngü takibi uygulaması kadınlara sadece ne zaman regl olacaklarını veya hamile kalmak için hangi zamanın daha uygun olduğunu göstermekle kalmıyor. Bu uygulamalar bizlere gün be gün modumuzu, diyetimizi, ne kadar su içip içmediğimizi ve yeteri kadar uyuyup uyumadığımıza kadar birçok soru soruyor. Peki, neden?
Archives of Gynecology and Obstetrics dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, adet döngüsündeki hormon dalgalanmaları duygusal durumumuzu, iştahımızı, düşünce süreçlerimizi ve çok daha fazlasını etkiliyor. Yaşam tarzımızı, davranışlarımızı ve beslenmemizi adet döngümüzle uyumlu bir hale getirme süreci olan döngü senkronizasyonu ise sağlığı iyileştirmek ve mutluluğu arttırmak adına ayı dört fazda inceliyor. Vitti ise günlük rutinleri döngü ile senkronize etmenin, vücudun ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olacağını, dolayısıyla da döngü senkronizasyonun yaşam kalitesini optimize edebileceğini söylüyor.
Döngü senkronizasyonu PMS semptomlarını azaltabilir mi?
Vitti, menstrüel, foliküler, ovulatuar ve luteal olmak üzere birbirini takip eden dört ayrı evreden oluşan adet döngüsünün senkronizasyonu ile PMS semptomlarını azaltmanın mümkün olduğunu söylüyor. Ayrıca döngünün fazlarına göre günlük beslenme programına eklenecek ve çıkarılacak besinlerin yanı sıra egzersiz rutininde yapılacak değişikliklerin de yorgunluk, şişkinlik ve enerji düşüşleri ile mücadele etmeyi kolaylaştırdığını belirtiyor.
Bu fazlara kendimizi nasıl adapte edebiliriz?
Menstrüel evre yani kanamanın olduğu dönemde vücut dinlenmeye ihtiyaç duyuyor. Bu sebeple zorlu egzersizlerden uzak durulması ve yoga ve meditasyon gibi rahatlatıcı pratiklerin yapılması tavsiye ediliyor. Yine bu dönemde kramplarla mücadele edebilmek için papatya ve melisa gibi sakinleştirici çaylar önerilirken, alkol, kafein ve yağlı yiyeceklerden uzak durulması öneriliyor.
Enerjide artışla bağdaştırılan foliküler evrede ise östrojen ve progesteron yükselişe geçerken doğa yürüyüşü gibi egzersizler bu dönemi daha keyifli bir sürece dönüştürmek için tavsiye ediliyor. Özellikle bu fazın plan kurmak ve strateji yapmak için ideal olduğu belirtilirken yoğurt, salatalık ve kefir gibi fermente gıdalar da yine bu evrede öne çıkıyor.
Yumurtlama fazı olarak da bilinen ovulatuar evrede sosyal olma ve başkalarıyla bağlantı kurma arzusu yoğun hissediliyor. Egzersiz planına ise daha yoğun programlar dahil oluyor. Potansiyelinizin sınırlarını zorlayabileceğiniz bu dönemde taze meyve ve sebzeleri günlük beslenme programınıza daha fazla dahil etmeniz öneriliyor.
Luteal evrede ise enerji biraz düşse de kortizol seviyeleri ve metabolizma hızı artıyor. Bu faz, stresi fark etme ve büyük projeleri tamamlamaya başlama zamanı olarak adlandırılıyor. Ancak döllenme olmazsa luteal faz ile birlikte vücut yeni bir döngüye hazırlanmaya başladığından daha düşük tempolu egzersizler ön plana çıkıyor. Beslenme rutinine ise bitter çikolata, ıspanak ve kabak çekirdeği gibi yorgunluk ve düşük libido ile savaşan gıdaların eklenmesi tavsiye ediliyor.
İlişkiler döngü senkronizasyonu ile yeni bir rutin kazanıyor
Son dönemlerde özellikle sosyal medyada döngü senkronizasyonu ile ilgili paylaşımların sayısı artarken, birçok kişi sadece PMS semptomlarını azaltmak için değil hayat kalitelerini arttırmak ve ilişkilerini regüle etmek için de döngü senkronizasyonuna başvuruyor.