Covid-19‘a karşı alınan sosyal ve bireysel boyutlardaki önlemler, içinde bulunduğumuz normalleştirme sürecinde daha da önem kazanıyor. Pandemi henüz kontrol altına alınamamış olsa da sosyal hayata ve yeni normale adapte olunmaya başlanıyor. İşte bu süreçte kişisel ve toplumsal sağlığı koruyabilmek adına sosyal alanlarda dikkat etmemiz gerekenleri Sağlık İletişimi Uzmanı ve Sağlık Gazetecisi Dr. Nazlı Şenyuva’ya sorduk.
İlginizi çekebilir: Koronovirüs Sürecinde Ayurveda ile Bağışıklığı Güçlendirme
Normalleştirme sürecinde sosyal alanlarda almamız gereken temel önlemler nelerdir?
Sosyal alanlarda mutlaka sosyal mesafe kurallarına uymak ve maske takmak almamız gereken en temel iki önlem.
İnsanlar arası en az iki metre mesafe tutmak, maskemizi doğru takmak ve ellerimizi sık sık yıkamak önemli. Bu dönemde kapalı ve havasız alanlarda bulunmamak en doğrusu. Araştırmalar virüsün kapalı ortamda havada asılı kalabileceğini gösteriyor, geçtiğimiz hafta 200’ün üzerinde biliminsanı Dünya Sağlık Örgütü’ne virüsün bu şekilde de bulaştığını açıklayan açık bir mektup gönderdi. Yani ‘aerosol’ dediğimiz bu küçük partiküller nedeniyle kapalı ve kalabalık ortamlarda mesafe de maske de sizi korumayabilir. Kapalı, kalabalık ve havasız alanlardan kaçınmak en doğrusu. Bu tip ortamlarda bulunulacaksa mutlaka cam ve kapıların açık olması, temiz bir hava akımının yaratılması ve klimanın dışarıdan hava alıyor olması gerekiyor.
Açık alanlarda sosyal mesafeli ve maskeli sosyalleşiyorsak ise zaman faktörünü unutmamalıyız. Karşılıklı ne kadar uzun sohbet ederseniz virüslü damlacıkların havada kalma riski o kadar artıyor. Rüzgara karşı durmak ve hareket halinde sosyalleşmek daha sağlıklı olacaktır.
Toplu taşıma, kuaförler, restoranlar, spor salonları, sosyal etkinlikler, oteller ve şehirler arası ulaşım araçlarında bulunurken nasıl önlemler almalıyız?
Ben bu süreçte kuaför, restoran ve spor salonlarından kaçınıyorum. Özellikle kapalı ve kalabalık alanlar riskli ve pandemi tüm şiddeti ile devam ediyor. Bu dönem restoranda oturup yemek yemek yerine, yemeğinizi önceden telefonla sipariş edip, kartla ödeyip, paket servis olarak alıp, açık havada ve herkesten uzak oturabildiğiniz bir şekilde yemek riskinizi azaltır.
Her masanın dolu olduğu ve garsonların birkaç masaya birden servis yaptığı restoranlarda hala risk var. Risk yediğiniz yemekte değil, kalabalıklarda ve insanlarla sosyal mesafenin sağlanamamasında. Otellerde de risk benzer—eğer kalabalıklardan uzak duramayacaksanız ve sosyal mesafe sağlayamayacaksanız otelde kalmak riskli.
Ancak sosyal mesafe mümkünse dikkatli davranarak, kapalı ve kalabalık alanlardan kaçınarak ve maskenizi takarak kendinizi koruyabilirsiniz. Yüzeylerdeki riski azaltmak için kalacağınız odada sizden önce en az üç gün kimsenin kalmamış olmasını rica edebilir, odaya yerleşmeden yüzeyleri kendiniz de dezenfekte edebilirsiniz.
Toplu taşınma kullanmamız kaçınılmaz. İlk olarak keyfi nedenlerle değil, işe gitmek gibi mecburi nedenlerle bu araçlarda yolculuk yapın. Kurallar yine aynı: maske ve mesafe. Yoğun saatlerde seyahat etmeyerek, daha çok yürüyüp daha az vakit geçirerek, camları açarak ve cam kenarına oturmaya çalışarak, vapur gibi açık havada oturabileceğiniz taşıtları tercih ederek riski azaltmaya çalışabiliriz. Seyahatten sonra mutlaka maskenizi değiştirin ve ellerinizi 30 saniye yıkayın.
Şehirler arası seyahatte yanınızdaki koltuğun boş olması veya sadece beraber yaşadığınız kişilerle oturmanız riski azaltacaktır. Yine açık havada veya camların açılabildiği bir taşıtta seyahat etmek daha güvenli.
Yemeğinizi ve suyunuzu beraberinizde getirmeniz, doğru bir maske kullanmanız ve maskenizi 2-3 saate bir değiştirmeniz, ortak tuvalet kullanımında insanlardan uzak durmanız ve ellerinizi 30 saniye boyunca yıkamanız önemli. Bu tip taşıtlarda seyahat başlamadan oturacağınız koltuğu ve dokunacağınız yüzeyleri dezenfekte edebilirsiniz. Daha detaylı bilgi için Youtube kanalımdaki seyahat videosunu izleyebilirsiniz.
Maske kullanımı konusunda nelere dikkat etmeliyiz? Değiştirme sıklığı, üretildiği materyal ve benzeri konularda tercihlerimizi nasıl yapmalıyız?
Maskeniz tıbbi maske de olabilir, kumaş maske de olabilir. Kumaş maske ise yüzde 100 pamuklu bir kumaştan yapılmalı ve en az iki katlı olmalı. Çakmak testini deneyebilirsiniz, eğer maske takarken çakmağa üflediğinizde çakmak sönmüyorsa maskeniz yeterli demektir. Nefes almanızı engelleyen maskelerden kaçının, mesela polyester maskeler hem zor nefes aldırıyor hem de ağzınızın etrafında sağlıksız bir ortam yaratabiliyor.
Tıbbi maskeleri 2-3 saatte bir çöpe atıp yenisini takın. Aynı şey kumaş maske için de geçerli. Maskeniz nemlenmeye başladığında değiştirin. Bütün gün dışarıda olacaksanız yanınızda mutlaka yedek maskeleriniz olsun. Gün sonunda kumaş maskelerinizi 60 derece suda deterjanla makinada veya sıcak su ve sabunla bir leğende yıkayın. Elde yıkıyorsanız maskelerinizi sıvı sabunlu sıcak suda 20 dakika kadar bekletin, sonra yıkayıp durulayın. İyice kurumadan kullanmayın.
Maskeniz burun ve ağzınızın tamamını kaplamalı, burnunuza iyi oturmalı. Maskenizi burnunuz açık veya çenenizde takmayın, hem kendinizi hem etrafınızdakileri riske atarsınız.
Son olarak bize neler önerirsiniz?
Pandemi hala devam ediyor ve ülkemizdeki günlük yeni hasta sayısı 1000’in altına yeni düştü. Covid-19’un henüz onaylanmış bir aşısı veya kesin tedaviyi sağlayan bir ilacı yok. Bu uzun süreli etkileri olabilen çok ciddi bir hastalık ve her yaş grubunu etkiliyor. Risk devam ediyor, hastalığı kapmamak ve bulaştırmamak önceliğimiz olmalı. Sosyal medyada gördüğümüz partilere giden, restoranlardan grup resimleri atan kesime uymamanızı, bu hareketlerin toplum sağlığı için büyük risk yarattığını hatırlamanızı, hem sizin hem sevdiklerinizin sağlığı için önlemlere uymaya devam etmenizi şiddetle tavsiye ediyorum.
İlginizi çekebilir: Doğru Nefes Alma Tekniği Nedir?
Dr. Nazlı Şenyuva Kimdir?
Dr. Nazlı Şenyuva, PhD, Princeton Üniversitesi’ne ekonomi ve global sağlık ve sağlık politikaları bölümlerinden diploma aldı. Dr. Oz Show’da tıbbi araştırmacı ve sağlık yazarı olarak çalıştı ve bu çalışmanın sonucunda Gündüz Kuşağı Emmy Ödülleri Başarı Sertifikası’na layık görüldü. Daha sonra Columbia Üniversitesi Gazetecilik Okulu’na kabul edilen Şenyuva, Robert Wood Johnson Vakfı Akademi Üyesi olarak sağlık ve bilim gazeteciliği yüksek lisansını tamamladı. 2014 yılında University of Southern California Annenberg İletişim ve Gazetecilik Okulu’nda doktora eğitimine başladı. Nazlı Şenyuva, Şenyuva Prep isimli akademik ve kariyer danışmanlığı şirketinin kurucu ortağıdır, Millennial Bump ve Millennial Bump Türkiye kadın sağlığı platformlarının kurucusudur.