Düne dönmenin, zamanı geri sarmanın veya şu an yaşadığımız hayata tekrar doğmanın bir yolu var mı? Keşke olsa!
Çoğu zaman küçücük meseleler yüzünden saatleri, günleri mutsuzluk ve stresle heba ediyoruz. Oysa her anın kıymetini ayrı bilmek gerekiyor çünkü hayat sadece bir kereliğine yaşanıyor. Bu farkındalıkla birlikte, mutlu bir hayat sürebilmeyi amaçlayanlar için 4 yol gösterici mutluluk ipucunu sizler için derledik!
Gerçek benliği keşfetmek
Genellikle günleri fark etmeden, anlamadan, irdelemeden hatta detaylar hakkında düşünmeden geçiriyoruz. Durup dinlenmeye, odaklanmaya, kendimizi keşfetmeye vakit kalmıyor kalsa bile bazen yeterli olmuyor.
Ölmeden önce mutlaka vücudumuzun ve zihnimizin kapasitesini, güzelliğimizi, yaratıcılığımızı ve ruhumuzun sesini keşfetmeye ihtiyacımız var. Başkalarının söylemesi veya iltifatlarıyla değil, düşünce ve inançlarımızla hak ettiğimiz değeri kendimize verdiğimiz bir hayat sürdürmeyi tercih edersek ancak o zaman özgüvenin ve mutluluğun sırrını çözebilir, gerçek benliğimizle buluşma fırsatını yakalayabiliriz.
Kendinizi tanımak için iç sesinize kulak vermeyi ve kendinize özel vakit ayırmayı ihmal etmeyin!
Spontane kararlar vermek
Planlı, programlı olmak ve hayatı belirli bir düzene göre yaşamak başarının en temel yöntemleri arasında geliyor. Kesinlikle doğru! Ama bazen düzenin kurallarını esnetmek, kalıbın dışında çıkmak, risk almak, spontane kararlar vermek mutluluğun ve özgürlüğün önünü açıyor.
Örneğin; daha önce tanışıp hiç hoşlanmadığınız birini yeniden tanımaya çalışmak, hiç gitmediğiniz yerlere gitmek, asla yemem dediğiniz yiyecekleri tatmak, telefonu kapatıp tek başınıza tatile çıkmak, hiç tanımadığınız birine sarılmak gibi ufak çılgınlıklar deneyebilirsiniz.
Başkalarına ilham olmak
Yaşımız ilerledikçe genç nesillere aktarabileceğimiz tecrübeler de artar. Yaptığımız hatalardan ders alarak hangi eylemlerin hangi sonuçlarla sonlanacağını aktarabilir hale geliriz. Başkalarının hayat amacını bulmalarına yardımcı olmak da mutluluk verici eylemlerden biridir.
Yalnızca başkalarına yol göstermek de değil; bu dünyaya bir şeyler bırakmak, hiç göremeyeceğimiz insanların hayatlarına dokunmak da paha biçilemez duygular arasında yerini alır. Bu dünyada somut ya da soyut bir iz bırakmak, kimi insanların hayatında ölümsüzleşmemizi ve yıllar sonra bile hatırlanmamızı sağlayabilir.
Affetmenin ve sevginin gücüne inanmak
Hayatımıza birçok insan giriyor, kimi kalp kırıklıklarıyla yanımızdan ayrılıyor kimi hayatımızda yerini sağlamlaştırarak bizimle yürümeye devam ediyor. Geçmişte sizi üzen veya sizin üzdüğünüz, birlikte konuşulmamış konular bıraktığınız kişileri düşünün.
Sizden çok uzaklarda değillerse onlarla konuşarak, söylenmemiş sözleri söyleyerek, onları affederek veya onlardan af dileyerek sırtınızdaki yüklerden kurtulabilirsiniz. Bunu yaptıktan sonra emin olun, hayat sizin için daha aydınlık bir hal almaya başlayacak.
İnsanlara sevdiğinizi söylemekle kalmayın, sevdiğinizi hissettirin. Bakışlarınız, hareketleriniz, sözleriniz onlara verdiğiniz değeri gizlemesin. Göz temasından korkmayın. Sarılmayı ve öpmeyi daha çok hayatınıza yerleştirin. Bütün bunların sonucunda mutlu ve daha az keşkeye sahip bir hayatın anahtarına ulaşmanız mümkün!