Amelie

Sonbahar bitmek üzere, kış kapıda! Yapraklar dökülecek bir süre sonra. Bazılarımız melankoliye bürünecek yağmurlu günlerin gelişiyle, bazılarımız sevinçle altında dans edecek damlaların, ıslak toprak kokusunu içine çekecek. Yaşamın ta kendisiyle, yaşadıklarımızla benzer bir durum bu aslında. Olan oluyor ya; olaylara nasıl baktığına bağlı olarak ya melankolikleşiyor ya da damlaların altında dans etmeye başlıyorsun.

Her koşulda mutluluğu, hayattan zevk almayı yazacağım bugün. Mesela bir salı sabahı… İşinden memnun değilsen, haydi gel de mutlu ol!

Aslında pek çoğumuz mutlu hissetmiyoruz ki kendimizi. “İyiyim”ler hep, “Kötü değilim”, “Normal olmayan bir şey yok” anlamında. Yoksa, “Kendimi harika hissediyorum; her gün, günün bana yapacağı güzel sürprizlere uyanıyorum; müthiş zinde, sağlıklı ve enerjiğim”. “Hep içimden şarkı söylemek geliyor ve yaşadığım her ana şükrediyorum” anlamında bir “iyiyim” değil bizimki!

Bunun sebebi, bana sorarsanız, mutluluğun yani hayattan zevk almanın yerini bize yanlış tarif ettiklerinden. Hep objelerin geçici heyecanlarına kapılarak mutlu olacağımızı sandık ve sanmaya da devam ediyoruz. Şık bir araba, kıyak bir ev, lüks lokantalarda yemekler, zengin bir hayat, pahalı mücevherler ya da iş/kariyer tatmini.

Eğer gerçek mutluluk buralarda olsaydı, çok değerli Metin Bobaroğlu’nun her zaman dediği gibi; sınırsız bir mal varlığına, asla kaybetmeyecekleri bir üne, şan ve şöhrete sahip olan İngiliz kraliyet ailesinin tüm bireyleri şen şakrak karakterler olurlardı. Gel gör ki; işin aslı hiç de öyle değil!

“Şu da geçsin mutluluk o kapının arkasında” diye uzayan bir liste. Ve o geçecek ama liste hiç bitmeyecek. Hep peşinden koşulan ve asla varılabileceğine inanılmayan bir vadide “sonsuz mutluluk” arayışı. Koşullar düzelmedikçe yakalanmaz mı peki bu mutluluk?

Koşullar düzelmedikçe yakalanmaz, evet. Ama dışardaki koşullar değil, içerdeki koşullar düzelmedikçe yakalamak mümkün olmaz mutluluğu. Kendi zihnimizin koşullarını düzeltmedikçe yakalayamayız çünkü onu. Mutluluğa kavuşmak istiyorsak, buna karar vermek ve bunun için çaba harcamak zorundayız. Tıpkı kas geliştirmek gibi mutluluğa erişmek. Her gün pratik yapmak, mutluluk kasını çalıştırmak gerekiyor. Bizi mutlu etmeyen her şeyden birer birer özgürleşmek ve duygularımızın kontrolünü başkalarına vermektense kendi ellerimize almak.

İşte bana çok yardımcı olan, hayattan zevk almamı sağlayan 16 altın kural

1. Şikayetlerin yerine çözümleri koymaya odaklanmak

via GIPHY

Tüm şikayetçi olduğunuz konuların bir listesini yapın. Karşılarına da ne kadar süredir bu konudan şikayetçi olduğunuzu yazın. Sonra kendinize sorun, “bu kafa haliyle, yarı hasta mı yaşamak istiyorum, yoksa problemlerime bir çözüm mü bulmak istiyorum?” Çözüm bulmak istediğiniz ve dikkatinizi çözüme yönelttiğiniz anda, bir şeylerin değişmeye, dönüşmeye başladığını fark edeceksiniz.

2. Hayata inanmak ve güvenmek

via GIPHY

İşler ters gittiğinde, aslında hayat bize yamuk yapmıyor. Ya görmemiz gereken bir şeyi yıllarca görmedik ve mesajı daha yüksek bir sesle veriyor, ya da ödememiz gereken bir bedel vardı, onu ödüyoruz. Gevşeyin! Hayat sizi çok seviyor J Onun tek istediği sizin gerçek mutluluğu yakalamanız. Bunun için de işaretler veriyor. Hayatla bu iletişiminiz cevaplara götürecek sizi.

3. “Ben ne istiyorum?”, “Neye ihtiyacım var?” sorularını sıklıkla kendine sormak ve alınan cevapların gereğini yapmak

Bu sorular, insanı kendine döndüren kilit sorular. Çoğu zaman gerçekten neye ihtiyacımız olduğunu dinlemeden, haldır haldır koşturuyoruz. Bu koşturmanın sonu, elbette başta yorgunluktan, devamında sürmenaja kadar gidebiliyor. Oysa bu sorular, bir durup ihtiyaçlarınızı karşıladığınız takdirde uzun vadede çok daha faydalı olmanızı sağlıyor.

4. Düzenli olarak meditasyon yapmak

Art of Living’in kurucusu Sri Sri Ravi Shankar “meditasyon, mutlu olma kararlılığıdır” diyor. Meditasyon, kendinizi dinleyip, daha kolay duymanıza, kendinizle ilgili pek çok şeyi fark etmenize ve kolayca değiştirebilmenize yardımcı olur. Meditasyonla, zihninizi dinlenmeye alırsınız. Bu da sonuç olarak zihnin konsantrasyonunu ve odaklılığını arttırır. Düşüncelerden arınmış, dinlenmiş, rahat ve kolayca odaklanabilen bir zihin, mutlu bir zihindir.

5. Yeniliklere ve eleştirilere açık olup düzenli olarak kendini dönüştürmek

Dikkat ederseniz, “bu benim yapım” diyerek stabil kalmayan, kendini yenileyen ve sürekli olarak geliştiren insanlar ruhen yaşlanmıyor. Kalbinizi, her sabah içinizden yeni bir siz yaratmak için açın. Çocuksu bir merakla, kendinizi yenileyin. En sık aldığınız eleştirileri dikkate alarak başlayabilirsiniz mesela.

6. Sağlığa özen göstermek

Zihin, beden ve ruh sağlığını korumak; sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, yoga, nefes ve meditasyonu yaşamınıza katmak, yaşam enerjinizi ve kalitenizi arttırır. Yüksek enerji, yaşamınızın yönünü mutluluk istikametine çevirir.

7. Olumsuz duyguların yaşamınızın kontrolünü ele almasına izin vermemek

Hint kökenli bir yogi, hatip ve spiritualist olan Sadhguru bir konuşmasında duygularımızı başkalarının yönetmesine izin verdiğimizden bahsediyor. Korku, endişe, kıskançlık, hırs, umutsuzluk, öfke gibi duyguların kontrolünü başkalarına verdiğimiz sürece özgür olamayız. Başınıza gelenlerden ötürü mağdur koltuğuna oturmayın. Yazar Halil Ciran, “Yaşamınızı hayatın size sunduklarından çok, sizin hayatın size sundukları karşısındaki tutumunuz; başınıza gelenlerden çok, başınıza gelenleri zihninizin nasıl algıladığı belirler” diyor. Yaşamınızın, duygularınızın ve mutluluğunuzun kararını siz verin. Kontrolü dış etkenlere ve diğerlerine bırakmayın.

8. Konfor alanını terk etmek

via GIPHY

Yılda kaç kere konfor alanınızı kendi arzunuzla terk ediyorsunuz? Konfor alanı demek sınır demek. Sınırlarınızın dışına çıkıp kendinize meydan okuyor musunuz? Hep aynı güne uyanmak insanı depresyona sokar. Hatta çok sevdiğim bir söz var, “macera acıtabilir ama monotonluk öldürür.” İnsan, konfor alanının dışına çıktıkça, kendine koyduğu sınırları aştıkça mutlu olan bir varlıktır.

9. Kendini işe yarar hissetmek ve yardım etmek

Kendinizi işe yarar ve faydalı hissediyor musunuz? Bir gün içinde kaç kişiye faydanız dokunuyor? Kendinize faydanız var mı her şeyden önce? Faydalı olmanın mutlulukla bir ilgisi var. Yardım etmek ve faydalı olduğunu hissetmek, en doğal, en temiz mutluluklardan biri. Bir ağaç dikmek, bir hafta sonunu huzurevinde geçirmek, bir çocuğa yardım eli uzatmak. Hayata verebileceğinizin en iyisini verin. Ondan sonra, onun zaten size en iyisini vereceğine ve bunu hak ettiğinize inanın.

10. Olumsuz duygulardan arınmanın yollarının öğrenmek

via GIPHY

Hırs, kin, nefret, kıskançlık gibi zehirli duygulardan kalbinizi arındırın. Bu duygular sağlığınızı tehdit eden, hem sizi hem de çevrenizi zehirleyen duygulardır.

11. Şükretmek

Ne için şükran dolusunuz? Hiç listesini yaptınız mı? Yoksa hep talep mi ettiniz hayattan? Kendinize bir şükran listesi yapın ve yüreğinizi minnetle doldurun. Şükredecek o kadar çok şeyimiz var ki. Bazen sevdiklerimizle geçirdiğimiz bir saat, bazen ağız tadıyla yenen bir yemek, bazense ağrısız bir gün.

12. Olumsuzluklardan şikayet etmek yerine, onları öğrenme aracı olarak görmek

Gandhi kendi koşullarında mutluymuş mesela. Amélie filmini izlediniz mi? Sıkıcı ve gayet sıradan görünen hayatının içinde, karakteri canlandıran Audrey Tautou  ne kadar oyunbaz ve mutlu bir profil çiziyor. Mutluluk varılacak bir nokta değil, bir zihin durumu. İyi-kötü, güzel-çirkin, doğru-yanlış olarak gördüğünüz her şeyi olduğu gibi görmeyi denediniz mi hiç? Bu etiketleri koyan zihnimiz. Oysa olan bitenin hepsi, bize bilgi vermek, hayatı öğretmek amacıyla karşımıza çıkan veriler.

13. Problemlere bakış açısını değiştirmek

via GIPHY

Filmlerde küllerinden doğan karakterleri hayranlıkla izliyoruz. Başımızdaki her “problem” bizi küllerimizden doğurmak için varlar. Bu noktayı çoğunlukla atlıyoruz. Problemlerinizin içinde kaybolmayın. Değişmesi gereken her neyse değiştirin ve korkusuzca bir sonraki etaba geçin. Hayat sizi tutacak. Hayata ve kendinize güvenin.

14. Yaşam amacını bulmak

Yaşamak için bir amacınız var mı? Hayatının anlam taşıması insanı dinç tutar ve içini mutlulukla doldurur. Duygusallaşıp, işler yolunda gitmediği zaman kolay kolay vazgeçmez, yıkılmazsın. Kendinize yaşamınızı daha anlamlı kılacak hedef(ler) belirleyin. Onlara doğru cesaretle koşun.

15. Başkalarının ne dediğine fazla takılmamak

Başkalarının ne dediğine, ne düşündüğüne, ne istediğine çok mu fazla takılıyorsunuz? Başkaları, sizin hakkınızda konuşsa, sizin için iyi olacağını düşündükleri bir şeyler istese bile; bu istekler, onların gerçeklerinden yola çıkarak haritalanmıştır. Birincisi, onların yaşamlarına bir göz atın; kendinize kurmak istediğiniz yaşam onlarınkine benziyor mu? İkincisi, siz onların istediklerini yaptınız diye onlar mutluluğu yakalayamayacaklar. Yani, onların sizin için istediklerine takılmak, dinlemek ve yapmak ne sizi mutlu edecek ne de onları…

16. Sizi neyin mutsuz ettiğini tam olarak belirleyin

Sizi neyin veya nelerin mutsuz ettiğini spesifik olarak biliyor musunuz? Bu konu son derece yüzeyde olabileceği gibi biraz daha derinlerde de olabilir. Cevabı kendi kendinize bulamıyorsanız, yardım da alabilirsiniz.




Arzu Özev

1983 yılında İstanbul’da doğan Arzu, Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra University of Massachusetts Amherst’te psikoloji okuduğu yıllarda, Sudarshan Kriya nefes tekniği ve yoga öğretisiyle tanıştı. Hindistan başta olmak üzere, Yeni Zelanda, Güney Afrika, ABD ve Almanya’da kişisel gelişim ve yoga konusunda birçok eğitim alarak, sertifikalı eğitmen oldu. Dünya çapında 150...



BLOOM SHOP