Sosyal izolasyon günlerini, evin dışındaki dünyaya verilen bir mola olarak görüp yeni düzene hızlıca alışan, kendilerini tanımaya ve geliştirmeye devam eden ve bunun her aşamasından keyif alan iki kadının hepimize tavsiyeleri var! Live to Bloom’u takip edenlerin yakından tanıdığı Ceren Ceylan Ertaç ve Arzu Özev’in sosyal izolasyon günlerinde nasıl üretken kaldıkları ve motivasyonlarını korudukları bu yazıda.
Sizlere bambaşka bakış açılarını görünür kılmak için hazırladığımız 4 bölümden oluşan yazı dizisinin 3. bölümünü keyifle okumanızı ve ihtiyaç duyduğunuz motivasyonu bulmanızı dileriz.
İlginizi çekebilir: İlham Veren Kadınlarla Sosyal İzolasyon Günlükleri: Gabriela Palatchi Elhadef & Natalie Garih
Ceren Ceylan Ertaç/ Live To Bloom Kurucusu
Sabah kalkar kalkmaz ilk işiniz ne oluyor?
Sabah uyanınca herhangi bir şey içmeden önce gece boyunca biriken toksinleri temizlemek için dil temizliği yapmak ve sonra da ılık limonlu bir su içmek.
Bu süreçte edindiğiniz yeni alışkanlıklar veya hobiler var mı?
Yeni bir hobi edinmeye henüz vakit bulamadım. Ancak daha düzenli yoga yapıyorum, pozlarımı geliştirme üzerine çalışıyorum.
Bu süreçteki kitap, film ve playlist tercihleriniz nelerdir?
Kitap okumaya geçtiğimiz hafta sonu başlayabildim. Senaca’nın Gladyatör Kararını Arenada Verir’i okudum bir süre önce yarım bıraktığım Malcolm Gladwell’in Blink’ine yeniden başladım. Uyumadan önce de Haemin Sunim’in The Things You Can See Only When You Slow Down kitabından birkaç sayfa okuyorum.
Müzik olmadan asla çalışamıyorum. Sabahları Spotify’da kendi playlist’imi açıyorum, eğer listemi sık dinlemişsem Spotify’in benzer listelerine yöneliyorum.
Son zamanlarda The Talented Mr. Ripley, Phantom Thread filmlerini ve Freud dizisini izledim.
İlginizi çekebilir: Sosyal İzolasyon Günlerinde Mod Yükselten Film Önerileri
Kıyafet tercihiniz nasıl oluyor?
Sabah ki moduma göre değişiyor ama hala Jean giymeye devam ediyorum. Bazen tayt ve T-shirt bazen de bol ve rahat bir elbise. İçinde iyi hissediyor olmam önemli, yumuşak ve rahat olmalarına önem veriyorum.
Favori atıştırmalıklarınız ve yemek tercihleriniz neler?
Az atıştırmalık tüketen biri olmama rağmen bu sıralar arada tatlı bir şeyler yeme ihtiyacım oluyor. Bir süredir çok severek tükettiğim amarantlı pirinç patlaklı çikolata tüketiyorum. Bir de evde badem sütümü yapıyorum, yulaf ezmesi ve muzla birlikte tüketmeyi çok seviyorum.
Favori aktiviteleriniz neler?
Film izlemek ve yoga yapmak bazen de mutfakta zaman geçirmek keyifli oluyor.
Sıradan 1 gününüzü bizimle paylaşır mısınız?
Sabah 7 buçuk civarlarında uyanıyorum. Kişisel bakımımı yaptıktan sonra 5 dakika kadar nefesimi izleyerek bedenimi esnetiyorum. Sonra Can’la birlikte kahvaltımızı hazırlıyoruz. 8 buçuk gibi bilgisayarımı açıyorum ve gün içinde yapılacakları çıkarıyorum. Sonra sizlerle (Livetobloom.com’un editörleri) haberleşiyoruz. Öğle arasında eğer Live To Bloom’un canlı yoga programı varsa onun için bir mola veriyorum ya da öğle yemeğimi hazırlıyorum.
Bu süreçte trafik, bir yere yetişme telaşı, dışarıda yapılması gereken bir program olmamasına rağmen zaman benim için çok hızlı geçiyor. Bütün dünya evin içinde dönüyor ancak fark etmeden akşam oluyor. Tabi aralarda bol bol ailemle FaceTime yapıyoruz. Akşam yemekten sonra ya 1 saat kadar yoga yapıyorum ya da film/dizi izliyorum. En geç 11 gibi uyumaya geçiyorum.
İlginizi çekebilir: Bullet Journal Nedir? Planlı Olmanın En Keyifli Hali
Bu süreçte üretken kalmak, kendine bakmak ve kendini geliştirmek isteyen kişilere tavsiyeniz ne olur?
Bu süreçte koşulların uygunsa, evde olmanın zor bir durum olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum. Yeteri kadar temiz hava almamak, sosyalleşmekten mahrum olmak ve tek bir rutini takip etmek fiziksel ve zihinsel olarak zaman zaman zorlasa da sağlıklı bir şekilde evde olabildiğim için şükrediyorum.
Bu yüzden her gün mutlaka bedenimi hareket ettiriyorum. Aksi halde beden hemen miskin moduna geçmek istiyor. Üretken kalmak, kendine bakmak ya da kendini geliştirmek isteyenlerin ise mutlaka Livetobloom.com’un içeriklerine bakmalarını tavsiye ederim. Wellbeing alanında binlerce içerik var. Alanında uzman birçok ismi aynı platformda bulunuyor ve bu şekilde wellness dünyasını yakından takip etmek isteyenler kolaylıkla bunu sağlayabiliyor.
Bu sürecin sizin için nasıl geçtiğini birkaç cümleyle açıklar mısınız? Neler hissettiniz, neler fark ettiniz, neler keşfettiniz ve neler yaptınız?
Live To Bloom’u kurduğumdan beri haftanın birkaç günü evden çalışmak alışkın olduğum bir durum. Bu yüzden evde olmak benim için çok zorlayıcı olmadı. Ancak zor durumda olan insanları ve durumun belirsizliğini düşündükçe sürecin ne kadar can sıkıcı olduğunu bir kez daha hatırlıyorum.
Diğer taraftan tüm dünyanın aynı anda durması gerektiğini görüyoruz. Böylesine hızlı yaşadığımız, zamanın değerinin ve elimizde olanların kıymetini bilmediğimiz bir dönemde sürekli bir şeylere sahip olma arzularımızı bir kenara bırakıp sorgulamaya başladık.
Cevabını bulmak kolay olmasa da peşinde koştuğumuz, zaman zaman bizi üzen, yıpratan birçok şeyin çokta önemli olmadığını anladığımıza inanıyorum.
Bu süreci kendiniz için 3 kelimeyle özetleyebilir misiniz?
Değerini anlamak, oluruna bırakmak, şükretmek.
İlginizi çekebilir: İlham Veren Kadınlarla Sosyal İzolasyon Günlükleri: Ayşe Özyılmazel & Ayşe Aslı Bozdağ
Arzu Özev/ Yoga, Bilinçli Yaşam ve Sağlıklı Beslenme Eğitmeni
Sabah kalkar kalkmaz ilk işiniz ne oluyor?
Ilık limonlu su içmek. Yoga ve meditasyon yapmak.
Bu süreçte edindiğiniz yeni alışkanlıklar veya hobiler var mı?
Şiir yazmaya başladım yıllar sonra ilk defa! Bir de talep üzerine başlayan Instagram canlı yayınlarım var.
Bu süreçteki kitap, film ve playlist tercihleriniz nelerdir?
Kitap konusunda Pema Chödrön ve Thich Nhat Hanh kitapları hakikat yolunda okuması kolay ve aydınlatıcı bilgiler içeriyor. Fazlaca konsantrasyon istemiyor.
Belgeseller arasında Heal (Şifa). Bir de Yunus Emre dizisine sardım bu aralar. Diziden bayağı çok şey öğreniyorum İslam Tasavvufu hakkında.
Bu aralar müzik konusundaki favorilerim ise; Yalla Tnam Nada – Bachar Mar-Khalifé, Curawaka – He Yama Yo, Madre De La Selva – Maneesh de Moor, Azam Ali – In Other Worlds, Ludovico Einaudi – Experience, Eda Baba -Ezbere Biliyorum Seni, Umut Adan- Şeytanın Aklını Çeldim, Hem’hal Olanlar-Geçer, Sanskritçe mantra müzikleri.
İlginizi çekebilir:Live To Bloom Yazarlarından Sosyal İzolasyon Günlerinde Okuyabileceğiniz 15 Kitap Önerisi
Kıyafet tercihiniz nasıl oluyor?
Pijama ya da eşofman değil! Rahat ama güzel giysiler. Parfüm sürüyorum. Çekim yapacaksak makyajımı da yapıyorum.
Favori atıştırmalıklarınız ve yemek tercihleriniz neler?
Mutlu Mutfak’tan bolca tarif yapıyorum. Bitki bazlı, sağlıklı, şekersiz, rengarenk. Kaçamağım çikolata. Bu ara -normalde yapmadığım şey- bazı akşamlar bir iki pötibör yediğim doğru.
Favori aktiviteleriniz neler?
Şiir yazmak ve meditasyon. Aktiviteden çok dinlemek. Durmak. Hissetmek.
Sıradan 1 gününüzü bizimle paylaşır mısınız?
05.00 kalkıyorum, ılık suyumu içiyorum, mum ve tütsülerimi yakıp yoga, meditasyon, doğa ile bağ kurma ve ilham alma, ibadet ritüelime başlıyorum. 09.00’da sabah kahvemi içiyorum, 11.30’da kahvaltımı ve öğlen yemeğimi birleştirdiğim bir öğün yiyorum. Günün planlarına göre video çekmek, akşamın meditasyonunu hazırlamak, yemek yapmak ve yazmak gibi işlerle meşgul oluyorum. Bunların dışında kalan zamanlarda sunağımın başında ve meditasyon yaparak geçiriyorum.
İlginizi çekebilir: Yoga Anksiyeteye İyi Gelir Mi? Bilimsel Çalışmalarla Yoganın Faydaları
Bu süreçte üretken kalmak, kendine bakmak ve kendini geliştirmek isteyen kişilere tavsiyeniz ne olur?
Üretken kalmamak. Kendimizi geliştirmek istiyorsak, dinlemeye başlamalıyız. Thich Nhat Hanh, Sessizlik adlı kitabında, insanın uygar olması için ihtiyacı olan tek şeyin farkındalıkla alıp verdiğimiz nefesler olduğunu söylüyor.
Kendimizle ve kendimize kalma zamanı. Yapma etmeleri bırakıp sadece olma zamanı… Ve belki bu olma halinden ortaya çıkanlar: Resim, müzik, şiir, yazı, dans, oyun, yaratım. İç dünyamızı keşfe dalmak, hissetmek, zihinden kalbe inmek, yaşamı anlamlandırma zamanı bu zaman.
Bu konularla hiç ilgisi olmayanlar farkındalık meditasyonları, öz şefkat pratikleri ile başlayabilirler. Veya Şamanik öğretiler, İslam Tasavvufu, Budizm, Yoga felsefesi, kadim bilgiler arasında hangisi kalplerine daha yakın geliyorsa onu deneyebilirler.
Bu sürecin sizin için nasıl geçtiğini birkaç cümleyle açıklar mısınız? Neler hissettiniz, neler fark ettiniz, neler keşfettiniz ve neler yaptınız?
Benim için en büyük değişim yeniden şiir yazmaya başlamak oldu. Kalbim biraz daha açıldı. Yaratılışın sevgisini ve sesini daha yakından hissetmeye başladım. Doğa ile daha sıkı bağlandığımı hissettim. Meditasyonlarım derinleşti. Uzun zamandır kadim yola adanmış bir yaşam sürüyorum. Onun için hep muhasebe ve dönüşüm içinde yaşamım, iç hallerim.
Bu süreçte, yaşam tutunduklarını bıraktırıyor insana. Bu bir soyunma yolculuğu. Hakiki olmayan her şeyden soyunma ve hakiki olanla buluşma… Bu sebepten bu dönemde çok fazla bir deprem hissetmedim. Hayatım depremlerle, dönüşümle, bırakmalarla, yeniden başlamalarla, uçurumlardan atlamalarla, inzivalarla dolu olduğu için…Bu süreci de bir çeşit inziva olarak algılıyorum. Hem kendim, hem insanlık adına.
Toprak ananın yenilenmeye ihtiyacı vardı. Hepimiz hastaydık. Aşırı stres ve kaygı her yanımızı sarmıştı. Hissetmeyi unutmuştuk. Şimdi bizi insan yapan değerleri yeniden hatırlıyoruz. Önceliklerimizi yeniden tanımlıyoruz. Koşturmayı bıraktık.
Koridordan koridora ne kadar koşturabilirsek artık. Gün geçtikçe zihinlerimiz de yavaşlamaya başlayacak. Duygularımızla başbaşa kalacağız. Yüzleşmeler yaşayacak, yeni kararlar alacağız. Bir nevi doğayla beraber yeniden doğuyoruz. Hastalık hoş değil elbette, fakat bu olmasaydı, asla gerçeğimize uyanamayacaktık. Binlerce yıllık bir uykudan bahsediyoruz insaniyet adına…
Bu süreci kendiniz için 3 kelimeyle özetleyebilir misiniz?
Doyasıya hissetme zamanı!