YAZAN: BURCU ERBAŞ

17 Eylül Salı günü Fiorucci, Fendi, Marni ve Alberta Ferretti gibi güçlü moda evlerinin defileleri ile başlayan Milano Moda Haftası 2025, şimdiden bu sezonun en trend belirleyici haftası ünvanını almayı başardı. New York ve Londra’nın görece daha sönük geçen moda haftalarından sonra editör ve moda kritiklerine “Moda geri döndü.” yorumunu yaptıran Milano Moda Haftası 23 Eylül Pazartesi itibarıyla sona erdi. İtalya’yı dünya moda sahnesinde ilk sıralara koyan tüm moda evleri; Prada, Gucci, Ferragamo, Bottega Veneta, Versace ve nicesinin İlkbahar/Yaz 2025 koleksiyonlarını gözler önüne serdikleri bu 4 günün, gelecek sene hatta bundan sonraki 10 senenin moda trendlerini şekillendireceği söyleniyor. Sizin için önde gelen moda evlerinin koleksiyonlarını stilinize adapte edebileceğiniz stil önerileri ile yorumladık.


İlkbahar-Yaz trendlerine yakın mercek: Milano Moda Haftası 2025

“Heritage” yani miras markalarla beraber anılan Milano Moda Haftası 2025’i bu yıl diğerlerinden farklılaştıran unsur; 4 gün boyunca süren defilelerin sadece bir sezonun trendlerini belirlemekten öte, herkesin kişisel stilini üst seviyeye çıkarmayı amaçlamaları oldu. Miuccia Prada ve Raf Simmons’ın Prada’da yaptıkları da sosyal medya ile gitgide birbirine benzeyen kişisel stilleri ve gündelik giyim tarzını eklektik, ilginç ama çok daha eğlenceli ve yaratıcı bir yere çekmek oluyor. Prada’nın izinden giden diğer markalar, örneğin Marni ve Sunnei her sezon birbirini tekrar eden, “satılabilir” kıyafetleri bir kenara bırakıyor ve kapıları herkesin birbirinden farklı ama bir o kadar stil sahibi oldukları eğlenceli bir dünyaya açıyor.

Prada

Modanın en yetenekli, yaratıcı ve trend belirleyici tasarımcısı Muiccia Prada, kendine “varis” seçtiği bir o kadar dahi Raf Simmons ile beraber Prada arşivlerini yeniden yorumladıkları, beklenmedik, yaratıcı ve bir o kadar cesur bir koleksiyon ortaya koyuyor. İkiliye göre bu koleksiyonun ana fikri kendini olduğun şekilde benimsemek, farklılıklar ile barışmak ve her şeyden öte moda olduğu için değil, kendi stilin olduğu için giyinmek. Bir nevi bu sezon “kendisi gibi olan” herkes aslında “Prada” olacak.

Marni

Kreatif direktörlüğünü Francesco Risso‘nun yaptığı Marni, bu sezon tek kelime ile “camp” olmayı yani abartıyı ve teatralliği ruhuna işliyor. 1950’lerin bele oturan görünümünü incecik ve fazlasıyla kavisli kaşlar ile buluşturan Marni’nin defilesinde daracık capriler, nane ve inci renkleri, yaratıcı dijital baskılar bol miktarda yer alıyor. Risso’ya göre bu koleksiyon tamamiyle içgüdüler ile hazırlanmış. Yani o ve ekibi koleksiyondan önce hiçbir moodboard hazırlamamış, referans noktaları bulmamış veya hiçbir ikonun stilinden ilham almamış.

Versace

“Ana karakter” olmanın moda sahnesindeki iz düşümünde Donatella Versace‘nin ikonik Versace’si yatıyor. Günümüz hiper feminen, seksi ve öz güvenli kadın imajının oluşmasında önemli bir rol oynamış olan Versace bu sezon davetkar görünümlerini bir kenara bırakıyor ve daha pozitif, renkli ve farklı bir dünyayı sevenlerine gösteriyor. Sarı, lavanta rengi, bebek mavisi ve kahverenginin domine ettiği defilede birçok parçadan oluşan görünümler “çirkin” ve güzel arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor. Donatella bu koleksiyonu hakkında “özgürlük, mutluluk ve çok fazla düşünmemek” tanımını yapıyor.

Fendi

Kreatif direktörlüğünü Kim Jones‘un yaptığı Fendi’de ise 1920 ve 30’lara damgasını vurmuş, markanın düşük bel görünümü yeniden yorumlanıyor. Adeta bir genç kadın vintage dükkanına gitmiş ve üzerine tam da oturmayan birçok özel parçayı üzerine geçirmiş hissi veren Fendi şovu, markanın ilk kurulma yıllarına atıf yapıyor ve neden “miras/heritage” ünvanını hak ettiğini herkese bir daha hatırlatıyor.

Jil Sander

Luke ve Lucie Meier tarafından hazırlanan Jil Sander koleksiyonu Blade Runner filmine göz kırpan karanlık bir dünya sunuyor. Dünyanın her açıdan kötü bir noktada olduğunu ve bu karamsar havayı koleksiyonlarına taşımak istediklerini söyleyen Meier’lar minimalist çizgilerini bozmadan köşeli, geniş silüetlere, petrol mavisi ve bordoya, yılan derisine, 50 ve 80’li yılları anımsatan retro ceketlere bolca yer veriyor.

Gucci

Milano Moda Haftası’nın en önemli şovu olarak değerlendirilen Gucci, bu kez ikinci kadın koleksiyonunu gösteren kreatif direktörü Sabato de Sarno ile bir kez daha “pazarlanabilir ve giyilebilir” bir koleksiyon sunuyor. 2 sene önceki kreatif direktör değişimi ile maksimalist görünümlerini minimal, temiz, yüksek işçilikli kıyafetler sunmaya çeviren Gucci, bu sezonda moda eleştirmenlerini yeterince etkileyemiyor. Şovun öne çıkan parçaları ise uzun kuyruklara sahip trençkotlar, yüksek platformlu loaferlar, saten, ince işlemeli elbiseler ve transparan üstler oluyor.

Bottega Veneta

Anne veya babanızın kıyafetlerinizi denediğinizde neler hissettiğinizi hatırlıyor musunuz? Kreatif direktör Matthieu Blazy‘nin giyinmenin verdiği o ilk hazzı merkezine koyduğu bu koleksiyonu oyuncu, deneysel ama bir o kadar giyilebilir ve şık görünümlere ev sahipliği yapıyor. Lüksü, abartılı hatta çocuksu bir merak ile yeniden yorumlayan Blazy insana neşe veren bir koleksiyona imza atıyor. Neredeyse komik denebilecek kadar büyük gömlekler, bluzlar, t-shirtler, pantolonlar ve montların damgasını vurduğu şov her şeye rağmen gündelik giyime ve modern şehir hayatına uygun kalmayı başarıyor.

Sunnei

Henüz Gucci, Bottega gibi kült moda markası olarak kabul edilmese de bu sezonki defileleri ile “Prada’dan sonra en yaratıcı” ünvanını Loris Messina ve Simone Rizzo‘nun Sunnei markası alıyor. Her daim şovlarına bir miktar mizah katan Sunnei, bu kez tamamiyle ileri yaş modeller ile yeni koleksiyonunu sergiliyor. 10. senelerini kutlayan ikili abartlı silüetler, hacimli üstler, bol kesim gömlekler, yere kadar uzayan çizgili elbiseler, grafik katlama teknikleri ile yaratıcı, eğlenceli ve farklı bir dünya çiziyor.



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP