Evde geçirdiğimiz sosyal izolasyon günlerinde yapabileceğimiz en güzel aktivitelerden biri de bol bol kitap okumak. Özellikle bu dönemde, gündemdeki gelişmelerden biraz olsun uzaklaşıp kitapların dünyasına yolculuk etmeye hepimizin çok ihtiyacı var. Bu ay, Live To Bloom yazarlarına en fazla etkilendikleri başucu kitaplarını sorduk ve nisan ayı listemizi onların önerileriyle oluşturduk. İşte bakış açılarınızı değiştirip yaşamınıza farklı renkler katacak, sosyal izolasyon günlerine özel kitap önerileri!
İlginizi çekebilir: Sosyal İzolasyon Günlerinde Mod Yükselten Film Önerileri
Sena Tuvanç‘ın Önerileri:
Beyaz Zambaklar Ülkesinde (Grigory Petrov)
Dünya klasiklerinden biri olan “Beyaz Zambaklar Ülkesi” bataklık halinden beyaz zambaklar ülkesine evrilen Finlandiya’nın başarı ve azmini konu alıyor.
Evlerimizden çıkmadığımız bugünlerde, birlikte hareket edilirse neler yapılabileceğini, birlikteliğin ne kadar güç veren bir şey olduğunu fark etmemi sağladı ve bana bu zor zamanları beraberce atlatabileceğimize dair umut verdi.
Kelebek ve Dalgıç ( Jean-Dominique Bauby)
“Kelebek ve Dalgıç”, Jean-Dominique Bauby’in beyin kanaması geçirdikten sonra değişen hayatını aktaran, gerçek bir otobiyografik öykü.
Bu kitap bana, şartlar zor olsa da insanın isteyince bir yol bulabileceğini hatırlatıyor.
Burcu Babayiğit‘in Önerisi:
Boşa Geçirecek Vakit Yok (Ursula K. Le Guin)
Dört bölümden oluşan “Boşa Geçirecek Vakit Yok”, seksen yaşlarındaki Ursula K. Le Guin’in hayata dair izlenimlerini tüm samimiyetiyle okuyucuyla buluşturuyor.
Ursula K. Le Guin’in yıllarca yazdığı blog yazılarından oluşan “Boşa Geçirecek Vakit Yok”, okurken insanın yüzüne yavaş yavaş bir tebessüm yerleştiriyor. Gündelik sıradan anları büyülü kelimeleriyle anlatırken okuyucunun kalbini ısıtıyor. Kediler, kahvaltılar, çocuklar, yaşlılık ve “an”lara dair küçük, keyif veren detayları muzip ve samimi bir dille anlatıyor. Bu kitabı, sanki Ursula K. Le Guin’i kendi evime bir fincan kahve içmek için misafir etmişim gibi çok tanıdık bir hisle okudum. Tecrübesi ve bilgeliği kitap boyunca bana eşlik etti. Sizin de başucunuzdan ayırmayacağınızı tahmin ediyorum.
Ayşe Nur Çelik‘in Önerileri:
İnsanın Anlam Arayışı (Victor E. Frankl)
Psikiyatrist Victor E. Frank, oldukça ilgi gören bu kitabıyla İkinci Dünya Savaşı sırasında bir toplama kampındaki deneyimlerini psikoloji ve felsefe çerçevesinde ele alıyor.
İnsanın Anlam Arayışı” çokça bilinen bir kitap. İçinde bulunduğumuz zor süreçle nasıl temas ettiğimize bu kitap aracılığıyla tekrar bakmak isteyebiliriz. Frankl’ın toplama kampı sürecini yazdığını bu kitapta fiziksel olarak hayatta kalması bir yana, asıl olarak anlam bulmaya ya da anlamı yaratmaya odaklanmasını okuyoruz. Kitaptan bir alıntıyı aktaracak olursam: “…bir kederle yüz yüze geldiğimiz zaman bile, yaşamda bir anlam bulabileceğimizi asla unutmayalım.”
Mutsuz Olmak (Wilhelm Schmid)
Wilhelm Schmid’in mutluluğa gereğinden fazla anlam yüklediğimizi ortaya koyduğu, mutluluk ve mutsuzluk kavramlarını yeniden sorgulamanızı sağlayacak bir kitap.
Schmid’in de anlattığı gibi, mutsuzluk duygusu son derece doğal ve insani. Bu duygumuzla karşılaştığımızda onu reddetmemeliyiz, herhangi bir zamanda ve elbette ki şu zamanlarda. Mutsuz olduğumuzda kendimizi bununla ilgili suçlamak ve hemen mutlu olmaya, iyi hissetmeye çalışmak yerine önce şefkatle kendimizi anlamayı da deneyebiliriz.
İlginizi çekebilir: Mutluluk Hormonu Serotonini Arttırmanın 4 Adımı
Hande Özakhun & Aybike McDonough‘ın Önerisi:
Momo (Michael Ende)
Birçok kez sinemaya uyarlanan ve okurları tarafından çokça sevilen “Momo”, küçük bir kızın zaman algısı üzerine maceralarını anlatan, fantastik bir öykü.
“Zaman, yaşamın kendisidir ve yaşamın yeri yürektir.” ana fikrini benimsememizi sağlayan, hayatı sorgulatan ve her başımız sıkışıp ruhumuz daraldığında bize içimizdeki Momo’yu hatırlatabilecek bir kitap.
Doğa Tuna‘nın Önerileri:
İrade Terbiyesi (Jules Payot)
Her daim başucunda tutulması gereken “İrade Terbiyesi”, irade zayıflığıyla baş edebilmenin yollarını okuyucuyla buluşturuyor.
Derslere bile evden katılıp tüm işlerimizi evden yaptığımız bu dönemde tembellik beni de ele geçirdi. Her ne kadar istesem de veya yapmam gerekenlerin bilincinde olsam da bir şekilde harekete geçemiyor gibi hissettiğim için İrade Terbiyesi’ni tekrar okumaya başladım. Tembelliğe ve isteksizliğe nelerin sebep olduğunu ve bunları nasıl yenebileceğimizi anlatan bu kitap, potansiyelimizi tamamıyla kullanabilmemiz ve kendi disiplinimizi oluşturabilmemiz için adeta bir rehber gibi. Okuyan herkesin “Keşke daha önce okusaydım!” dediği bu kitabı okumak için en doğru dönemdeyiz.
Ayı Kaplan Ejderha (Andrés Pascual, Ecequiel Barricart)
İçimizde üç hayvanın yer aldığını söyleyen “Ayı Kaplan Ejderha”, yenilmez olmak için tek bedende bu üç gücün farkındalığına ulaşmamız gerektiğini anlatan fantastik bir kitap.
İçimizde üç hayvan tarafından temsil edilen elementler olduğunu ve bunların dengesizliği durumunda boşluğa düşüp strese ve korkuya kapılabileceğimizi masal gibi anlatan çok akıcı ve bir oturuşta biten bir kitap “Ayı Kaplan Ejderha”. İlk okuduğumda hayvanlardan birini bazen çok fazla beslediğimi ve bunun beni yolumdan uzaklaştırabildiğini fark etmiştim. Şu an normal rutinlerimizin dışındayken bazılarımız ne yapacağını bilemediği için boşluğa düşüyor bu yüzden tam da bu dönemde dengemizi bulmak ve hayatımızı yoluna sokmak için okunması gereken bir kitap.
Ayça Alara Aycan‘ın Önerisi:
Beslenme Yalanları ve Gerçek Bilim (Tim Spector)
Kings College’da Genetik Epidemiyoloji Profesörü olan Tim Spector, “Beslenme Yalanları ve Gerçek Bilim” isimli kitabında beslenmeye dair doğru bilinen yanlışları bilimsel metotlarla yeniden anlatıyor.
İçerisinde bulunduğumuz bu dönemde, gerek bağışıklık sistemi gerek beslenme gerekse de sağlık ile ilgili pek çok paylaşım karşımıza çıkıyor. Bu kadar fazla bilgi paylaşımı haliyle kafa karışıklığı yaratabiliyor. Bu noktada doğru bilgiyi doğru kaynaklardan öğrenmek en önemlisi. Yardımcı olması adına baş ucumdan ayırmadığım bu kitabı önermek isterim.
Ayşegül Miroğlu‘nun Önerisi:
Yüzyıllık Yalnızlık (Gabriel García Márquez)
Nobel Ödüllü Gabriel Garcia Marquez’in kendi hayatından yola çıkarak kaleme aldığı “Yüzyıllık Yalnızlık”, gerçekle kurguyu birleştirerek insan doğasına dair birçok kavrama ışık tutuyor.
Derinlerde bir yerlerde hissettiğim yalnızlık hissinin, zenginleşen ruh dünyamın bana ait gizli bir bahçesi olduğunu bu kitap sayesinde anladım. Düşünce ve his dünyası zengin her bireyin bence tek başına olduğu gizli bir bahçesi var içinde. Artık bu yalnızlık hissinden kaçmıyorum. Aksine ondan güç alıyorum.
İlginizi çekebilir: Evden Takip Edebileceğiniz Sanat Etkinlikleri
Meltem Fakabasmaz‘ın Önerisi:
Sıçrayış (Pema Chödrön)
Zihni belli alışkanlıklara takılı kalmaktan kurtarıp yeniye açmanın ve şimdiye getirmenin yollarını anlatan “Sıçrayış”, Pema Chödrön’den bir özgürleşme kılavuzu.
Özellikle endişelerimizin arttığı kaygılarımızın sürekli tetiklendiği bu dönem içinde okudukça huzur bulacağına inandığım bir kitap. Geçmiş bağların farkına varıp özgürleşirken gelecekle ilgili yeni bağlar kurup kendini sınırlamak yerine beklentisizlik ile yaşamı nasıl yaşayabileceğine dair öğretiler var. Sade bir dille yazılmış kitap birçok kişi için başucu kitabı olabilir. Sizlerle benim de deneyimlemiş olduğum kısa bir anektod paylaşmak istiyorum: Kendini ne zaman sıkışmış, daralmış ve cevapsız hissedersen pencereden gökyüzüne bak ve sadece 3 derin nefes alıp ver. Tek ihtiyacın olan o boşluk anı ve o boşluk anlarında asıl hayaller gerçek oluyor.”
Ayça İşbilir‘in Önerisi:
Seninle Başlamadı (Mark Wolynn)
Mark Wolynn’in geçmişle bağ kuran kitabı “Seninle Başlamadı” psikoterapinin ve modern tıp yöntemlerinin çözümleyemediği bazı ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklara farklı bir yöntemle yaklaşıyor.
Son dönemlerde yapılan bilimsel araştırmalar, travmalarının etkilerinin bir nesilden diğer bir nesle geçebileceğini aktarmakta. “Miras” olarak adlandırabileceğimiz bu durum, kalıtsal aile travmalarına işaret ediyor. Yapıların birçoğu, nesiller öncesi aile geçmişimizden ödünç alınmakta. Peki neden? Kendi içimizde meydana gelen değerli duyguları belki de yeterince uyumlu olamadığımız için kaçırıyoruz.
Meral Erduran‘ın Önerileri:
Tibet’in Yaşam ve Ölüm Kitabı (Sogyal Rinpoche)
Tibet Budizmi’ni baştan sona aktaran, eski öğretilerle yeni araştırmaları birleştiren “Tibet’in Yaşam ve Ölüm Kitabı” spiritüel klasikler arasında yerini alıyor.
Tibet Budizmi’yle ilgili yazılmış okuduğum en güzel kitap diyebilirim. Yaşam ve ölüm üzerine çok farklı bilgiler içermekte. Aynı zamanda meditasyon, karma ve reenkarnasyonla ilgili de çok güzel ve anlaşılır açıklamalar yapmakta.
Canım Sevgilim (David Deida)
“Kalbinin derin mutluluğunu açmanın sırrı, hayatında bir erkek olsun olmasın, sevgiyi bütünüyle almak ve vermektir.” diyen Deida’dan mutluluk ve sevgi üzerine.
Kadın cinselliğini ve dişil enerjiyi çok güzel anlatmış bir kitap. İlişkileri geliştirmek adına hem kadınların hem de erkeklerin okuması gerektiğini düşünüyorum.
Üstün Erkeğin Yolu (David Deida)
Spiritüel cinsellik uzmanı David Deida’dan eril enerjinin her yönünü ele alan, hem erkeklere hem de kadınlara hitap edecek bir kitap.
Erkek cinselliğini ve eril enerjiyi çok güzel anlatmış bir kitap. İlişkileri geliştirmek adına hem kadınların hem de erkeklerin okuması gerektiğini düşünüyorum. Hem kadınların hem de erkeklerin kendilerini anlamaları ve ilişki dinamiklerini sağlıklı kurabilmeleri için okunması şart diyebileceğim bir kitap.