Geçici olana sıkı sıkı tutunmak mutsuzluğun baş sebebi. Geçici olan her şey zaman içinde biz istesek de istemesek de bizi terk ediyor. Ya da yaşamımızın sonunda biz onları terk etmek zorunda kalıyoruz. Acı da olsa, gerçek bu. Sevdiklerimiz, eşyalarımız, kimliklerimiz, etiketlerimiz, malımız, mülkümüz, her şey… Kadim Yoga öğretisi, hırs ve arzulardan arınmak ve geçici olanla aramızda çok sıkı mutluluk bağları kurmayı bırakıp kalıcı olana tutunmak yolunda bin yıllardır insanlığa ışık tutuyor.

Yoga Sutralarında, zihni eğitmenin yollarından biri de sımsıkı tutunduğumuz ve “olmazsa olmaz” olarak gördüğümüz şeyleri bırakabilmeyi öğrenmek. Farkında olduğumuz ya da olmadığımız bağımlılıklarımızdan kurtulmak.

“Onsuz mutlu olamam!” dediğimiz her şeyle aramızdaki sıkı bağları koparmak. 

Bu pratik, görünürde çok kolay olmasa da uygulamaya konduğunda bizi sadece özgürleştirmekle kalmıyor aynı zamanda uzun vadede büyük yıkımlardan ve düş kırıklıklarından da koruyor. “Peki dünyadan hiç mi zevk almayacağız? Her şeyi bırakınca depresyona girmez miyiz?” diyebilirsiniz. Elbette hayır.

Eşim Çağrı Dörter bunun cevabını İsmail Emre’nin şu sözleri üzerinden veriyor: “Çalışacağız, kazanacağız, gerekirse altın tahtta oturacağız ama altın tahtı başımızın üzerinde oturtmamak şartıyla.” Vazgeçmemiz gereken şey şu anda elimizde tuttuğumuz objeler ve mal varlığımız değil, derinlerde onlarla aramızda kurduğumuz kimlik ve mutluluk bağları. Yapmamız gereken şey, dünyada sahip olduklarımızla sağlıklı bağlar kurmak. 

Budist öğretide arzunun ıstırap olduğundan söz edilir. Aslında tam olarak durum budur. Hırs ve arzular bize sürekli tutamayacakları mutluluk sözleri verir. Fakat onları elde ettiğimiz anda vaadedilen o mutluluklar yerini yeni hedeflere ve arzulara bırakır.

İçinde yaşadığımız kültür de bu konuda işimizi hiç kolaylaştırmıyor. Her yanımız arzu objeleriyle dolu. Reklamlar hep lüks, daha da lüks, en lüks üzerine yapılıyor. Biz de en lükse gelene kadar akla karayı seçiyoruz. Daha da mutsuzlaşıyor, sağlığımızı yitiriyor, gülmeyi unutuyoruz. 

İyi haber ise şu ki; bu durum, elimizde bir ateş topu tuttuğumuzu fark ettiğimiz anda aşılamayacak bir şey değil. Çünkü ateş topunu bıraktığımızda her yerde aradığımız huzur, neşe ve mutluluğu yanıbaşımızda, berrak zihnimizde tam da olduğumuz anın içinde bizi beklerken bulacağız!

Şimdi birkaç nokta ile bize mutluluk eşiklerini atlatacağını sandığımız hırs ve arzuları sağaltmanın yollarını paylaşacağım.

Onlarsız olamayacağınızı düşündüğünüz her şeyi bir kağıda yazın

Geçenlerde ben de özellikle vazgeçemeyeceğimi düşündüğüm konu başlıklarını bir kağıda yazdım. Sonra da o kağıdı yaktım. Dürüst olmak gerekirse, bazı başlıkları bırakmak kolay olmadı. Ama sonrasında kendimi özgür hissettim. Hafif ve özgür. 

Bağımlılıklarınızdan bir süre mahrum kalın

Tüm oruçların kalbinde bağımlılıklar olmadığı zaman da yaşayabileceğimiz gerçeğini anlamak yatar. Bırakabileceğimizi anladığımız zaman özgürleşiriz. Kendimizi kazanmış hissederiz. İrade gücümüzün farkına varırız. Örneğin, işinizle fazlaca mı özdeşleştiğinizi hissediyorsunuz? Hafta sonlarına iş taşımamayı deneyin. İş dışında iş konuşmayın. İşiniz olmadığında kim olacağınızı düşünün.

“Eğer işim yoksa ben de olmam” diyorsanız bu tehlikeli bir nokta. Ya da “Et yemeden yaşayamam” mı diyorsunuz? Bir hafta hiç et yemeden yaşamayı deneyin. Yapabildiğinizi görün hiç olmazsa. Eşim, işim, kahve, her ne ise “Onsuz olmaz!” dediğiniz şey, bir süre bırakın mesela. Bu müthiş özgürlüğü deneyimlemekten kendinizi mahrum etmeyin. 

Elde edemediklerinizi unutun

İnsan bazen çıtayı yükseklere koyuyor ve sürekli kafasında neleri elde edememiş olduğu dönüyor. Bu zihnimizin bir aldatmacası. Her şeye sahip olamazsınız. Elinizde hali hazırda var olanın kıymetini bilin. Tadını çıkarın. Olmayan hakkında ise şikayet etmeyi, hayıflanmayı bırakın. Olana odaklandıkça ve gereğini yaptıkça, olmayan da gelir, unutmayın. Gelince belki sizi vadettiği kadar mutlu edemez ama illa gelir. 

Kaynak: Inside the Yoga Sutras, Reverend Jaganath Carrera; The Heart of the Buddha’s Teaching, Thich Nhat Hanh 

İlginizi çekebilir: Özgürleşme Yolculuğunda Yoga



Arzu Özev

1983 yılında İstanbul’da doğan Arzu, Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra University of Massachusetts Amherst’te psikoloji okuduğu yıllarda, Sudarshan Kriya nefes tekniği ve yoga öğretisiyle tanıştı. Hindistan başta olmak üzere, Yeni Zelanda, Güney Afrika, ABD ve Almanya’da kişisel gelişim ve yoga konusunda birçok eğitim alarak, sertifikalı eğitmen oldu. Dünya çapında 150...



BLOOM SHOP