FOTOĞRAF: POOR THINGS
Moda ilhamınızı neredeyse herkesin aynı şekilde görünmeye başladığı sosyal medya hesaplarından almaktan sıkıldınız mı? Kendimize özgü, yaratıcı bir stil geliştirmenin en iyi yolu ilhamımızı başkalarının kıyafetlerinden değil yaşamdan; çevremizden, sanattan, doğadan ve tabii ki filmlerden almaktan geçiyor. Özellikle bazı filmler kullandıkları renk paletleri, görsel yönetmenlikleri, kostüm tasarımları ve estetik dünyaları ile ilham verme konusunda diğerlerinden bir tık öteye geçiyor. Sizin için sinema tarihindeki en güzel giyimli insanlara, göz alıcı görsel dünyalara ev sahipliği yapan filmleri ve efsane moda kişiliklerinin hayatlarını konu alan belgeselleri yazdık. İşte tüm zamanların en stil sahibi filmleri ve belgeselleri!
The Talented Mr. Ripley
Şu sıralar sosyal medyadaki en popüler film olan Saltburn’ün de ilham aldığı, kültleşmiş psikolojik gerilim The Talented Mr. Ripley sadece konusu veya yıldız kadrosu ile değil, tatildeymiş hissi veren ışıl ışıl dünyası ve unutulmaz yaz stilleri ile bu statüyü kazanıyor. 1950’lerde İtalya’da; Venedik’te, Roma’da ve birbirinden güzel sahil şehirlerinde geçen film Akdeniz estetiğini, “preppy” yani geleneksel, şık ve okul ruhu taşıyan stil ile harmanlıyor. Sonucunda ortaya çıkan kombinlerse ilkbahar yaz stili için harika bir ilham kaynağı oluşturuyor!
Diana Vreeland: The Eye Has to Travel
Günümüzde önde gelen editörlerin, influencerların, moda bloggerlarının sahip oldukları bu konum efsanevi Vogue editörü Diana Vreeland sayesinde yaşanıyor. 1960’lı yıllarda Vogue’u moda dünyasının en önemli trend belirleyicisi konumuna getiren genel yayın editörü Vreeland, günümüzün en ünlü moda gecesi olan Met Gala’nın da tohumlarını atıyor. Belgesel tarihin en başarılı moda editörlerinden birisi olan Vreeland’ın zamanının çok ötesinde düşünebilme yetisini gözler önüne seriyor!
Poor Things
Listenin en yenisi, eksantrik filmleri ile dünya çapında ün kazanmış Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos’un en son uzun metrajı Poor Things oluyor. Viktorya döneminde geçen ve bir kadının kendini ve sosyal yaşamdaki konumunu sil baştan keşfetmesini anlatan “modern Frankenstein” Poor Things, senaryosu kadar yaratıcı kostümleri ile de kendini farklılaştırıyor. Sanki gelecekten fırlamış gibi görünen fütüristik kostümler kocaman omuz vatkalarını, dar ve uzun blazerları, uzun çorap ve çizme kombolarını hatta iç çamaşırı gibi görünecek kadar mikro şortları yeniden trend yapacağa benziyor!
In the Mood for Love
Ünlü yönetmen Wong Kar-Wei’nın eleştirmenler tarafından tam not alan filmi In the Mood for Love, romantik atmosferi, elegant ama bir kadar da seksi kostümleri ile senelerdir her yaratıcı kişinin ilham panosunda yer alıyor! Günümüzde hala birçok moda tasarımcısının esinlenmeye devam ettiği bu kült film, iki komşunun eşlerinin beraber olarak onları aldattığını öğrenmeleri ile başlıyor. Estetik dünyası kadar kalbe dokunan romantizmi ile de bu film sizi derinden etkileyecek!
A Single Man
Moda denince akla gelen ilk isimlerden Tom Ford’un ilk yönetmenlik deneyimi olan A Single Man, tabii ki yönetmeninin ikonikleşen minimalist, şık ve stil sahibi bakış açısını da buram buram taşıyor. 1960’ların Los Angeles’ında geçen film, yalnız ve mutsuz bir adamın romantik karşılaşmalarını konu alıyor. Her kareyi dolduran mükemmel işçilikte yapılmış takım elbiseler, beyaz gömlekler, deri Oxford ayakkabılar, kemik gözlükler, uzun siyah elbiseler ile hem kadın hem de erkek modasına zamansız bir ilham kaynağı oluşturuyor.
Westwood: Punk. Icon. Activist
İngiliz moda sahnesinin en etkili ismi, punk moda akımının yaratıcısı Vivienne Westwood’un kariyerini anlatan 2018 yapımı Westwood: Punk. Icon. Activist belgeseli Westwood’un uzun kariyeri boyunca nasıl kendine özgü tarzını, sosyo-politik duruşunu koruyabildiğini ve gelecek nesillere bıraktığı özgürlükçü mirasını anlatıyor.
Marie Antoinette
Ünlü yönetmen Sofia Cappola’nın en göz dolduran filmi Marie Antoinette adından da anlaşılacağı üzere Fransız Devrimi öncesi kraliyet yaşantısını genç ve olanlardan habersiz kraliçe Marie Antoinette’in bakış açısından anlatıyor. Film baş kahramanının ütopik dünyasını da yansıtmak üzere bolca pembeden, pudra renklerinden, şaşaalı balo elbiselerinden, mücevherlerden, tüylerden ve fiyonklardan oluşuyor. Özellikle fiyonk akımının yeniden moda sahnesine döndüğü şu günlerde Marie Antoinette her zamankinden daha çok güncelliğini koruyor!
Phantom Thread
Efsanevi oyuncu Daniel Day-Lewis‘ın iç hesaplaşmaları çeken işine takıntılı bir terziyi oynadığı film, gergin olduğu kadar seksi ve görkemli bir görsel dünya yaratıyor. Karısını ve ilham perisini oynayan Vicky Krieps ile Lewis’ın kimyaları bir yana filmin asıl yıldızları terzinin müşterileri için yaptığı birbirinden güzel elbiseler oluyor.
Cristobal Balenciaga
Teknik olarak ne bir film ne de bir belgesel olan Cristobal Balenciaga, şu anda Disney + platformunda yayımlanan İspanyol yapımı bir mini dizi olarak listeye giriyor. Dizi, moda dünyasına mükemmel işçilikteki sıra dışı tasarımları ile giren Cristobal Balenciaga’nın hayatını konu alıyor. Coco Chanel’in “moda tasarımcısından daha ötede, kelimenin tam anlamıyla bir tasarımcı ve terzi” dediği Balenciaga’nın zorlu bir geçmişten günümüzdeki efsanevi isme erişme sürecini anlatan dizi, sinematografisi ve kostümleri ile de göz dolduruyor.
Fifth Element
Kostümlerini çığır açıcı kıyafetler ile bilinen başarılı tasarımcı Jean-Paul Gaultier‘nin yaptığı Fifth Element filmi çekildiği yıl olan 1997’nin çok ötesinde bir vizyon taşıyor. Fransız yönetmen Luc Besson’un çektiği, başrollerinde Bruce Willis ve Milla Jovovich’in olduğu film binin üzerinde renkli, sıra dışı ve fütüristik Gaultier imzalı kostüm taşıyor. Bu filmi izlemek bir nevi 10 Gaultier defilesini izlemeye denk geliyor!
