Her canlı doğar, büyür ve ölür…
Can sıkıcı bir giriş cümlesi olduğunun farkındayım ancak bunu yazmamın sebebi, koskoca yaşamımızı üç kelime ile sınırlandırıp, her şeyi siyah-beyaz gördüğümüze dikkat çekmek istemem. Oysa ki hayat o kadar keskin çizgilere sahip değil; aksine birçok gri alan var yaşamımızda. Yaşadıkça renklenen, yaş aldıkça canlanan alanlar…
İhtiyacımız olan “yaşlanmak” değil, “yaş almak” belki de!
Yaşamlarınıza bakınca fark edeceksiniz; biz insanlar birçok alanda olgun, büyük ve heybetli olanı tercih ederiz. Masmavi bir okyanus varken kimse sığ bir su yatağının fotoğrafını çekmek istemez mesela ya da tek başına cılız bir dal, şekilsiz bir yaprak veya minik bir tomurcuğun güzelliğine kapılmaz. İri bir ağaç gövdesi, damarlarında tüm yaşam gücü görülen büyük bir yaprak veya açmış bir gül varken. Aynen doğa gibi bizde olgunlaştıkça güzelleşiriz.
Doğanın döngüsel mutluluğunu, fark etmemizin ilk adımı da burada aslında. Olgunlaştıkça anlarız bazı şeylerin kıymetini, olgunlaştıkça biliriz ne istediğimizi, olgunlaştıkça tanırız kendimizi ve bedenimizi…“Şarap gibi kadın” derler ama şarap gibi insanlarız. Yıllandıkça güzelleşiriz; yaş aldıkça kendimiz oluruz, kendimizi buluruz, içimizdeki gençlik canlanır.
Gençlik VS yaşlılık
Gençlikte bir olgunlaşma çabası varken, yaşlılıkta da bir gençliğe dönme çabası vardır. Gençliğin özlenen yanları, yaşlılığın da özenilen yanları vardır! Biz insanlar, hem gençliğin fiziksel ve zihinsel gücüne, enerjisine, öğrenme isteğine, merakına, coşkusuna hem de yaşlılığın bilgeliğine, görmüş geçirmişliğine, deneyimlerine, maddi kaynaklarına ve naifliğine sahip olmak isteriz. Oysa ki hepsinden birer tutam alabiliriz hayatımıza. Nasıl mı? Beynimizi eğiterek, bedenimizi dinleyerek, doğaya dönerek, zihnimizi dinginleştirerek, güzel beslenerek ve gelişime kucak açarak; kısaca yaşlanmaya karşı olarak değil, keyifle yaş alarak!
Her an gençleşmeye başlayalım o halde, var mısınız?
Gelişim adım adım, sürekli ve ileriye dönük bir süreç. Bu süreci renklendirmek ve müthiş bir deneyim haline getirmek bizim elimizde. Aslında hayatımızın tümünü kapsayan bu süreçte belli bir noktadan sonra kontrol bizim elimizde! Bu yazıyı okuyorsanız, o noktayı geçmişsinizdir zaten 🙂 O halde haydi, ipleri elimizde tutma, güzel yaş alma ve her yönden daha iyi hissetme vakti!
- Kitap okuyalım, gezelim, görelim, dinleyelim, film/dizi izleyelim; genel kültürümüzü arttıralım.
- Egzersiz ve meditasyon yapalım, sağlıklı (dengeli ve yeterli) beslenelim; bedenimizi güçlendirelim.
- Tabiatımıza karşı çıkalım; kendi sınırlarımızı öğrenelim.
Bunların hepsi, sağlıklı bir yaşlanma sürecinde bizleri destekleyecek. Bilişsel, sosyal ve fiziksel yönden belki de “en iyi halimiz” olmamızı sağlayacaklar… Bu yazıyı okudunuz ya, ruhunuz gençleşti, ben hissettim buradan 😇