Psikologların araştırmalarına göre zihnimizden bir günde 40 bin ila 70 bin düşünce geçiyor. Dikkat ederseniz zamanımızın çoğunu bir şeyler planlayarak, geleceği tasarlayarak ya da geçmişle didişerek geçiriyoruz. Geçmişe döndüğümüz zaman pişmanlık, kimi zaman öfke, bazen özlem hissederken, geleceği düşündüğümüz zaman, umut, kaygı, korku gibi duygular sarıyor içimizi. Tüm düşünceler, duygulara, duygular da fiziksel hislere dönüşüyorlar. O hisler de nihai olarak toksin olarak vücudumuzda birikiyorlar. Örneğin bir şeye sinirlendiğinizde genellikle başınız ağrır. Ya da korktuğunuz zaman kalbiniz çarpmaya başlar. Sistemden atılmadıkları sürece bu toksinler vücudumuzda birikerek hastalıklara sebep olurlar.
Korku, kaygı, hırs, nefret, öfke, hınç hayatımıza zarar veren, yaşam kalitemizi düşüren duygular. Ama çoğu zaman bu duygularla nasıl başa çıkacağımızı bilmiyoruz. Sıklıkla onları görmezden gelsek, yoklarmış gibi davransak ve çoğu zaman önemsemeden yaşayıp gitsek de şu bir gerçek ki; günümüzün çoğunu bir duygu kirliliği içinde geçiriyoruz. Hepimiz, geçmişten bugüne getirdiğimiz yüklü bir bavul taşıyoruz. Bu bavul, “izlenimler” bavulu!
Meditasyon, zihni bu yüklerden arındırarak, çabasızca dönüştürme yolculuğu
Her gün bedenimizi yıkıyoruz, temizleniyoruz. Oysa zihnimizi temizlemek çoğumuz için alışılmadık bir fikir. Meditasyonu zihnin elektrik süpürgesi olarak da düşünebilirsiniz.
Günümüzde çok moda olan bir söylem, “an’da kalmak”. Oysa tam da şu anda “an’da kalma” kararı alsanız, muhtemelen bunu başaramayacaksınız. Çünkü anda kalabilmek için önce zihni anda kalmasının önündeki engellerden, diğer düşüncelerden arındırmak gerek. Düzenli olarak meditasyon yapmaya başlamak, tam anlamıyla an’da kalabilmek için atabileceğiniz ilk adım. Düzenli meditasyon uygulamaları sayesinde daha uzun süre an’da kalabildiğinizi, duyu organlarınızın hassaslaştığını ve yaşamdan daha fazla tat aldığınızı hissedersiniz.
Meditasyon yapmaya yeni başlayanlar, genellikle durmaktan sıkıldıklarından şikayet ederler. Bu çok doğal, çünkü modern hayat adeta bize durmayı yasaklıyor. Bir dakika durduğumuz zaman kendimizi işe yaramaz hissediyoruz. Zihinlerimiz de hayatlarımız da son derece hareketli. Oysa durmak, bir süre kendine kalmak, duygu ve düşünceleri gözlemlemek, nefese odaklanmak, beden ile bağ kurmak ve zihni boşaltmak yani meditasyon, bilimsel bulgulara göre sağlık, huzur ve mutluluk yolunda atılabilecek önemli bir adım.
Bilim dünyası meditasyonun yararlarını şöyle sıralıyor:
- Endişe ve kaygıların azalması, sağlıklı duygular,
- Stresten arınmak,
- Konsantrasyonun artması,
- Hafızanın kuvvetlenmesi,
- Muhakeme yetisinin artması,
- Öz farkındalığın artması,
- Neşe ve mutluluğun artması,
- Bağışıklık sisteminin güçlenmesi,
- Yaşam enerjisinin artması,
- Uyku kalitesinin artması,
- İletişim yetilerinin kuvvetlenmesi,
- Yaşlanmayı geciktirmek.
Kaynak: Art of Living, Huffington Post, Live and Dare