YAZAN: BURCU ERBAŞ

En yaygın görülen cilt problemlerinden birisi olan akne, her yaştan kadın ve erkekte görülse de yaygın olarak ergenlikle ilişkilendiriliyor. Bunun en büyük sebebi de aknenin farklı tiplerinin, nedenlerinin, tedavi çeşitlerinin bilinmemesi. Bu bilinmezlik oldukça doğal bir cilt reaksiyonu olan aknenin yeterince konuşulmamasına dolayısıyla önlenebilecek ve tedavi edilebilecek sivilce problemlerinin özgüvensizlik, mutsuzluk hatta depresyon gibi ciddi psikolojik sorunlar doğurmasına yol açıyor. Güzel haber ise her sorun gibi aknenin de bir çözümü var! Sizin için hazırladığımız akne dosyasının ilk etabında bu bilinmezliği ortadan kaldırmak ve sivilce problemini tüm derinliğiyle ele almak için akne nedir ve neden oluşur sorularını soruyoruz. 


Akne nedir?

Akne oluşumu her çeşit sivilcede aynı gerçekleşir. Cildin kıl gözenekleri içerisinde çeşitli sebeplerden ötürü beliren mikroskobik birikintiler yani komedonlar gözenekleri tıkayarak akne oluşumuna neden olur. Komedonlar varlıklarını sürdürmeye devam ettikçe açık veya kapalı olarak ikiye ayrılırlar. Açık komedonlar siyah noktalara neden olurken kapalı komedonlar cildin üzerinde oluşan beyaz noktalara yol açar. İltihaplanan komedonlar ise cildin altında veya üstünde kızarıklığa, şişliğe yol açarak herkesin bildiği o “sivilce” görünümünü meydana getirir.

Aknenin çeşitleri

Oluşan aknenin türü komedonların o anki durumuna göre değişim gösterir. 

Komedon: Komedon akne beyaz ve siyah noktalara denir. Genelde yüzün yağlı bölgelerinde meydana gelirler. 

Papüller ve pastüller: Klasik sivilce görünümüne sahip kırmızı, şişik ve iltihaplı akne türüdür. Bakteri oluşumuna açıklardır, bedende inflamasyona sebep olurlar.  

Nodüller, kistler: Hormonal nedenlerle yaşanan sivilceler daha çok kistik akne formunda yaşanır. Diğer akne türlerinin aksine kistler cildin altında oluşur. Kırmızı şişlik halinde görülebilen veya hiçbir fiziksel belirtisi olmadan belirebilen kistik akneler dışarıdan temas halinde acı, sızı yaratabilir. İyileşmesi diğer türlere göre daha zor olan kistik akneler özellikle yüzün alt kısmında ve çenede yoğun olarak görülürler. 

Aknenin nedenleri

Çevresel etmenler kadar hormonların da neden olabileceği akne, en basit haliyle fazla yağ ve ölü deri nedeniyle tıkanmış gözenekler yüzünden oluşur. Tıkalı gözeneklerde üreyebilecek bakteriler vücudun savunma mekanizmasını alarma geçirerek inflamasyonu arttırır. Bunun sonucunda gözenek şişer, iltihaplanır ve kızarır. Bir başka deyişle sivilceler bedenin kendini koruma mekanizmasının bir ürünüdür. Vücudun savunma haline geçmemesi içinse akneyi tetikleyebilecek nedenlerin önlenmesi gerekir. 

Fazla sebum üretimi 

Cildin yağ gözenekleri tarafında üretilen ve asıl amacı nem ihtiyacını sağlayarak cilt bariyerini güçlendirmek olan sebum sıvısı gereğinden fazla salgılandığı zaman gözenekleri tıkar. 

Hormonal dengesizlikler 

Fazla sebum üretimi hormonal dengesizliklerden ötürü yaşanır. Çoğu zaman akne oluşumunun nedeni hormonaldir. Bu nedenle akne en çok ergenlik çağında, yani hormonal dengesizliklerin en çok görüldüğü zamanda gerçekleşir. Buna karşın modern yaşam koşulları; kronik stres, toksinler, sağlıksız beslenme, uykusuzluk ve daha nicesi özellikle kadınlarda yaş ilerledikçe bile ciddi hormonal dengesizliklerin görülmesine neden olur. 

Ölü deri hücreleri 

Cildin doğal gelişimi sırasında yeterince hızlı bir şekilde atılamayan ölü deri hücreleri aynı sebum sıvısı gibi gözenekleri tıkar. Bu durum bakteri oluşumu için gerekli ortamı sağlayarak akneye neden olur. 

Beslenme 

Sivilce oluşumu ve spesifik besinlerin tüketimi direkt olarak ilişkilendirilmese de cilt doktorları ve güzellik uzmanlarına göre yüksek glisemik endekse sahip gıdalar sivilce oluşumunda önemli bir rol oynar. Kandaki şeker seviyesini kısa sürede, hızlı bir şekilde yükselten bu gıdalar akne oluşumunda etkili hormonların salgılanmasını tetikler. 

Yüksek glisemik endekse sahip gıdalar ise şu şekilde sıralanabilir;

  • Yapay tatlandırıcılar, paketli gıdalar, tatlılar kısacası rafine şeker içeren tüm yiyecekler
  • Ekmek, pirinç, patates, nohut gibi nişastalı yiyecekler 
  • Peynir, dondurma gibi süt ürünleri
  • Süt ürünlerinin modern toplu üretim koşulları nedeniyle yüksek miktarda hayvansal hormon içermesi vücudun kendi hormon dengesini bozar. Sonucunda ise özellikle çene çevresinde görülen hormonal kistik akne yaşanır.
  • Soya bitkisi. Yüksek miktarda bitkisel östrojen içeren soya bitkisi fazla miktarlarda tüketildiği zaman insan östrojeninin vücuttaki etkisini taklit eder. Bu durum, klinik araştırmalar yetersiz kalsa da, özellikle kadınlarda hormon dengesini bozarak kistik akneye neden olabilir.

Takviyeler

Klinik bulgular ve araştırmalar özellikle B vitamini grubunun oral yolla alındığı zaman akneye neden olabileceğini gösteriyor. B12 ve Biotin (B7) vitaminleri cildin metabolizmasına etki ettikleri için B grubunun diğer üyelerine oranla akne ile daha sık ilişkilendirilirler. Cildin nem bariyeri için oldukça önem taşıyan B5 vitaminin emilimini azaltan Biotin ve vücuttaki inflamasyonu arttıran B12 vitaminlerini doktor gözetiminde, ihtiyaç dahilinde ve doğru dozlarda kullanmak takviyelere bağlı akne oluşumunu engelleyecektir. 

Çeşitli cilt bakım ürünleri 

Hindistan cevizi yağı, fondöten, pudra gibi gözenek tıkayan “komedojenik” cilt bakım ve makyaj ürünlerinin sıklıkla uygulanması ve cilt üzerinden doğru temizlenmemesi sebum ve ölü deri hücreleri kadar gözenekleri tıkar.  

Yeni kullanılmaya başlanmış akne karşıtı tedaviler

Aknenin en gizli nedenlerinden biri olan “kusma”; fiziksel veya kimyasal peeling etkisine sahip cilt bakımı ürünlerinin yeni kullanılmaya başlanması sonucu yaşanır. Cildin altında kalan aknelerin vücut tarafından hızla iyileştirilebilmesi için üst tabakaya çekildiği, cildin yeni ürünlere alıştığı bu kusma periyodu aslında iyileşmenin ilk adımıdır. Yaklaşık 4-6 hafta kadar süren, her zaman sivilce görülen bölgelerde yaşanan bu dönem, aknede ciddi bir azalma ve cilt kalitesinin gözle görülür şekilde artması ile sona erer. Bu nedenle cilt bakımı rutinine yeni bir akne karşıtı ürün eklendiyse ürünü sabırla ve tutarlılıkla kullanmaya devam etmek gerekir.  


Akne tedavisi 101: Etken maddeler

Akne tedavisinin temelini cildin sebum dengesini sağlamak ve gözenek tıkanmasını engellemek oluşturur. Cildin kendi yağ dengesini kuramadığı, ölü derileri atamadığı zamanlarda gözenek temizleyen etken maddeler bu işi üstlenebilir. 

  • AHA+BHA asitleri

Gözeneklere derinlemesine nüfus ederek biriken yağı, kiri ve ölü deriyi temizleyen bu asitler cildin sebum dengesini sağlar. Laktik ve glikolik asitler AHA asitlerini oluştururken akne tedavisinde en sık başvurulan BHA asidi ise salisidik asittir. 

  • Benzoil Peroksit 

Anti bakteriyel özellikleri sayesinde tıkalı gözeneklerin içinde oluşabilecek bakteri formasyonu ile savaşır. 

  • Retinol

A vitamini türevi olan retinoid grubu hücre yenilenmesini hızlandırdığı için gözeneklerde ölü deri birikmesinin önüne geçer, kolajen üretimini destekler, akne problemi kadar yaşlanma belirtileri ile de savaşır. Yetişkinlikte görülen aknelerin tedavisinde rahatlıkla başvurulabilir.

Akne tedavisi için en iyi bakım rutini 

1.Cilt temizliği

Cildi düzenli olarak kirden, makyajdan ve fazla sebumdan arındırmak akne tedavisinin ilk adımını oluşturur. Cildin ihtiyacına ve aknenin şiddetine göre günde 1-2 kere, içerisinde salisidik asit gibi kimyasal peeling etkisine sahip etken maddeler bulunduran yüz temizleyici jel/kremlerle cildi temizlemek gerekir. Buna ek olarak geceleri ilk önce micellar su ile makyajı çıkarıp daha sonra bir yüz temizleyici kullanmak bir başka deyişle çift temizleme yapmak etkiyi katlayacaktır. 

Yüz temizliğinde cilt bariyerini oluşturan yağ asitlerini ayırmamaya ve aşırı kuruluğa bağlı fazla sebum üretimine yol açmamaya dikkat etmek gerekir. Kuru cilt tiplerinde de görülebilen aknenin tedavisinde yağlı ciltlere uygun temizleyiciler kullanmak ters etki yaratır. Bu nedenle kuru/normal cilt tiplerinin çok sert temizleyiciler yerine doğal, nemlendirici jel/kremler kullanması daha doğru olur. Ek olarak cilt bakım rutinini mevsimlere göre değiştirmek; kışları daha hafif, yazları ise daha güçlü ürünler kullanmak cildin aşırı kurumasını engeller. 

2. Ölü deriden arındırma

Cildi temizlemek mikroskobik boyutlarda gözenekleri tıkayan ölü derileri ve fazla sebumu çıkarmaya yetmeyebilir. Bu nedenle kimyasal veya fiziksel bir peeling kullanmak önemlidir. AHA+BHA asitleri ile kimyasal bir temizlik yapan ürünler veya içerisinde kil gibi cildi tahriş etmeyecek kadar küçül partiküller içeren fiziksel peelingler kullanmak gerekir. Bu adım aknenin şiddetine göre haftada 3 kereden her güne kadar uygulanabilir. Düzenli olarak her gün uygulanan peelingin çok güçlü olmamasına dikkat etmek gerekir. 

3. Akne karşıtı aktif içeriklerin uygulanması

Akne tedavisinin başrol oyuncuları aktif içerikler ve lokal işlemler yüz temizliğini takiben uygulanır. Cilt tipine, problemin şiddetine ve türüne göre uygulaması farklılaşan AHA+BHA asitleri, retinol gibi etken içerikleri deneme yanılma yoluyla keşfetmek cildin en iyi cevabı verdiği bir kişisel bakım rutininin oluşmasını sağlar. 

4. Nemlendirme

Akneye yatkın ciltlerin de nemlendirilmeye ihtiyacı var. Çift temizleme, kimyasal peelingler güçlü etken maddeler cildi yağdan arındırmaya dolayısıyla kurutmaya meyillidirler. Bu nedenle her sabah ve akşam cilde nemini geri kazandırmak için gözenekleri tıkamayan bir nemlendirici uygulamak çok önemlidir. Aksi durumda nem bariyeri bozulan ve aşırı kuruyan cilt kendini korumak adına yağ gözeneklerine daha çok sebum üretmesini söyler. Bu da daha yağlı bir cilde, tıkalı gözeneklere yani sivilcelere neden olur. 

5. Güneşten koruma

Çoğu akne karşıtı ürün cildin hassasiyetini arttırarak güneşe karşı daha korumasız hale getirir. Bu nedenle her sabah nemlendiriciyi takiben çinko bazlı gözenek tıkamayan bir güneş kremi uygulamak cildi zararlı UV ışınlarından, erken yaşlanma belirtilerinden korurken uzun süreli sivilce lekelerinin oluşmasını engeller.

Yüzünüzü ellemeyin. 

Sivilceleri sıkma isteği oldukça baştan çıkarıcı olabilir. Fakat evde, uzman kontrolü olmadan sıkılan sivilceler bakterinin dağılmasına, yara oluşumuna, lekelenmeye hatta kalıcı hasara yol açabilir.

Gün içerisinde de elleri sıklıkla yüze götürmek cilde bakteri taşır. Bu nedenle yüzü mümkün olduğunca ellememek sağlıklı cildin anahtarıdır. 

Az ürün, çok verim!

Akne tedavisinde dengesi bozulmuş ve hassasiyete açık cildi bir sürü ürüne, güçlü etken maddelere, takip edilmesi giderek zorlaşan 12 adımlık rutinlere maruz bırakmak ters etki yaratır. Az ürün, çok verim felsefesi ile en iyi sonuçlar alınan akne tedavisinde kullanılan sayılı ürünü de az miktarda cilde uygulamak, mümkün olduğunca doğal içeriklere yönelmek cilt mikrobiyotasının korunmasını sağlayacaktır. 

Tutarlı ve sabırlı olun. 

Cilt bakımı rutinlerinin istenilen sonuçları vermesi zaman ve emek alır. Sadece sivilce çıktığında değil her daim belirli bir rutini takip etmek sadece var olan sivilceleri iyileştirmekle kalmaz gelecek akne problemlerinin de önüne geçer.

Akne karşıtı etken maddeler etkilerini düzenli kullanımı takip eden 1. veya 2. ayda gösterirler. 4-8 hafta süren ilk alışma periyodunda ise cilt tabakasının altında seyreden akneler iyileşme süreçlerini tamamlamak için cildin üstüne çıkabilir. Bu da kullanılan akne karşıtı ürünün sivilceye neden olduğu algısını yaratabilir. “Kusma” olarak da bilinen bu süreçte sabırlı olmak, cildi rahat bırakmak ve ürüne şans tanımak gerekir. Eğer 1-2 ay sonrasında da herhangi bir gelişme söz konusu değilse o içerik cilt tipine uygun olmayabilir. 

Uzman yardımı alın. 

Evde uygulanan akne tedavilerinin işe yaramadığı noktada bir dermatoloğa veya cilt bakım uzmanına danışmak en doğru tercih olacaktır. Uzman kontrolünde uygulanabilecek medikal kremler, ilaç tedavileri, ışık terapileri, lazer veya microneedling inatçı akne problemine kesin çözüm sunabilir. Akne probleminin altında yatan başka sağlık problemlerini ise gerekli testler, kontroller ve tedaviler ile çözümlenebilir. 



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP