Vücuttaki en büyük organ olan cildimiz, aynı zamanda dinamik ve kompleks bir canlı ekosistemi de üzerinde barındırıyor. Cildin en üst tabakasında yaşayan mikroorganizma topluluğu yani cilt mikrobiyotası vücudun koruyucu kalkanı olarak işlev görüyor. Cilt bariyerini güçlendirmekle görevli olan mikrobiyata inanılmaz bir büyüklüğe sahip.

Örneğin cildin 1 metre karesinde 1 milyar bakteri bulunuyor. Genetik ve yaşam koşulları ile oluşan, her insan davranışı ve dış etmenle şekillen bu canlı ekosisteminin çeşitliliği zamanla değişiyor. Günümüz yaşam koşulları yüzünden de her geçen zaman kötüye gidiyor.

Dengesi ve çeşitliliği bozulan cilt mikrobiyotası, hastalıklara sebep olabiliyor ya da bir hastalığın habercisi olabiliyor. Bu nedenle her insan cilt mikrobiyotasındaki değişimlere kulak vermeli. Peki bu değişimleri nasıl anlarız? Gelin cildin ilk savunma hattı olan bu canlı ekosistemi daha yakından tanıyalım!

İlginizi çekebilir: Kişiselleştirilmiş Cilt Bakımı

Cilt mikrobiyotasının doğuşu

Bağırsak mikrobiyotasının iyi yaşam dünyasındaki popülerliğinin aksine cilt mikrobiyotası, 9 sene önce Kong ve Segree isimli bilim insanlarının başlattıkları The Human Microbiome projesi ile gündeme geldi. Cilt mikrobiyotası hakkında yapılan birçok araştırma dünyada çok yaygın görülen ve kronikleşebilen cilt problemleri ile mikrobiyota çeşitliliğini ilişkilendirmeye yardımcı oldu. 

Ne gibi durumlarda cilt mikrobiyotası bozulabilir?

Cildimiz gün içinde kirlilik, kimyasallar, mevsim değişiklileri, havadaki partiküller ve daha nicesi ile karşı karşıya geliyor. Bunların hepsi mikrobiyota üzerinde bir etki bırakıyor. Cildin kronik olarak iritanlara maruz kalmasının kısa ve uzun dönem sonuçları ise hala araştırılıyor. Ancak makyaj malzemelerinin, cilt bakım ürünlerinin veya şehir kirliliğinin mikrobiyota çeşitliliği üzerinde iyi bir etki bırakmadığı da biliniyor.

Cilt problemlerine yol açabilecek patojenlerden cildi korumakla görevli mikrobiyota, hasar gördüğü ve çeşitliliği azaldığı zaman cildin ilk savunma kalkanı çöküyor. Vücut sistemine giren patojenler de aşağıda listelenen hastalıklara sebep verebiliyor.  

Cilt mikrobiyotası çeşitliliğinin bozulmasına bağlı ortaya çıkabilen cilt hastalıkları:

  • Kepek
  • Akne
  • Sedef
  • Egzema
  • Atopik dermatit
  • Kronik cilt lezyonları
  • Kemik iltihabı
  • Yaşla beraber ciltte azalan sebum üretimi sonucu oluşan kırışıklıklar.

İlginizi çekebilir: Sivilceler Sağlığımız Hakkında Ne Söylüyor?

Cilt mikrobiyota çeşitliliğini nasıl koruyabiliriz?

Cilt mikrobiyotasını korumak için izlenmesi gereken yol aslında oldukça basit ve uygulanabilir. Burada önemli olan cildimize değen ürünlerin az sayıda ve minimum içerikte olması gerekiyor. Böylelikle cildimiz daha az işlem görüyor.

Daha az ürün ve işlem cildin enflamasyon, alerji, iritasyon ve hassasiyet gibi problemlerle karşılaşmasının şansını azaltıyor ve ekosistem çeşitliliğinin azalmasının önüne geçiyor. Farkındalıkla seçilmiş ürünlerin her gün aynı sırada uygulanarak bir rutin oluşturulması da cildin içeriklere daha kolay alışmasını ve adapte olmasını sağlıyor. 

Az sayıda kullanılan ürünlerin içeriklerinin az oldukları kadar kaliteli ve doğal olmaları da gerekiyor. İçindeki etken maddeleri doğal sinerji içinde çalışan cilt ürünlerini tercih etmek mikrobiyota çeşitliliğini yani cildin savunma hattını koruyor. Pre+pro+postbiyotik içeren cilt bakım ürünleri mikrobiyotanın kaybettiği çeşitliliği geri kazandırmaya ve cilt bariyerini nemlendirip güçlendirmeye destek oluyor.

İlginizi çekebilir: Probiyotik, Prebiyotik ve Postbiyotik Nedir?

Buna ek olarak, beynimiz ve cildimiz ile bağlantılı bağırsak florasının sağlığı cilt mikrobiyotasına yansıyor. Dengeli beslenme, iyi uyku düzeni ve egzersiz bağırsakları, dolaylı yoldan cildi mutlu ediyor. Bir başka deyişle vücudun enfeksiyondan ve inflamasyondan korunması ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi her organa olduğu gibi cilt sağlığına da çok iyi geliyor. 

İlginizi çekebilir: 7 Bitkisel Sinerji Önerisi ile Daha Sağlıklı Bir Kış



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP