Bu dünyada hiç doğduğunuz şehir hatta ülkeden başka bir yere ait olduğunuzu, mutluluğunuzun kendi yaşam alanınızda değil dünyanın başka bir ucunda gizlendiğini düşündünüz mü? Cevabınız evetse, sizi yer değiştirmeniz için harekete geçirecek işaretler astroloji ve coğrafyayı birleştiren astrokartografide gizleniyor olabilir. Astrolojinin kadim kökenlerine kıyasla çok yeni oluşmuş astrokartografi sözdebiliminde kişinin doğum haritası Dünya haritasına yansıtılıyor ve yaşanacak dönüm noktaları ve önemli günlerin nerede gerçekleşeceği tayin ediliyor. Siz de gerçek potansiyelinizin hangi şehir hatta ülkelerde gerçekleşeceğini doğum haritanızın rehberliğinde öğrenmek isterseniz astrokartografi nedir, ne için ve nasıl kullanılır araştırdık!
Astrokartografi nedir?
Doğduğumuz ilk anda Güneş sistemimizdeki gezegenlerin tam olarak bulundukları konumun bir fotoğrafı çekilecek olsa, bu bizim doğum haritamız olurdu! Günü güneş doğumu, öğleden sonra, güneş batımı ve gece yarısı olarak 4’e ayıran astroloji, gezegenlerin bu zaman dilimine göre nereye düştüklerini hesaplayarak 12 evimizi ve ilgili burçlarını tayin ediyor.
Klasik astrolojinin bu okumasına “Doğduğumuz yerin de belirli gezegensel enerjileri vardır.” savını katan astrokartografi, coğrafya ve astronomiyi kullanarak doğum haritasına mekansal bir bağlam kazandırıyor. Öyle ki bir astrokartograf kişinin doğum haritasına bakarak nerelerde önemli olaylar yaşayacağını, hangi yerlerin o kişi için büyük bir öneme sahip olacağını görebiliyor. Örneğin Venüs çizgisinin geçtiği bir yerde kişinin ikili ilişkileri hayatının önceliklerinden birisine dönüşebiliyor, normalden daha çok romantik hayatı ile haşır neşir olabiliyor. Astrokartografiye göre dünyaya yayılan her bir gezegen çizgisi henüz keşfetmediğimiz veya bastırdığımız potansiyellerimizi içinde barındırıyor.
Astrokartografi ne için kullanılır?
Yeni taşındığınız bir şehrin hatta ülkenin size çok iyi geldiğini, potansiyelinizi gösterebildiğinizi, içinizdeki ışığı parlattığını hiç düşündünüz mü? Belki de aksine yeni bir yere taşındığınızda kendinizi yorulmuş, tükenmiş, sıkılmış, mutsuz bulduğunuzu? Astrokartografi kişinin taşınmayı, seyahat etmeyi, evlenmeyi, tatil yapmayı, okumayı veya çalışmayı düşündüğü yerleri doğru seçmesine yardımcı olmayı amaçlıyor. Bir nevi gideceğimiz yerin bizim için nasıl enerjiler tuttuğunu önceden anlayabilmemizi sağlıyor. Tabii ki aynı astroloji gibi astrokartografi de herhangi bir bilimsel dayanağı olmayan, kişinin öz farkındalık ve spiritüel gelişimine yardımcı olan bir araçtan öteye gitmiyor.
Astrokartografi haritası nasıl okunur?
İnternette online olarak çıkarılabilen astrokartografi haritalarında 10 gezegenin çizgileri ve bu çizgilerin yaptıkları açılar bulunuyor. Bu 10 gezegen çizgisine bir de yükselen (AC), alçalan (DC), öğle noktasındaki Midheaven (MC) ve gece yarısı noktasındaki İmium Coeli (IC) ekleniyor. Bu çizgilerin ne gibi anlamlar taşıdığı ise aşağıdaki gibi ilerliyor:
- En pozitif çizgilerden olan Güneş çizgisi gücü, ünü, öz güveni dünyada en çok nerede bulabileceğimizi gösteriyor.
- Ay çizgisi ise en çok nerede kendimizi “evimizde” hissedeceğimizi, aidiyet duygumuzun yükseleceğini hatta kendi ailemizi kurmak için en ideal yerin neresi olduğunu işaret ediyor.
- Venüs çizgisi aşk hayatında nerede en şanslı olacağımızı, kendimizi daha çekici hissedeceğimizi, sosyal çevremizi büyütebileceğimizi söylüyor.
- İletişimin gezegeni Merkür çizgisi ise yeni bilgiler edinmenin, eğitim ve öğrenimin en doğru adresinden geçiyor. Aynı zamanda bu noktalarda bizi hareketli bir sosyal hayatın beklediğini anlatıyor.
- Mars çizgisi ise peşinden koştuğumuz bir hayalin nerede finalize olabileceğine dair bir içgörü veriyor çünkü Mars’ın geçtiği yerde kişi kendi daha motive, hırslı, yaratıcı ve enerjik hissediyor. Öte yandan bu yerde bizi tartışmaların, engellerin ve sert bir enerjinin beklediğini de hatırlatıyor.
- Jüpiter’in geçtiği yerler şans, bereket, bolluk ve gelişim ile doluyor! Kişiye umut aşılayan bu yerler hayata karşı bakış açısının pozitifleşmesine yardımcı oluyor.
- Satürn’ün geçtiği yerlerse kişiyi öz disiplin ve sıkı çalışma ile olgunlaşmaya ve gücünü keşfetmeye çağırıyor.
- Uranüs çizgisi kişinin en ani ve sarsıcı değişimler yaşayacağı, en görülemeyen olayların gerçekleşeceği yerleri saptıyor.
- Neptün çizgisi hayal gücünün, yaratıcılığın artacağı ve aktif dinlenme halinin en rahat şekilde yakalanabileceği noktalardan geçiyor.
- Plüton çizgisi hayata yeni bir sayfa açmanın ve en baştan başlamanın ideal noktasını gösteriyor.
- Chiron çizgisinde ise kendimizi hassas, duygusal ve şefkatli hissediyoruz, kalbimizi en rahat bu noktada açmaya istekli oluyoruz.
- Kişinin yükseleni öz benliği ve potansiyelini belirlediği için AC çizgisinin geçtiği yer bu farkındalığa en rahat erişeceği yeri gösteriyor.
- MC ise kişinin kariyer seçimine ve başarıyı nasıl kazanacağına dair bir içgörü sunduğu için bu çizginin geçtiği yer kişinin mesleki hayatında hızla ilerleyeceği şehri işaret ediyor.
- DC başka insanlarla nasıl etkileşim kurduğumuzu belirliyor. Bu çizginin haritada değdiği noktalar derin bağlar, uzun arkadaşlıklar, rehberler, mentorlarla yolumuzun kesişeceği yerleri gösteriyor. Hatta bu yerlerde bizi ruh bağlantılarının beklediğini söylüyor.
- IC ise kökenlerimizi ve karmik yükümüzü sembolize ediyor. Bazı yerlerde ailemizle çok iyi anlaşırken diğer mekanlarda büyük kavgalara giriyorsak bu ikinci mekanlardan geçen IC çizgisi konuşmalarımıza karmik yükümüzü taşıyor.
Nitekim aynı doğum haritası gibi astrokartografinin de bu işte uzman bir kişi tarafından tüm detay ve açılara bakılarak anlamlandırılması gerekiyor. “Jüpiter’in geçtiği çizgi üzerinde ben çok şanslı olacağım!” kadar kolay bir mantıkta doğru sonuçlar vermeyen astrokartografi aynı şekilde IC’nin geçtiği tüm noktalarda zorluk ve engellerin yaşanacağı anlamına da gelmiyor. Günün sonunda başımıza gelen olaylar kadar içinde bulunduğumuz mekanlara da gerçek anlamlarını kazandıran bizlerin bakış açısı ve tepkileri oluyor.
Astrokartografi gezegenlerin veya çizgilerin ötesinde bize hayatın sadece kronolojik şekilde değil aynı zamanda mekansal olarak da ilerlediğini hatırlatmaya yarıyor. Hayata bakış açımızı genişletmeye, vizyonumuzu konfor alanımızdan öteye götürmeye yardımcı olan astrokartografi hayatın sayısız olasılık ve daimi değişimden ibaret olduğunu gösteriyor. Kimi değişimler bize keyif ve mutluluk verse de diğerleri bizi gelişmeye, öğrenmeye zorluyor. Nitekim iyisi ve kötüsüyle her mekansal değişim kendi potansiyelimizi keşfetmemiz, sosyal ağımızı büyütmemiz, yeni deneyimler yaşamamız ve kişisel gelişimimizi tamamlamamızda bize aracı oluyor.