Her çift, ilişkilerinde zaman zaman karşılaştığı zorlukların üstesinden gelirken benzersiz bir deneyim yaşar. İlişkilerde çatışmalar kaçınılmazdır ancak bu çatışmalar, ilişkilerimizi güçlendirmek, anlayışımızı derinleştirmek ve birbirimize daha fazla bağlanmak için birer fırsat haline dönüştürülebilir. Çiftler ve çatışma sanatı, sevgi ve uyumu korurken farklılıklarla birbirimizi kabullenmeyi, empati kurmayı ve iletişim becerilerimizi geliştirmeyi içerir. Klinik Psikolog Sina Kural, çiftlerin ilişki içerisinde yaşadığı çatışmaları anlama, yönetme ve olumlu bir şekilde dönüştürebilme adımlarını anlattı.
İlişkide çatışma stilleri nedir?
İlişkiler, hayatımızın temel bir parçasıdır ve ilişkilerimizin derinliği, yoğunluğu ve duygusal getirisi nedeniyle çatışmalar kaçınılmazdır. Önemli olan, bu çatışmaları bir gelişime, öğrenime ve fırsata dönüştürebilmektir. John Gottman’ın araştırmalarına göre, çiftlerin karşılaştığı problemlerin %70’i çözümsüz olabilir.
Bu, çoğu çiftin kişilik farklılıkları, dünya görüşleri, kültürleri, aileleri ve buna benzer farklılıklardan sebep olabilir. Bunlarla başa çıkmak bazı durumlarda zor gibi gözükse de problemi problem yapan bakış açımızın değişime uğrayabildiğini ve yeniden şekil alabileceğini göz önünde bulundurmak faydalı olabilir. Örneğin, bir partner sürekli gecikmeye meyilli iken diğer partner çok dakikse, başarılı çiftler bu tür çatışmaları tekrarlayan kavgalara yol açmadan nasıl yöneteceklerini öğrenirler.
Çatışma konusundaki temel inançlarımızı ailelerimizin bizi yetiştirme tarzı ve şekilleri üzerine miras alırız. Bu inançlar ise çatışma stillerimizi şekillendiren önemli bir etkendir. Bu inançları ve deneyimleri tanımak, doğal ve etkili olmayan eğilimlerimizi çatışma sırasında aşmamıza yardımcı olabilir. Genellikle çiftlerin “fırtına” (thunderstorm) ve “kaplumbağa” (turtle) olarak adlandırılan iki farklı çatışma stilinden birini benimser.
Fırtına stili, çatışmalar sırasında duygusal ve coşkulu bir tepki veren partnerleri tanımlar. Kaplumbağa stili ise, çatışma anında daha geri çekilen, sakin ve çatışmadan kaçınan bir yaklaşım sergileyen partnerleri ifade eder. Her iki stilin de avantajları ve zorlukları vardır ve ilişkilerde nasıl başa çıkılacağını anlamak, daha sağlıklı çiftler ve çatışma yönetimi için bir adım olabilir.
Dan Wile’ın 3 aşamalı yaratıcı modeli
Profesör Dan Wile’a göre bu aşamada, çiftler çatışmanın tam ortasındayken çözüm arayışına girmeden sadece tartıştıkları bölüm olarak tanımlanır.
İlk aşama: Saldırı – Saldırı
Profesör Dan Wile’a göre bu aşamada, duygusal tepkileri ifade etmek önemlidir. Genellikle çiftler saldırma aşamasından sonra fırtına veya kaplumbağa tepkilerini gösterebilir. O nedenle partneriniz çatışma anında konuşmak istemiyor veya kaçıyorsa, bilin ki partneriniz “kaplumbağa” çatışma stilini benimsemiştir. Bu insanlar genellikle olayları sindirmek ve duygularının sakinleşebilmesi için zamana ve alana ihtiyaç duyarlar. Diğer taraftan, “fırtına” stilini benimsemiş bireyler genellikle kavga esnasında duygularını karşı tarafa aktarmak, ikna etmek ve anlaşılmak isterler. Saldırı anında kırıcı ve üzücü sözler söylerler ve genellikle duygularını fark etmeleri, sinirli olduklarında ihtiyaçlarını tanımlayabilmeleri önemlidir.
İkinci aşama: Kabul Et – Kabul Et
Bu aşamada çiftler, kendi katkılarını kabul etmeli ve kendi duygusal tepkilerini anlamaya çalışmalıdır. Burada gözlem ve araştırma yapmamız, aynı zamanda tepkilerimizi objektif bir gözle incelememiz kritik bir rol oynar. Bunu başarabilen çiftler genellikle bir sonraki aşamaya geçer.
Üçüncü adım: İş birliği Yap – İş birliği Yap
Çiftler bu aşamada, düşmanlardan müttefiklere dönüşmelidir. İhtiyaçları ve hissettikleri hakkında açık, empati ve anlayış ile besledikleri bir iletişim tarzı olduğu takdirde çatışma verimli bir şekilde sonuç verir. Bu noktada karşılıklı sorumluluk alınan noktaların paylaşılması ve partnerimizle ilişkimizin sevgi, saygı ve empati çerçevesinde olduğunu anımsamak faydalı olacaktır.
Çatışmanın ardından paylaşılan bir ritüel ve onarıcı bir konuşma, ilişkiyi güçlendirmek ve büyütmek için faydalıdır. Çatışmaların aslında ilişkilerin doğal bir parçası olduğunu kabul etmek ve bu çatışmaları olumlu bir şekilde ele almak, ilişkilerin uzun vadeli başarısının anahtarıdır. İyi bir iletişim ve çatışma yönetimi, sağlıklı ve mutlu bir ilişkinin temel taşlarıdır. Bu önerilerin, çiftlerin çatışmalarını azaltmalarına ve birlikte büyümelerine yardımcı olabilmesini dilerim.