YAZAN: ALEYNA TEPE İPER

Günümüzde çoğu insan dışarıdan bakıldığında normal ve işlevsel bir hayat sürdürürken içsel olarak kopuk, yorgun ve sıkışmış hissedebiliyor. İşe gitmek, sosyal etkinliklere katılmak ve günlük işleri sürdürmek gibi rutinlerimiz devam ederken, aslında bir tür “donma” durumu yaşayabiliyoruz. Bu durum, sinir sistemimizin yoğun stres ve travmalara karşı geliştirdiği bir hayatta kalma mekanizması olan fonksiyonel donma olarak adlandırılıyor. Peki, fonksiyonel donma nedir? Neden ve nasıl deneyimlenir? Başa çıkma yolları nelerdir? Sizin için araştırdık!


Fonksiyonel donma (functional freeze) nedir?

Fonksiyonel donma, işe gitmek, sosyal etkinliklere katılmak ve günlük işleri sürdürmek gibi dışarıdan bakıldığında hayatınıza normal bir şekilde devam ettiğinizi düşündürecek eylemleri sürdürürken aynı anda iç dünyanızda kopuk, uyuşmuş ve sıkışmış hissettiğiniz anları ifade eder. Bu durum, sinir sistemimizin stres ve travmaya karşı geliştirdiği bir hayatta kalma mekanizmasından kaynaklanır.

Aşırı strese sebep olan travmatik deneyimler her zaman herkes için başa çıkılabilir olamayabilir. Dayanıklılığınız, bilişsel ya da duygusal kapasiteniz karşı karşıya kaldığınız durumla başa çıkabilmeniz için yeterli olmayabilir. Böyle durumlarda bedeniniz ne yapacağını bilemez ve metaforik olarak “ölü takliti yapmak” olarak adlandırılan donma tepkisi verir. Donma tepkisi genellikle fiziksel hareketsizlik, kopukluk ya da duygusal uyuşma olarak kendini gösterir. Geleneksel donma tepkisi, tehdit ortadan kalktığında sona erer. Ancak stres faktörleri devam ettiğinde, kişi fonksiyonel donma durumuna geçer. Bu durumda sinir sisteminiz sürekli alarmda kalır ancak dışarıdan bakıldığında işlevsel görünmeye devam edersiniz.

Fonksiyonel donmaya sebep olan faktörler nelerdir?

Fonksiyonel donma, sinir sistemimizin yoğun stres, travma veya duygusal yüklerle başa çıkmaya çalışırken verdiği devamlı bir tepki olarak ortaya çıkar. Bu durumun arkasında birçok neden olabilir ve bu nedenler genellikle bireyin yaşam deneyimlerine ve stresle başa çıkma becerilerine bağlıdır.

  • Geçmiş travmalar: Geçmişte yaşadığınız fiziksel, duygusal ya da psikolojik travmalar, sinir sisteminizin donma tepkisini öğrenmesine neden olabilir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan ihmal veya istismar gibi durumlar, kişinin tehdit algısını artırabilir ve donma tepkisini otomatik bir savunma mekanizması haline getirebilir. Bu da günlük yaşamın küçük streslerinde bile bedenin donma tepkisi vererek devamlı olarak bu durumu deneyimlemesine sebep olur.
  • Kronik stres: Uzun süreli stres, sinir sisteminizi sürekli alarm durumunda tutar. İş baskısı, finansal zorluklar ya da ilişki sorunları sinir sisteminizi yorar ve fonksiyonel donmayı tetikleyebilir. Sinir sisteminiz bu sürekli stresle baş edemez hale geldiğinde, donma durumuna geçiş yapabilir. Stres kaynağı devamlı olduğunda ve kronikleştiğinde ise fonksiyonel donma durumu deneyimlenir.
  • Tükenmişlik hissi: Yoğun iş yükü, uzun çalışma saatleri ya da yeterince dinlenememe gibi durumlar, tükenmişliğe yol açabilir. Bu durumda, kişi fiziksel ve zihinsel olarak işlevsel görünmeye devam ederken içsel olarak kendini kopmuş ve tükenmiş hissedebilir.
  • Duygusal ve içsel çatışmalar: Yoğun duygusal baskılar veya çözülmemiş içsel çatışmalar da donma tepkisini tetikleyebilir. Örneğin, ilişkilerde yaşanan yoğun tartışmalar veya duygusal olarak incinmiş hissetmek, savunma mekanizmasını aktive ederek donma tepkisininin devreye girmesine neden olabilir.
  • Çevresel ve toplumsal faktörler: Çevresel stres kaynakları da fonksiyonel donmayı tetikleyen unsurlardan biridir. Örneğin, ekonomik belirsizlik, eko anksiyete, sosyal izolasyon ya da pandemi gibi küresel krizler, donmuş, çaresiz ve sıkışmış hissetmeye neden olabilir.
  • Bireysel özellikler ve dayanıklılık: Bazı kişilik özellikleri, bireyleri fonksiyonel donmaya daha yatkın hale getirebilir. Örneğin, sürekli etrafındakileri düşünen, mükemmeliyetçi ya da aşırı duyarlı bireyler, stresle başa çıkmada daha fazla zorlanabilir. Aynı şekilde, duygusal dayanıklılığı düşük bireylerin de travma veya stres karşısında fonksiyonel donma deneyimlemesi daha olasıdır.

Kısacası fonksiyonel donma, genellikle yoğun stres, travma ve duygusal yüklerin birikimiyle ortaya çıkan sinir sisteminin kendini koruma mekanizmasıdır. Bu durumu tetikleyen faktörler bireysel farklılıklar gösterse de temelinde kronik stres, geçmiş travmalar ve duygusal çatışmalar yatar. Bu nedenle, fonksiyonel donmanın farkına varmak ve altta yatan sebepleri anlamak faydalı olabilir.

Fonksiyonel donma belirtileri nelerdir?

Motivasyon eksikliği ya da yorgunluk gibi belirtilerle tükenmişliğe benzeyen fonksiyonel donma, çok sayıda farklı nedenden kaynaklanabilir ve kendisini çeşitli semptomlarla belli eder. Bu semptomları fark etmek ve henüz başlangıçta gerekli önlemleri almak, fonksiyonel donma durumunun hayatınızın büyük bir alanını etkilemesini ya da sebep olabileceği kalıcı hasarı önleyici önlemler almanızı kolaylaştırır. Fonksiyonel donma belirtilerinden bazıları aşağıdaki gibi sıralanabilir.

  • Devamlı bitkin olmak ve fiziksel olarak yeterli enerjiye sahip olunsa bile hareket edemeyecek kadar yorgun hissetmek.
  • Motive olmakta ve temel kişisel bakımı sürdürmekte zorlanmak.
  • Sebebi anlamlandırılamasa ya da düşük seviyede olsa dahi korku ve endişe hissetmek.
  • Sosyal çevreden uzaklaşarak yalnız zaman geçirmek istemek, kopuk ve izole hissetmek.
  • Yapacak çok işiniz varmış ya da her şey çok zormuş gibi hissederek görevlere başlamayı ya da devam eden projeleri tamamlamayı ertelemek.

Fonksiyonel donma durumu, kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Öte yandan bu belirtiler uzun vadede daha büyük psikolojik ya da fizyolojik sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, bu belirtileri fark ettiğinizde sinir sisteminizi düzenlemenize yardımcı olacak pratikler deneyimlemek ve gerektiği noktada bir uzmandan destek almak faydalı olabilir.

Fonksiyonel donma ile nasıl başa çıkılabilir?

Fonksiyonel donma, kalıcı bir durum değildir. Sinir sisteminizi yeniden düzenlemeye ve zihinsel-bedensel bağlantıyı güçlendirmeye yönelik uygulamalarla hayatınızın dengesini yeniden sağlayabilirsiniz.

Doğayla bağınızı pekiştirin.

Doğa, sinir sistemimizi yatıştırıcı ve yenileyici bir etkiye sahiptir. Açık havada vakit geçirmek, özellikle yeşil alanlarda yürüyüş yapmak, zihinsel yorgunluğu azaltır ve bedeninizdeki stresi hafifletir. Ayrıca doğa, günümüzün yoğun yaşam temposunda kaybolan, anı yaşama farkındalığını geri kazanmamıza yardımcı olabilir. Doğada geçirilen vakit, “savaş ya da kaç” modundan çıkmanıza ve “dinlen ve sindir” moduna geçmenize yardımcı olarak sinir sisteminizi yeniden dengeleyebilir.

Fiziksel harekete zaman ayırın.

Fiziksel hareket, bedeninizde biriken stresi serbest bırakmanın en etkili yollarından biridir. Düzenli egzersiz, endorfin salınımını artırarak ruh halinizi iyileştirir ve fonksiyonel donma durumundan çıkmanıza destek olur. Egzersiz sırasında bedeninize odaklanmak, zihinsel kopukluk hissini azaltabilir ve kendinizi yeniden dengelenmiş hissetmenizi sağlar. Bunun yanı sıra, hareket etmek kan dolaşımını hızlandırarak bedeninizin ihtiyaç duyduğu enerjiyi geri kazandırabilir.

Nefes tekniklerinden ve meditasyon pratiklerinden faydalanın.

Nefes teknikleri ve meditasyon, sinir sistemini yatıştırmada ve beden-zihin bağlantısını güçlendirmede oldukça etkilidir. Örneğin, diyafram nefesi gibi basit bir teknik, sinir sisteminizi sakinleştirir ve bedeninize güvenli bir alan sağladığınıza dair sinyal gönderir. Meditasyon pratikleri düşüncelerinizi düzenlemenize ve odaklanmanızı artırmanıza yardımcı olabilir. Nefes ve meditasyon uygulamaları özellikle bir rutin haline geldiğinde, uzun vadede zihinsel sağlığınıza da olumlu katkılar sağlar.

Sosyal bağlarınızı güçlendirin.

Fonksiyonel donma sırasında kişi kendisini sosyal çevresinden izole etme eğilimindedir. Ancak sosyal bağlantılar, sinir sisteminizin dengelenmesine katkı sağlar. Sevdiklerinizle vakit geçirmek, güvende hissetmenizi ve duygusal olarak bağlantı kurmanızı destekler. Bu süreçte özellikle sizi anlayan, dinleyen ve destekleyen kişilerle iletişim kurmaya özen göstermek önemlidir. Sosyal bağlarınızı güçlendirmek, yalnızlık hissini azaltır ve içsel gücünüzü yeniden kazanmanıza olanak tanır.

Topraklanma tekniklerini deneyin.

Topraklanma, şimdiki ana odaklanmayı sağlayan basit ve etkili bir tekniktir. Topraklanma teknikleri arasında çıplak ayakla toprağa basmak, belirli bir nesneye dokunarak odaklanmak veya duyularınızı aktive etmek gibi yöntemler yer alır. Bu teknikler, sinir sisteminizi sakinleştirir ve zihinsel kopukluk hissini azaltır. Aynı zamanda duygusal dengeyi sağlamaya yardımcı olur ve sizi yaşadığınız travmatik ya da stresli durumlardan uzaklaştırarak güvenli bir alan oluşturur.

Dengeli bir rutin oluşturun.

Hayatınızda düzenli bir rutin oluşturmak, sinir sisteminizi yeniden dengelemenize ve kendinizi daha güvende hissetmenize yardımcı olabilir. Uyku düzeninizi sağlamak, beslenmenize dikkat etmek ve günlük planlamalar yapmak, fonksiyonel donmadan kurtulmanızı hızlandırabilir. Kendinize zaman ayırmayı da unutmadığınız dengeli bir rutin, hem zihinsel hem de fiziksel sağlığınızı iyileştirerek genel yaşam kalitenizi de artırır.

Fonksiyonel donma halinin belirtilerini, nedenlerini anlamak ve iyileşmeye yönelik aktif uygulamalar yapmak, bu döngüyü kırmanıza yardımcı olabilir. Ancak bu durum kronik bir hal aldığında ve belirtileri depresyon ya da kaygı bozukluğu gibi farklı bir psikolojik durumu anımsatmaya başladığında bir uzmandan destek almayı düşünebilirsiniz.



Aleyna Tepe

1997 yılında İstanbul’da doğan Aleyna, lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde tamamladı. Yüksek lisans eğitimine Bahçeşehir Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında devam ediyor. Çocukluğundan beri duygu ve düşüncelerini yazarak ifade eden Aleyna, iyi yaşam konseptine duyduğu ilgiyi yazma tutkusuyla birleştirerek Live to Bloom’da editör olarak çalışıyor. Akademik ve deneyimsel olarak kendini...



BLOOM SHOP