YAZAN: BURCU ERBAŞ

Mutluluk herkes için başka duyguları, durumları, düşünceleri ifade eder. Bu nedenle çoğu zaman herkese başka yollarla, farklı araçlarla ulaşır. Sonucunda hepimize mutluluk verecek kesin bir reçete de yoktur. Fakat farklı anlamlar yüklediğimiz bu mutluluk hissi hepimiz için ortak bazı temellere dayanır. Yürüttüğü birçok araştırma, bestseller kitapları ve sayısız ilham verici konuşmasıyla insan doğasını yakından tanıyan Gretchen Rubin mutluluğun temellerini 5 ana unsura indirebilmiş. Gerçek mutluluğun reçetesini sosyal bağlara, iyi alışkanlıklara, rutinlere ve sürece odaklanmanın önemine dayandıran Rubin, herkese uyacak en basit ve etkili öneriyi ise “kendinizi her düşük hissettiğinizde yatağa erkenden girin!” sözleriyle veriyor.


Mutluluğun reçetesi

Gerçek ve samimi sosyal bağlar

Rubin’e göre antik filozofların çalışmalarından günümüz araştırmalarına kadar mutluluğa dair kesinleşmiş olan tek unsur güçlü sosyal bağların önemi. Kişinin sevdiği ve sevgi gördüğü, destek aldığı ve aynı şekilde verebildiği samimi, gerçek ve yakın sosyal ilişkileri onu mutlu kılar. Bu ilişkiler, türü ne olursa olsun, ne denli güçlü ve anlamlı ise mutluluk o oranda artar. Rubin’in mutluluğu arttırdığına dair garanti verdiği tek tavsiyesi de herkesin enerjisinin, zamanının, maddi varlığının bir bölümünü bilinçli olarak var olan ilişkilerini derinleştirmesi, anlamlı bağlar kurabilmek için harcaması.

Ne çok belirsizlik, ne de çok kesinlik

Mutlu olabilmek için hayatın kocaman bir belirsizlikten ibaret olduğunu düşünsek de bu belirsizliği kontrol edebildiğimize inanmamız gerekir. Araştırmalar bu temelsiz kontrol inanışının kendini en somut haliyle evlerin içinde bulunan dağınıklık ile gösterdiğini söylüyor. Kişilerin evlerinde bulunan dağınıklı “kendi kontrollerinde” tutmaları; toplamaları veya daha çok dağıtmaları, evlerine dair duydukları güven duygusunu besliyor.

Öte yandan fazlasıyla kesin bir hayata sahip olmak da mutsuzluğu getiriyor. Araştırmalar en küçük ölçekte yaşanan değişim ve yeniliklerin; yeni bir restoran denemenin, eve dönerken her zamanki yoldan değil de başka bir rotadan yürümenin mutluluğu arttırdığını gösteriyor. Herkes büyüyebilmek, gelişebilmek için bir alana ihtiyaç duyar. Öğrenmenin, öğretmenin, yardım etmenin getirdiği büyüme de mutluluğu getirir. Hayata dair çok fazla kesinlik kişileri klostrofobik hissettirebilir.

Öte yandan her kişinin değişime ve belirsizliğe karşı özgün bir toleransı vardır. Bir kişi her gün aynı yemeği yemekten, aynı yolda yürümekten müthiş keyif alırken diğeri için inanılmaz boğucu gelebilir. Önemli olan yenilik ve tanıdıklık arasında kendi öz dengemizi kurabilmemizdir.

İyi alışkanlıklar

Günümüzün yüzde 40’ı alışkanlıklarımız tarafından yönetilir. Hangi yoğunlukta, ne tarz alışkanlıklara sahip olduğumuz kümülatif olarak mutluluğumuzu en çok etkileyen unsurdur. Bununla beraber birçok kişi için iyi alışkanlıklar edinmek oldukça zorlayıcıdır. Herkes, tüm insanlar için etkili sonuç veren bir alışkanlık edinme formülü olduğuna inanmak ister. Rubin’e göre ise alışkanlık edinme süreci inanılmaz öznel bir süreçtir. Her insan yeni bir alışkanlığı hayatına katabilmek için farklı araçlara, motivasyonlara ihtiyaç duyar. Sayısız method içerisinden de her birimizin yegane amacı; kendimizin nasıl en etkili şekilde bir davranışı alışkanlığa çevirebildiğini anlamasıdır.

Rubin bu farkındalığa erişmenin yollarından biri olarak herkese bir davranışını bilinçli olarak alışkanlık olarak edinebildiği dönemi hatırlamasını önerir. En son ne zaman ve nasıl her hafta düzenli olarak spor yapabiliyordunuz? Hangi koşullar altında sigarayı uzun bir süre içmemiştiniz? Verdiğimiz cevaplar bizi alışkanlık edinebilme tarzımıza, Rubin’in 4 farklı kategoride; Destekçiler, Sorgucular, Yükümlüler, İsyankarlar incelediği yatkınlıklara götürür.

Yükümlülerin yatkınlığı hesap verilebilirlik üzerinedir. Toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan bu kişiler başkalarına verdikleri sözleri tutmakta, okul ve ofis ortamında sorumluluklarını yerine getirmekte hiç problem yaşamazken kendilerine verdikleri sözü tutmakta zorlanırlar. Bunun nedeni de kendilerine verdikleri sözü tutmadıklarında ona bunun hesabını soracak, kendilerinden başka, hiç kimsenin olmamasında yatar. Çünkü bir işi tamamlama motivasyonları başkalarına karşı sorumlu hissetmede yatar. Bu kişilerin iyi alışkanlıklar edinmek için kendilerine bir tür sorumluluk hissi yaratmaları; bir arkadaşlarını da işin içine katmaları, tüm çevrelerini aldıkları yeni kararlardan haberdar etmeleri, şimdiki kendileri için değil gelecekteki kendileri için çalışmaları bu “yalancı” hesap verme hissiyatını kurabilir.

Rubin’e göre her 4 kategori için de en önemlisi kendini bilmektir. Toplumun %30’u gece vakitleri sabaha oranla daha verimlidir. Böyle kişilerin her sabah düzenli olarak koşuya çıkacağım gibi alışkanlıklar edinmeleri kendi doğalarına tamamen ters olduğu için imkansızdır. Bu nedenle hayat alışkanlığa değil, alışkanlık hayata uymalıdır.

Bilinçli günlük rutinler

Aynı zamanda bilinç sadece yeni kurulmaya çalışan alışkanlıklarda değil, alışkanlığa dönüşmüş veya dönüşmekte olan her tür davranışta olmalıdır. Mutluluğu sabote eden davranış şekilleri; geç saatlere kadar oturmak, çok fazla sosyal medyaya bakmak, sıkılınca yemek yemek bir adım geriye atılıp, farkındalıkla, henüz alışkanlığa dönüşmeden durdurulmazsa bir anda oto-pilota atılabilir. Örneğin; Gece geç saatlerde yemek yemeyi alışkanlık haline mi getirdim?“, “Tek sefer diyerek yaptığım bu davranışı, gerçekten kaç keredir yapıyorum?”

Davranışları gün içerisinde izleme ve takip etme, her tür alışkanlığın iyisiyle kötüsüyle görülebilmesini, üzerindeki farkındalığın yani kendi oto-kontrolümüzün artmasını sağlar. Kendimizle dürüst olup her birini kabul ettiğimizde de aralarından hangilerini tutmak, hangilerini bırakmak istediğimizi görebiliriz. Eğer bu kararı bilinçli olarak almayı çok zorlayıcı buluyorsak da Rubin’ göre sadece takip etmek bile kişinin bilinçaltını daha iyi bir yöne çevirmeye yeterli gelebilir. “Günde kaç kez çocuğuma bağırıyorum?”, “Bu kaçıncı bardak kolam?” gibi sorulara verilen dürüst, öz-eleştiriden uzak cevaplar çok önemlidir. Zaman içerisinde verilen cevapların iyileştiğini görmek örneğin; 5 gündür sabah ilk iş telefona bakılmadığını fark etmek, kendi kendi oluşmuş bu seriyi bozmama isteğini de getirir. Böylelikle kendi aksiyonlarımız, öz motivasyonumuzu yaratır.

Öte yandan iyi bir alışkanlık edinmede sosyal bağlar oldukça etkilidir. “Kötü huy bulaşır.” sözü her tür alışkanlık için geçerlidir. Edinilmeye çalışan bir davranışı düzenli olarak yapan bir sosyal grubun içinde olmak o davranışın alışkanlığa dönüşmesine yardım eder. Fiziksel buluşmaların yanı sıra online varlığımız, örneğin sosyal medyada kimleri takip ettiğimiz de alışkanlıkların oluşumunda büyük rol oynar. Fiziksel olarak bir grup arkadaşımızın veya sosyal medya üzerinden takip ettiğimiz influencer’ların kendilerine keyifle, gerçek gıdalar kullanarak sağlıklı ve besleyici yemekler yapabildiklerine şahit oluyorsak, bizler de evimizde dışarıdan söylemek, paketli gıda yemek terine kendimize yemek yapma alışkanlığı edinebiliriz.

Sonuca değil sürece odaklanma

Birçok kişinin mutlu hissetmesinin önündeki asıl engel sonuç odaklı düşünce biçimidir. “Şu kiloya eriştiğimde… maaşıma zam aldığımda… sevgilim olduğunda… evimden taşındığımda mutlu olacağım.” cümleleri mutluluğu hayatın her günkü akışından koparır ve bir sonuca bağlar. Araştırmalar ise tam aksine bu sonuçlara erişildiğinde daha mutlu olunmadığını kanıtlamıştır. Rubin’a göre mutluluğu sonuca bağlamanın sonucu çoğu zaman hayal kırıklığı ile sonlanır çünkü çoğu hedef sonlandığında dönüştürücü bir etki göstermez. Mutluluk o hedefe ulaşma sürecinde yaşanan heyecan, pozitif stres, gelişim, öğrenme ile ortaya çıkar. Yani sürece odaklanmak sonucu elde etmekten daha mutluluk vericidir.




Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP