Her tip cilde uygulanabildiği için güzellik dünyasının en sevilen bileşeni ve nem bariyerimizin en iyi dostu olan hyalüronik asit aynı zamanda fiziksel sağlığımızı yükseltmek için de kullanılabiliyor! Hyalüronik asit nedir ve faydaları nelerdir, sizin için yazdık!


Hyalüronik asit nedir?

Hyalüronik asit kısaltılmış haliyle “HA”, vücutta doğal olarak üretilen; özellikle de cildin, gözlerin ve eklemlerin yapısında çokça bulunan bir bileşendir. Vücutta doğal olarak üretilmesinin yanı sıra dışarıdan takviye şeklinde de alınabilir. Asit; kapsül, damla, jel ve enjeksiyon formlarında piyasada mevcuttur.

Hyalüronik asit ne işe yarar?

1. Kuru ciltleri suya doyurur

Kozmetiklerle aranız iyiyse, hyalüronik aside birçok krem ve serumda rastlamışsınızdır. Bunun sebebi, bu asidin mükemmel derecede nem tutma özelliğine sahip olmasıdır. Özellikle yaşın ilerlemesiyle hücrelerimizdeki su tutma kapasitesi azalır. Bu sebeple daha az su tutabilen cilt dokusu susuz kalarak dolgunluğunu yitirebilir.

Hyalüronik asit, bu gibi durumlarda gözle görülen bir etkiye sahiptir. Doğru kullanıldığı takdirde, susuzluktan kaynaklanan cansız ve sönük cilt görünümünün yerine cildin daha genç ve dolgun görünmesini sağlar.

2. Güneş yanıkları ve cilt yaralarını daha hızlı iyileştirir

Hyalüronik asit, kollajen ve sudan oluşan bağ dokularına sahip olan ağız ve dudak çevresinde çokça bulunur. Dudaklara mevcut şeklini verir, ağız dokusunu nemlendirir ve iltihaplanmayı kontrol eder.

Uçuk ve aft gibi ağız yaralarında, yaralı dokuları nemli tutarak koruma altına alması sebebiyle bu tip durumları tedavi etmekte faydalıdır. Aynı zamanda güneş yanığından oluşan hasarı ve ciltteki buna benzer tahribatları iyileştirmeye de yardımcı olur. Bu tip durumlarda kullanılan çoğu krem ve jel aslında bu asit türünü içerir.

Yapılan çalışmalarda, yarasının üzerinde hyalüronik asit içeren kremler kullanan kişilerin asit içermeyen krem kullanan kişilere oranla daha hızlı şekilde iyileşme gösterdikleri ortaya konulmuştur. İçeriğine göz atarak kendiniz de hyalüronik asitin kreminizde var olup olmadığını kontrol edebilirsiniz.

3. İnce çizgileri yok eder

Yukarıda bahsetmiş olduğumuz gibi cildin su tutma kapasitesini arttıran hyalüronik asit, bu yolla aynı zamanda ince çizgilerin görünümünü azaltma konusunda da başarılıdır.

Yapılan çalışmalarda, hyalüronik asitten yapılan serumlar cilt yüzeyine uygulandığında; kırışıklık, kızarıklık ve dermatit ile savaşabilecek kadar kuvvetli olduğu görülmüştür. Yalnızca topikal uygulamalarla kalmayan bu asit, bazı dermatologlar tarafından kırışıklıkları gidermek ve cilde genç bir görünüm kazandırmak için dolgu maddesi olarak da enjekte edilmektedir.

4. Eklem ağrılarına iyi gelir

Hyalüronik asit bir tür antioksidandır ve dolayısıyla da enflamasyonu azaltan özelliğe sahiptir. Eklemlerdeki iltihaplanmayı azaltır ve eklemler arasındaki sıvı kaybından dolayı oluşan ağrıları dindirir.

Bu amaçla kullanılmak istendiğinde çoğunlukla enjeksiyon yoluyla söz konusu ekleme uygulanır ve etkisinin görülmesi oldukça çabuk olur. Ancak ağız yoluyla alınan hyalüronik asidin aynı etkiye sahip olup olamayacağı hala tartışmaya açık bir araştırma konusu olmaya devam etmektedir.

5. Göz kuruluğunu tedavi eder

Hyalüronik asit, nem tutma kapasitesi çok yüksek olduğundan göz kuruluğunu tedavi etmek için de tercih edilen bir maddedir. Gözde doğal olarak bulunur ancak bazı kişilerde göz yaşının çabuk kurumasından veya yeterince üretilememesi gibi sebeplerden dolayı yine de kuruluk yaşanabilmektedir. Ortalama her 7 yetişkinden 1’i göz kuruluğundan kaynaklanan sorunlar yaşamaktadır. Bunun tedavisi için genellikle hyalüronik asit içeren damlalar ve ilaçlar kullanmaktadır. 

Göz kuruluğunun semptomlarının giderilmesinde ve genel anlamda göz sağlığını iyileştirmede damla formunda kullanıldığında faydalı olsa da hyalüronik asit ağız yoluyla alındığında aynı etkileri göstermeyebilir. Bu konuda maalesef kesin bir bilgi mevcut değil.

Hyalüronik asit zararları var mıdır?

Hyalüronik asit konusunda birçok kaynak genel olarak dışarıdan alımının güvenli olduğunu belirtse de hala oral yolla bu takviyeyi almanın tüm etkileri bilinmemektedir. Öte yandan vücudumuzun doğal olarak ürettiği bir madde olduğundan dışarıdan alındığında alerjik reaksiyon görülme riski oldukça düşüktür. Yine de bu tarz bir takviye almayı düşünüyorsanız bir uzmana danışmanızı tavsiye ederiz. 

İlginizi çekebilir!

Kaynak: Berkeley Wellness, Health Line, Dr. Josh Axe





BLOOM SHOP