RÖPORTAJ: BURCU ERBAŞ

Fashion Week İstanbul 2021 kapsamında yeni koleksiyonlarını gösteren, sürdürülebilir moda anlayışları ile öne çıkan 5 tasarımcı; Hatice Gökçe, Murat Aytulum, Nejla Güvenç, Tuba Ergin ve Tuvana Büyükçınar ile bir araya geldik. İstanbul moda sahnesinin etkili isimleri ile atılan sürdürülebilirlik adımlarını konuştuk. Organik kumaşlar, yenilikçi yaklaşımları ile uzun senelerdir sürdürülebilirliği Türk ve uluslararası moda sahnesinde NEJ isimli markası ile sergileyen Nejla Güvenç herkesi doğru seçimler yapmaya çağırıyor.


Geleneksel olarak yeniliğin ve sürekli üretimin ön planda tutulduğu, bir sene içinde birçok farklı koleksiyonun gösterildiği Moda Haftalarında, sürdürülebilir modaya verilen ilginin giderek artması ve koleksiyon sayılarının azaltılması hakkında ne düşünüyorsunuz? Yüksek moda panoramasında alınan bu karar günlük hayatta modayı algılayış biçimimizi değiştirebilir mi? 

Doğal kaynakların hızlı ve yüksek tüketimi, kirlilik, küresel ısınma pek çok ekosistemi derinden etkiledi. Moda endüstrisinin doğayla ve insanla olan ilişkisini yeniden tanımlaması noktasında tasarımcılar, üreticiler kadar tüketicilere de görev düşüyor. Tüketim alışkanlıklarını gözden geçirmek ve bu anlamda pozitif değişime gitmek, etik, yavaş ve sürdürülebilir modanın bir akım değil, aslında olması gereken yaşam şekli ve anlayışı ile kavramak gerekiyor. Hızlı modanın yarattığı çevresel, sosyolojik ve ekonomik zararların azalması ancak akımların yavaşlatılması ve sürdürülebilirliğin tekstil ve moda alanında sağlanması ile mümkün. Dünyayı korurken sadece iyi görünmekle kalmayacak, aynı zamanda iyi de hissedeceksiniz. Ekoloji boyutunda toksik olmayan, dönüştürülebilir moda ürünleri, ekonomi boyutunda tüketiciler, üreticiler için değer katan ürünler ve sosyal boyutunda ise daha iyi bir gelecek hedefliyoruz. Araştırıyor, soruyor, sorguluyoruz sürdürülebilir “iyi yaşam” için. Bu arayış tüm alışkanlıklarımızı değiştireceği gibi modayı algılayış şeklimizi de değiştiriyor. Rafine, sade, sağlıklı, duyarlı tasarım ve hikâyeler arıyoruz. 

Koleksiyonunuza sürdürülebilirlik kavramını ve kendi çevresel hassasiyetinizi ne şekilde taşıdınız? 

Nej markasının 2002’de kuruluş misyonu sürdürülebilir yaşam, sürdürülebilir moda, Türkiye’de bir ilki başlatarak organik, sürdürülebilir tasarım, üretim ilkeleri ile tamamen sürdürülebilir koleksiyonlar hazırlayarak marka yolculuğuma başladım ve aynı misyonla devam ediyorum. Dünyamızın varlığını korumak, doğanın dengesini korumaktan geçiyor. Doğal yaşamın dengesi için su ve ormanlar en önemli varlıklarımızdan. Ekosistem bir bütün, bazı parçaların yok olmaları diğer tüm parçaları olumsuz etkiliyor. Doğada üretkenlik ve çeşitliliğin devamlılığı sağlayan, daimî olabilme yeteneğini koruyan bilge ağaç, Hayat Ağacı… O, bütün evreni birbirine bağlar; dünyanın merkezinden kökleriyle derin sulara, gövdesiyle yeryüzüne, dallarıyla sonsuz uzaya yaşam veriyor. Nej Circle koleksiyonu yaşam ağacının köklerinden gezegenin yeniden doğuşunu anlatıyor. Forest Stewardship Council® /FSC® (Orman Yönetim Konseyi) tarafından sürdürülebilir, koruma ve kontrol altındaki ormanlardan, okaliptüs ağaçlarının sıvısından elde edilen, kapalı döngü sistemi ile üretilen “biodagradeble”, “fillsens” çevre dostu kumaşlar Nej Circle koleksiyonu ile kadına ulaşıyor. Sonbahar/Kış 2021/22 Circle koleksiyonunda doğanın yeşil ve kahve yansımalarına yaşam suyunun derin denizleri eşlik ediyor. Sükûnet inci tonunda beklerken, ateşli kırmızlar tutku ile umudu çağırıyor… İpeğin dayanılmaz hafifliği, el yapımı keçelerin sıcaklığı, dönüşen dönüştüren tasarımlar ile doğadan gelenle geçmişten geleceğe yaşam bağı kuruyor. Dönüştürülebilir geleceğe değer katarak Nej Kadını ile döngü devam ediyor zaman sonsuzluğa dönüyor…

Sürdürülebilir moda yaklaşımınızda ilhamınızı ve motivasyonunuzu nereden alıyorsunuz?

Yaşam, evren ve sonsuzluk… İklim değişikliğinin seyrine müdahale edebilecek son nesiliz, ama aynı zamanda acı sonuçlarıyla karşı karşıya kalacak olan ilk nesiliz. 

Sürdürülebilir moda anlayışında çevre dostu materyal seçiminden başka nelerin yapılması gerekiyor? Tüketiciye sürdürülebilirlik algısı nasıl daha iyi aktarılabilir? 

Belki de şu soruyu sormalıyız; sahi, dünyamıza neler oluyor? 

Dünyamız son yıllarda küresel ısınmanın sebep olduğu bazı sıra dışı değişiklikler yaşamakta. Petrolden sonra dünyayı en çok kirleten ikinci endüstri, moda endüstrisi tüm dünyadaki iklim değişikliğinin yüzde 8’inden sorumlu olarak gösteriliyor. Su yoluyla atılan kimyasallar su kaynaklarının kirlenmesine ve o bölgedeki habitatın tahribatına neden oluyor. Şu anda tekstil üretimi kaynaklı sera gazı salınımı global havacılık sektörünü geçmiş durumda. Peki bir tekstil ürününün ortalama kullanımının sadece 7 kez olduğuna inanabiliyor musunuz? Sırf indirimde diye alıverdiğimiz sıradan bir t-shirt için harcanan su miktarı yaklaşık 3000 litre, ki bu bir insanın 4 senelik içme suyuna tekabül ediyor. Dünyada su kıtlığı çeken 1 milyardan fazla kişi var ve bu şekilde devam edersek, 2025 yılına kadar dünya nüfusunun 2/3’sinin su kıtlığı çekeceği düşünülüyor.

2013 yılından beri Hindistan’da yılda ortalama 12.000 pamuk çiftçisinin, hızlı büyüyen talebe karşı aldıkları borçlar ve kazançlarındaki düşüş sebebiyle çaresizlikten intihar ettiğini, çoğunun çocuklarının pamuk için kullanılan tarım ilaçları yüzünden engelli doğduğunu veya kanserden hayatlarını kaybettiğini biliyor muyuz? Çoğu giyim tedarik zincirinde olmak üzere dünyada 215 milyon çocuk işçi bulunuyor. Sürdürülebilir gelişimi teşvik eden Earth Pledge isimli sivil toplum kuruluşunun verilerine göre bugün hammaddeleri tekstil ürünlerine dönüştürmek için 8 binden fazla kimyasal madde kullanılıyor. Buna ek olarak kullanılan böcek ve tarım ilaçlarının yüzde 25’i organik olmayan pamuk üretimi için harcanmakta. Bu yöntemler hem doğaya hem de bu giysileri satın alıp giyen insanlara zarar veriyor. 

Maliyetleri düşürmek adına üreticilerin yaptığı seçimler; içme sularımızı kirletiyor, toprağımızı zehirliyor, sınırlı kaynakları tüketiyor. Kötü şartlarda üretilen her ucuz ürünü aldığınızda bu üretim koşullarını desteklediğinizi unutmayın.

Peki, ne yapabiliriz?

  • Kıyafetlerin nerede ve nasıl üretildiklerini sorgulayın.
  • Markaları daha şeffaf olmaları için teşvik edin.
  • Sosyal medya kampanyalarına katılın.
  • Giysilerinizi kimin ürettiğini öğrenmek için markalara #giysilerimikimyapti (#whomademyclothes) diye sorabilirsiniz.
  • İhtiyacınız kadar alışveriş yapın.
  • Kıyafetlerinizi tamir edin veya farklı ürünlere dönüştürün.
  • Kıyafetlerinizi satın, bağışlayın veya geri dönüştürün.
  • Kıyafet değiştirme organizasyonlarına katılın veya organize edin.
  • Daha şeffaf ve sürdürülebilir markalara yönelin.
  • Yerel ve sorumlu üretimi destekleyin.




BLOOM SHOP