Yazın gelmesiyle birlikte deniz, kum ve güneş herkesin hayalini süslemeye başladı bile. Eğlenceli ve heyecan verici atmosferleriyle sahili bir adım öteye taşıyan yaz filmlerinin ise bu hayali beslediğine ne şüphe! İçinizi sımsıcak yaparken, tatile gitmek için sabırsızlanmanızı da sağlayacak yaz filmleri, sizin için oluşturduğumuz listede.
303
303’ü tanımlamak için sadece bir yol hikâyesi demek yeterli olmayabilir. Bir benzinlikte tesadüfen yolları kesişen Jan ve Jule’un aradıkları cevaplara ulaşmak için eski bir karavanla çıktıları yolculuklarına eşlik edeceğiniz bu filmde, hem kapitalist düzen, idealizm ve sosyoloji gibi konuları sorgulayacak hem de bavulunuzu bir anda toplamak için eşsiz bahaneler yaratan sinematografik anlara şahit olacaksınız. Filmi izledikten sonra Avrupa’yı karış karış gezip, onlar gibi deniz kenarında uzun ve dinlendirici bir soluk almak isteyeceğinize eminiz.
Moonrise Kingdom
Kendine has anlatım tarzıyla dikkat çeken yetenekli yönetmen Wes Anderson’ın Moonrise Kingdom’ını izlemek için yaz mevsiminden daha iyi bir bahane olamaz. Anderson denildiğinde akla gelen Frances McDormand ve Bill Murray gibi şahane oyuncuların yer aldığı 2012 yapımı filmde, iki gencin ailelerinden kaçarak Anderson’ın yarattığı muhteşem dünyaya adım atmasına seyirci oluyoruz. Sarı ve tonlarının hakimiyet kurduğu renk paletinden, deniz ve kumsal görüntülerinde de vazgeçmeyen yönetmenin bu sıra dışı eseri sayesinde içinizdeki naif duygular harekete geçecek.
Mine Vaganti
Ferzan Özpetek’in filmografisinde önemli bir yere sahip olan Mine Vaganti, yaz eğlencesinin ekranlarınızdan taşmasını sağlayacak. Muhteşem manzaraları ile baş döndüren İtalya’ya doğru sizi alıp götüren Mine Vaganti’de hem Akdeniz ruhunun getirdiği coşkuyu hemen sahile koşarak atmak isteyecek hem de bir ailenin birbirini tanıma serüvenine ortak olacaksınız.
Mamma Mia
Abba’nın hangi şarkısı radyoda çalıyor olursa olsun dans etmeye başlayanlardansanız Mamma Mia tam da size göre. Meryl Streep ve Amanda Seyfried’in başrollerinde yer aldığı bu eğlenceli müzikalde, bir an olsun yerinizde duramayacak, hem nostaljik dakikalar yaşayacak hem de Yunan adalarının eşsiz görüntüsüyle modunuzun bir anda yükseldiğine şahit olacaksınız. Biyolojik babasını bulmak için düğününe annesinin hayatını etkileyen üç erkeği birden davet eden Sophie ile birlikte dahil olacağınız bu keyifli macerayı, devam filmi Mamma Mia: Here We Go Again ile tamamlayabilirsiniz.
A Bigger Splash
Call Me By Your Name ile adını daha da geniş kitlelere duyuran Luca Guadagnino’nun Ralph Fiennes, Tilda Swinton, Dakota Johnson ve Matthias Schoenaerts’i bir araya getirdiği filmi A Bigger Splash, entrika ve romantizm sevenlerin muhakkak izleme listesine alması gereken yapımlardan. İtalya’nın volkanik bir adasına doğru yolculuğa çıkacağınız bu filmde, hem doğanın eşsiz sahneleri ile uyanışa geçecek hem de filmin unutulmaz havuz sahneleriyle şehirde bile serinlediğinizi hissedeceksiniz.
My Summer of Love
Listemizi bir başka aşk filmi ile sonlandırıyoruz. Adından da anlaşılacağı üzere bir yaz aşkı serüvenini merceğine alan bu Pawel Pawlikowski filminde başrolü Emily Blunt ve Natalie Press paylaşıyor. Doğanın içinde, yeşilliklerle örtülü manzaralarla kendinizi oldukça huzurlu hissedeceğiniz, bu iki aşık ile de kendinizi durgun ve ferah sulara emanet etmek isteyeceğiniz My Summer of Love’dan etkilenmemek mümkün değil.
