Sabah uyandıktan sonra etkili bir ayılma tekniği olarak bir bardak kahve içmek kulağa oldukça cazip ve masum geliyor. Dünyanın en popüler içeceği olan kahve, pek çok kişi için günlük hayatın olmazsa olmazı. Sıcak, buzlu, kremalı, aromalı, tatlı, acı yani kısacası birçok farklı tatta ve şekilde tüketilebilen, dolayısıyla da herkese rahatlıkla hitap eden kahve nasıl tüketildiğine de bağlı olarak beklenmedik etkilere neden olabiliyor. Kahve benim için olmazsa olmaz diyorsanız bu yazıya göz atmanızda fayda var çünkü kahve halsizlik yapıyor!

Enerjinizi arttırmak veya keyifli bir mola vermek için hayatınızda kahveye yer verirken dikkatli olmanız gerekebilir. İçeriğindeki kafeinin enerjinizi yükseltmesini beklerken yorgunluk, halsizlik ve ağırlık hissetmeniz çok olası. Severek içtiğim kahve halsizlik yapmasın da diyorsanız bu yazıya mutlaka göz atmalısınız!

İlginizi çekebilir: Sabah Kahvesine Alternatif: Karahindiba Çayı

Kahvenin diüretik etkisi

Vücudun idrar üretimini arttırmak gibi bir etkisi olan kahve, susuz kalmanıza neden olabilir. Yüzde 70’i sudan oluşan insan vücudu için rahatsızlık yaratan bu durum, kalp atışlarının hızlanmasına ve tansiyonun yükselmesine neden olur. Vücuda ekstra yük oluşturan bu tepkiler de kişinin kendini yorgun ve halsiz hissetmesinin başlıca nedenlerindendir.

Tüketilen kahvenin sıklığına göre içilen su miktarını arttırmak kahvenin beklenmedik negatif etkilerini azaltır.

Şeker veya tatlandırıcılı içerikler

Kahvenize şeker veya tatlandırıcı ekliyorsanız kan şekerinizin aniden yükselmesine ve aynı hazla düşmesine ortam hazırlayabilirsiniz.

Vücut şekeri kafeine göre çok daha hızlı kullanır. Bu durum enerjinin aniden düşmesine neden olan kan şekeri dalgalanmalarına sebebiyet verir. Kahveyi daha eğlenceli hale getirmek için eklenen şurup, çikolata ve krema gibi tüm ürünler vücutta şekerle aynı etkiyi gösterir.

Bu etkileri en aza indirmek için ise stevia gibi bitkisel tatlandırıcılara yönelmek krema yerine Hindistan cevizi sütü tercih etmek iyi bir seçenek olabilir.

İlginizi çekebilir: 21 Gün Alışkanlıkları Değiştirme Rehberi + Şekeri Bırakma Planım

Kahvenin beyin üzerindeki etkisi

Beyinde bulunan ve uykulu hissetmeye neden olan adenozin reseptörlerinin seviyesi gün boyu yükselir. Uzun bir günün ardından kendimizi yorgun ve güzel bir uykuya hazır hissetmemizin nedeni bu reseptörlerdir. Bu reseptörlerle tam ters etki gösteren kafein aynı zamanda reseptörlerin sayısını da çoğaltır. Bu da kahve toleransının artmasına ve vücuda kafein alınmadığı zaman daha uykulu hissetmeye neden olur.

Tüm gün kahve tüketen bireylerde kahve tüketimi halsizlik yapmaya daha da meyillidir. Adenozin reseptörlerinin tüm gün kafein tarafından bloke edilmesi kafeinin etkisinin bitmesiyle beyinde dengesizlik oluşmasına neden olur. Oluşan bu aşırı yorgunluk ve isteksizlik zaman içinde kronikleşerek sinir sisteminde kalıcı hasarlar bırakabilir.

Bağımlılığın arka yüzü

Bağımlılık yaptığı bilinen kafein, vücudun tolerans geliştirdiği ve ne kadar fazla içilirse o kadar fazla ihtiyaç duyduğu bir maddedir. Vücut normalde tükettiği doza alışınca tükenmişlik ve bitkinlik gibi hisler ortaya çıkar ve doz arttırılana kadar bu hisler devam eder. Kortizol seviyesinin yükselmesine de neden olduğu bilinen kafeinin dozunun arttırılması stresin de artması anlamına gelir.

Ayrıca insomnia, çarpıntı, anksiyete, gerginlik ve mide problemlerine de sebep olan kahve, vücudun kafeini hızlı veya yavaş metabolize ediyor olmasına göre değişik etkiler meydana getirmektedir.

İlginizi çekebilir: Bağımlılık Duygusundan Nasıl Kurtulabiliriz?



Sıla Bakır

1993 yılında doğan Sıla, lisans eğitimini 2017 yılında Bilkent Üniversitesi İletişim Tasarım Bölümü’nde tamamladı. Lisansüstü eğitimine devam etmeye karar vererek Politecnico di Milano’da Stratejik Tasarım Master’ı yapmaya başladı. Sağlıklı ve dengeli hayat tarzı konusundaki merakı sonucunda bol bol araştırma yapmakta, karşısında çıkan yeni fikirleri denemekten ve bunları paylaşmaktan büyük keyif...



BLOOM SHOP