YAZAN: DYT. SENA ÇETİN

Üreme çağında olan ve üretken yaşamın herhangi bir döneminde ortaya çıkabilen polikistik over sendromu (PKOS), üreme bozukluklarına sebep olarak bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, çok sayıda yumurtalık kistleri ile karakterize edilen bir endokrin bozukluktur. Günümüzde kadın hastalıkları arasında gittikçe sık duymaya başladığımız PKOS hastalığında beslenme ise başarılı tedavi yöntemleri arasında olmazsa olmaz faktörlerin başında gelir. İşte polikistik over sendromu için beslenme tüyoları! 


PKOS’un vücut ağırlığı üzerine etkisi

Overlerin işlev bozukluğu sonucu görülen polikistik durum, birçok kadın için beraberinde android tip obeziteyi getirmektedir. Vücut ağırlığı ideal kilosunda olan veya zayıf aralıkta olan kadınlarda dahi android yağ dağılımı görülebilir. Yağ dokusunun bu dağılımı ise glukoz toleransında bozulma ve hiperinsülinemi gibi kronik hastalıkları oluşturabileceği için beslenme tedavisi oldukça önemlidir. Bu hastalığa sahip bireylerde leptin yani tokluk sağlayan hormonun daha az salgılanıyor olması, vücut ağırlığı üzerinde önemli bir etki oluşturur. Bu nedenle tanı almış kadınlarda diyet, fiziksel aktivite ve davranış tedavisinin birlikte uygulanması yaşam kalitesinin artmasına sebep olan ilk adımdır. 

PKOS’un beslenme tedavisinde nelere dikkat edilmeli? 

Kahvaltı atlanmamalı

PKOS hastalığında özellikle kahvaltıya büyük önem verilmelidir. Kahvaltı protein içeren besinlerle desteklenmeli, karbonhidrat grubu besinler ise kan şekerinin daha yavaş yükselmesine sebep olan ve daha uzun süre tok tutan kompleks karbonhidratlardan seçilmelidir. Sağlıklı besinler ile gerçekleştirilen ilk öğün günün geri kalanında daha doğru besinlerin tercih edilmesine neden olacaktır. 

Glisemik indeksi düşük besinler tercih edilmeli 

Glisemik indeks, karbonhidratlı besinlerin tüketildikten sonra kan şekerini yükseltme hızı olarak tanımlanır.  Kısaca, tüketilen besinin kan şekeri etkisinin beyaz ekmeğinkine oranı olarak da belirtilebilir. Polikistik over sendromunda protein ve yağ içeriği yüksek diyetlerin aksine düşük glisemik indeksli diyetlerin kan bulguları üzerinde daha olumlu etkilerinin olduğu kanıtlanmış bir olgudur. Düşük glisemik indekse sahip besinler arasında ise nohut, mercimek, havuç, elma, kuru kayısı ve üzüm gibi besinler yer almaktadır. 

Doymuş yağlar yerine doymamış yağlar tercih edilmeli 

Diyet yoluyla fazla miktarda doymuş yağ asitlerinin alınması, PKOS’u olumsuz bir şekilde etkilemekte ve açlık-tokluk insülin düzeylerini hedef almaktadır. Bu nedenle doymamış yağ asitlerden zengin besinlerin tercih edilmesi insülin direncini azaltıp, kontrolsüz insülin salınımını engelleyerek androjen salımı azaltır. Günlük alınan enerjinin %2’sinden  fazlasının trans yağ asitlerinden gelmesi de kısırlık riskini arttırdığı için trans yağ alımından kaçınılmalıdır.

Antioksidan besinlere önem verilmeli 

PKOS azalmış antioksidan seviyeleri ile ilişkili olması sebebi ile vücuttaki inflamatuar yükü arttırarak yumurta kalitesini etkilemektedir. Bu nedenle oksidatif stresi azaltarak, yumurtalıkların daha iyi işlev görmesini sağlayan antioksidan besinler beslenme tedavisinde oldukça önemlidir. Aynı zamanda antioksidan besinler androjen hormonlarının kan yağları üzerinde oluşturduğu olumsuz etkiyi de azaltarak etki gösterir. Antioksidan etkiye sahip olan besinler arasında ise pancar, lahana, enginar, ahududu, çilek, yaban mersini ve ceviz gibi besinler yer alır. Bu besinlere günlük beslenmede mutlaka yer verilmelidir. 

PKOS’a uygun beslenme planı 

Özetle PKOS hastalığının obezite ve insülin direnci ile kısır bir döngüye sahip olduğu aşikardır. Tanı almış kadınlarda ağırlık kaybı sağlanamadığı sürece endokrin bozukluklar ilerlemeye devam eder. Bu nedenle beslenme tedavisine uygun olan yaşam tarzı değişikliğini yapmak, bireylerin ruh halini değiştirebilir ve semptomlarını azaltabilir. Bunu yapmak için en iyi yol güzel bir beslenme programı oluşturmak ve buna bağlı kalmaktır. Semptomların kötüleşmesine neden olabilecek daha sağlıklı alternatifler her zaman mevcut. Kahvaltıda beyaz ekmek yerine tam tahılları tüketmek, öğünlerde margarin içeren besinler yerine sağlıklı yağlardan zeytinyağı ile yapılmış yemekleri tercih etmek bile tedaviye başlamanın ilk ve küçük bir adımıdır. 

Unutmamak gerekir ki sağlıklı bir beslenme ile vücudu ve zihni güçlü tutmak için gerekli makro ve mikro besin ögeleri yeterli oranlarda sağlanır. Bununla beraber bedenimizi bilip, onu doğru besinler ile beslemek birçok hastalığın önlenmesine, sağlıklı bir vücut ağırlığının korunmasına, üreme organları başta olmak üzere tüm organların sağlıklı çalışmasına yardımcı olur.





BLOOM SHOP